6 Utanç

2 0 0
                                    

Sabah uyanmıştım ve gözlerim son derecede ağrıyordu. Aynaya bakmaya gittiğimde iğrenç gözüküyordum. Gözlerim şişmiş ve kızarmıştı ve yüzüm kireç gibiydi. Kendimi direk banyoya attım. Üzerime hızlıca bir şeyler giyip kendimi dışarı attım. Okula geç gitsem hiçbir şey olmazdı ben bu haldeyken. Bir ağaç bulup onun gövdesine yaslandım. Dün gece olanları hatırlayınca vücudumu iğrenç bir his kapladı. Gözümden bir damla yaş düştü. Aslında göz ile göz yaşı düşmandır. Ağladığında gözlerin kızarır ve o gözün sağlığını bozar ama göz yaşı buna inanmaz ve ona itiraz ederek akmaya devam eder ama göz farkında değildir göz yaşının onun sağlığına yararlı olduğunu. Dün olanlar iğrençdi hele benim için daha önce sevişmemiş hatta öpüşmemiş veya erkek eli tutmamış kızdım bu beni zorluyordu ben dün tacize uğramıştım. Tamam ne kadar bir yerim açılmasada kendimi bitmiş hissediyordum. Paramparça olan ruhum sanki bir kere daha deprem geçirmişti mümkün olabiliyormuş gibi daha çok parçalandı. Annem pes etmekten nefret edermiş ama o da sonunda pes etmişti. Ben pes etmeyecektim yerle bir olan ruhumu kayıp olan parçalarını bulup yerine yapıştıracaktım ama korkuyordum tekrar yere düşmekten korkuyordum. Kırılan hislerimi onarabileceğimden emin değildim.

İkinci ders 10 dakika sonra başlayacaktı bende ayaklanıp okulun yolunu tuttum. Sınıfa geldiğimde yeni zil çalmıştı bende yerime geçicektim ama tüm gözler bana döndü. Kafamı yere eğip sırama geçtim. Baran'da bana bakıyordu gözlerindeki ifade çözülmezdi. Dipsiz bir kuyuya benziyordu gözleri ya kuyuya düşücen ya da hiç bakmayıp yanından geçip gidecektin. Zil çaldı ve içeri hoca girdi. Ayakta onu selamlarken hocanın gözü bana takıldı.
"Nerelerdeydiniz Dünya hanım?"dedi alaycı bir sesle
"Özür dilerim geç kaldım."
"Sınav yaptım ama siz yatağınızda uyuklarken sınav yaptım ben."
"Birincisi bilip bilmeden konuşmayın lütfen ikincisi ben uyumuyordum söylediğim gibi geç kaldım." dedim en sevecen ses tonumla.
"Madem o kadar önemli işin vardı izninizle geç kalma nedeninizi öğrenebilirmiyim?" Tek kaşını kaldırarak konuşması sinirimi bozdu.
"Sizi ilgilendireceğini sanmıyorum." Hiç beklemediğim anda yanımdaki ses şunları dedi "Kızı zorlamayın anlatmak istemiyorsa bir nedeni olabilir?" Şaşırmıştım hocaya çıkışması şaşırtmıştı beni. Hoca "Sanane ki Barancığım biz Dünya ile konuşuyoruz bende o nedeni merak ediyorum." Sonra bana döndü ve anlatmamı beklercesine baktı.
"Bakın hocam sizle bir âlâkası yok lütfen ısrar etmeyin çünkü anlatmayacağım."dedim direterek.
"Ben senin askerlik arkadaşınmıyım bana öyle konuşamazsın hem yeni gelmişsin." Ruh hastası lan bu karı.
"Yeni gelmem bir şey değiştirmiyor. Son kez söylüyorum anlatmak istemiyorsam anlatmam."az da olsa bağırmıştım.
"Yürü disipline biraz bir şeyler öğren. Hem senin ailen nerede?"
"Yok"
"Kızım ne demek yok insanı sinir etme son kez söylüyorum ne yaptın?" Yeter artık kadına haddini bildirecektim. Ben rezil olucaktım ama kadın mahvolucaktı.
"Dün gece tacize uğradım. Sarhoş bir adam zorla istemediğim şeyler yaptırttı bana. Sağ olsun Baran arkadaşımız kurtardı beni. Sabah kafa dağıtmak için çıktım dışarı temiz hava iyi geldi. Tüm öğreneceğiniz buydu mutlumusunuz?" Sesim sona doğru kısılmıştı ve yine ağlıyordum. Çantamı hırkamı kapıp dışarı koşarak çıktım. Koşarak okulun çıkışına ulaştım ve eve hızlıca yürümeye başladım. Eve gittiğimde telefonumu masaya koydum ve 12 cevapsız arama olduğunu gördüm hepsi Yasemin idi kısa bir mesajla sorunu çözerdim.
Her şey yolunda kitapçıya gidiyorum istersen gel... Gönder tuşuna bastım. Aklım allak bullak olmuştu. Evet rezil olmuştum ama daha çok rezil etmiştim. Sınıftaki bazı kızlar buna normal bakabilirdi. Bunun düşüncesi bile iğrenç. Tüm olaylar üstüste gelince altından kalkamıyor ve daha çok sıkışıyordum bu sıkışma ise kalbimi etkiliyordu. Bu seferde kalbimden örnek alan ruhum ayağa kalkmaya çalışsa bile tekrardan düşüyordu. Aşk ve sevgi o kadar zıt iki şey ki. Sevgilin olunca aşık olmuş olmuyorsun sevmiş ya da hoşlanmış olursun. Aşk bambaşka bir şey. Bende konuşuyorum böyle ama daha önce hiç aşık olmamış veya hoşlanmamıştım. Hayalimdeki aşk benim için özel olmalı ama acı gerçek ise ben hiç bir erkeğe güvenmem. Küçük yaşta babam taradından yüzüstü bırakıldığım için erkeklere olan güvenim çok az. Olması gerekende bu! Eskide olanları ne kadar hatırlamak istemesemde bir şekilde kendini kıyıya vuruyordu. Tüm yaşadığım olayları eskilere bağlayıp kendimi zorluyordum ve bunu bilerek yapıyordum çünkü eskilerin acısı yeni olan olayları bastırabileceğini sanıyordum. Telefonumu arka cebime koyup tekrar çıktım. Sokak bomboştu. Kitapçıya uzun ama barların o tarafından geçmeyen bir yol bulmuştum. Bugün halam yoktu ve tamamen bana aitti kitapçı. İçeri yedek anahtarımla girdim. Halam bugün izinli olduğu için sadece benim olduğum zaman açık oluyordu kitapçı. Üstümdekileri askılığa astım ve saçlarımı ev topuzu yaptım. Kısa saçlarım önüme düştü ve kulağımın arkasına sıkıştırdım. Önce yerleri süpürdüm ve yeni gelen kitapları dizmeye başladım. Kapı açıldı ve içeri Yasemin girdi. Koşarak bana sarıldı.
"Keşke anlatsaydın."
"Keyfini kaçırmak istemedim."
"Saçmalama salak."
"Ee naber?"dedi sevecen bir tavırla
"Hiç hadi belim koptu bana yardım et al şu test kitaplarını sınıflara ve konularına ayır."
"Peki kaptan."dedi ve ikimizde güldük. Kitapları eline verdim. Telefonumdan müzik açtım Umut Kaya-Mor yazma. İkimizde şarkıyı söylerken içeri bir müşteri gelince şarkıyı kapattım. Küçük bir kız ve annesi gelmişti onları çocuk kitapları taradına götürürken aklıma Elif gelmişti acaba ne olmuştu? Kasada ödemeyi aldığımda kız bana masum masum bakıyordu ona gülümsedim ve çıkışa doğru gittiler. Arka tarafta küçük bir mutfak vardı. Hızlıca iki tane kahve yapıp. Kitap kısmına geldim Yasemin'i çağırdım ve çok mutlu olmuştu. Yasemin bardakla oynayarak bir soru sordu.
"Dün nasıl oldu? Tabi anlatmak istersen?"dedi telaşlıca
"Yok sorun olmaz dün kitapçıdan çıktıktan sonra evim ile olan kestirme yolda kazı çalışması vardı bende istemediğim sokaktan geçmek zorunda kaldım. Barların olduğu sokak. Çok susamıştım çünkü çok iş yapmıştım. Su almak için bir bara gitmek istemedim ama elimde değildi.  En kalabalık barlardan birini seçtim arada kaybolurum diye. Girdim suyumu içtim tam çıkıcam biri beni sıkıca tuttu ve bir yerlerden sürüklemeye başladı bir odaya geldiğimizde beni fırlattı. Ben kaçmaya ve ona vurmaya çalıştım ama olmadı. Adam ellerimi kemerle bağladı. Ondan dolayı mosmor bileklerim. Ağlamaktan gücüm bitmişti. Adam tişörtümü çıkarttı ve üzerime gelicekken içeri Baran geldi şansa o da bu bardaymış. Adamı dövdü falan sonra yardım etti bana ve evime götürdü..." Yasemin ağlamamak için kendiyle savaş veriyordu. Daha sonra elimi tuttu ve şunları söyledi.
"Dünya sen gördüğüm en güçlü kızlardan birisin. Ben senin yerinde olsaydım intihar falan ederdim ya da ne biliyim bloody mary i falan çağrırdım."
"İntihar bir çözüm değil dermiş annem."
"Ayy tamam yeter sıkıldım. O değilde Baran'ın en yakın arkadaşı çok taş değil mi ya."
Güldüm. Biz öyle sohbet ederken arada müşterilerde geliyordu. Dükkanı kapatıyordum şimdi Yasemin çoktan gitmişti. Eve hızlı adımlarla yürüdüm Eıza abiye selam verip yukarı çıktım. Eve girdikten sonra yatağa kendimi öylece bıraktım.

Unutulan DüşlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin