#3#

22 1 1
                                    

#Yiğit#

Parti bitip Deniz'le eve geldiğimizde çok yorulmuştuk. Onun da gözlerinden belliydi.
Gözlerini ovuşturup
"Ben yatıyorum abi. İyi geceler." Dedi.
"İyi geceler abicim." Diyerek yanına gittim. Saçlarını karıştırdım. Bunu neden yapıyordum bilmiyordum ama annemler gittiğinden beri böyleydi.
Belki erkekler sarılıp öpmekten hoşlanmadığı içindir. Onun da benim de hoşumuza gidiyordu bu. Gelenek haline gelmişti. Sanki böyle yaparak aramızdaki bağları güçlendiriyorduk.
Gülümsedi ve tekrar
"İyi geceler." Diyerek merdivenlere yöneldi.
Bende elimdeki anahtarı masanın üzerine bırakıp mutfağa geçtim. Midem acayip yanıyordu. Dolabı açtım. İçecek soğuk bişeyler aradım. Tam o sırada dışarıdan bi ses geldi. Biri bişeye çarpmıştı sanki. Bahçeye doğru yavaş yavaş ilerlerken geriliyordum. Tezgahın üzerindeki bıçağı elime aldım ve yavaşça kapıyı açtım. Dışarıya ilk adımımı atmamla bi kedi bana öyle bi pıskırdı ki. Yüreğime iniyordu. Ben düşmanı kendi hizamda ararken yerden gelen bi ses beni gerçekten korkuttu.
Ona baktım. Yanında 3 küçük yavrusu vardı ve annelerinin arkasına saklanmışlardı. Çöp yere dökülmüş kapağı yuvarlanmış gitmişti.
Elimdeki bıçağı yere koydum ve kedinin yanına yaklaştım. O da bana doğru gelerek mırrlamaya başladı. Ben tüylerini okşadıkça kendine masaj yapıyordu elimle. Sonra yavrulara baktım. Onlar da yaklaştılar.
Aklıma aç oldukları geldi.
İçeriye girdim. Bi kaseye onlara süt doldurdum. Tam arkamı döndüm çıkacaktım ki bi tanesi ayağıma sürtündü. Küçük ve ince sesiyle çıkardığı daha doğrusu çıkarmaya çalıştığı 'miyav' sesi çok tatlıydı. Onu da aldım ve bahçeye doğru yürüdüm. Yavru kediyi de oraya bırakarak sütlerini koydum. Hep beraber içmeye başladılar. Bende bi bardak su alarak odama çıktım. Suyu başucuma koyarak yatağıma geçtim.
Kendimi yatağa attığımda nasıl yorgun olduğumu fark ettim. Her tarafım ağrıyordu. Üzerimi değiştirmeye bile halim yoktu. Ama prensip olarak asla kıyafetlerimle uyuyamazdım. Bende en güzelini yaptım. Tüm hepsini çıkararak boxerımla örtünün altına girdim. Tam uykuya dalacağımda kırmızı elbiseli kız düştü aklıma. O anı hatırladım. Düştükten sonra gözünden akan yaş...
İçim ürperdi. Daha önce bi çok kız benim yüzümden ağlamıştır kabul ediyorum. Umrumda olmaz pek ama bu seferki başkaydı. Bambaşka...
Ama daha sonra Şahin'le dans etmesi garip bi his uyandırdı içimde. Onu ilk ben gördüm diyesim geldi. Ama sonuçta Şahin Buse'den sonra hiç bi kızı istemezdi. Bu yüzden o kız yine benimdi. Sadece benim...
Kırmızılı..
Onu düşünerek uykuya daldım.

#Şahin#

"Eylül?"
"Hıı"
"Uyan geldik."
O sırada gözlerini açtı. Etrafına bakındı. Sonra bana baktı.
"Teşekkür ederim."
"Rica ederim de saat 01.00. Seni bu saatte yurda alacaklar mı?"
Uykulu sesiyle cevap verdi.
"Ahmet amcam bitanedir. Alır beni. Ama diğer salak stajyer kılıklı inatçı. İnşallah o yoktur."
"O varsa ne yapacaksın?"
"Caddeye çıkıp sağa döndüğünde bi pansiyon var. Orda kalırım."
"Vay. Demek ki çok geziyorsun partilerde ha?"
"Ne alakası var ya?!"
"Baksana sürekli geç kalıyorsun demek ki. B planların daima hazır."
"Saçmalama be. Neyse sana laf yetiştirecek değilim. Teşekkür ederim." Dedi. O anda gitme benimle biraz daha kal diyesim vardı ama yapmadım. Yapamadım.
"Ne için?"
"Beni bıraktığın için. Tekrar Teşekkürler." Diyerek indi arabadan.
Gitmesini istemiyordum. Bişey olsun ve gitmesin lütfen lütfen. Arkasından izliyordum. Kapıya gitti. Yürüyüşü çok hoştu. Güvenlik kulübesinin orda içerideki adamla konuşuyordu. Sonra bi ara bana baktı. Tekrar kafasını adama çevirip bişeyler daha söyledi. Daha sonra gözlerini devirerek arabaya doğru yürümeye başladı. Allahım. Başka bişey istesem olacakmış. Yaklaştı ve bende camı açtım.
"Stajyer kılıklı varmış ya. Almadı beni içeriye." Diyerek kafasını salladı.
"Beni pansiyona kadar götürür müsün? Bu ayakkabılarla yürümek hiç hoş değil de" Harbiden de ayakkabılarla yürüyemiyordu. Sanki ilk adımlarını atan bebek ya da penguen gibi gözüküyordu.
"Atla hadi." Tam o anda onu bizim eve götürmek geldi aklıma. Hem ona daha yakın olurdum. Hem de hakkında biraz daha şey öğrenirdim.
"Bize gidelim mi?"
Soruyu sorduğum anda gözleri kocaman açıldı. O sırada beni yanlış anladığını düşündüm.
"Ya öyle değil. Yani kalırsın bizde. Annemler de yok hem. Hemde kız kardeşimin arkadaşları falan vardır belki. Ben geçer odama yatarım. Sana da misafir odalarının birini ayarlarız. Ne dersin?"
Toparlayana kadar canım çıktı. Bu kız Yiğit'in tek gecelik kızlarına benzemiyordu. Belliydi. Hem de öyle biri olsa benim işim olmazdı.
"Yok ya sen beni pansiyona bırak."
Diyerek kafasını yola çevirdi. Ben hala ona bakıyordum. Dediğini yapmayınca tekrar durdu.
"Neyi bekliyorsun Şahin. Hadi."
Belli ki inat edecekti.
"Bizde kalsan ne olur. Niye kendine eziyet ediyorsun ki. Valla hiç umrumda değil. İstersen kapıyı üzerimden kilitle. Ben senin düşündüğün erkeklerden-"
"Bişey olmaz ama ben kalmak istemiyorum. Hadiii."
Bişey olmazsa bize gidiyoruz küçük hanım hadi bakalım. Arabayı çalıştırdım. Ve doğru bizim evin yolunu tuttum. Eve ulaşana dek baya bi dayak yedim ama sonunda pes etti. Bu gün bana çok iyi gelmişti...


.

ŞAH VE MAT.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin