#1#

67 2 3
                                    

Merhaba. Ben Şahin. 21 yaşındayım. Çok zengin bir ailenin tek oğluyum fakat tek çocuğuyum diyemem. 1 tane kız kardeşim var. Adı Nur. Başımın tatlı belası desem yeridir.
Aramızda 4 yaş var.
Annem bir vakfın kadın kollarında üye.
Babam desen şirketler holdingler fabrikalar. Ne ararsan var.
Zenginlerin oturduğu villalardan oluşan bi sitede 3 katlı bi evde yaşıyoruz.
Tabiki teras katı benim.
Ama buraya yeni taşındığımız için şu anlık çok fazla bi eşya yok.
Bi kaç puf 1 yatak 1 de kum torbası.
Önceki evimiz feci bir şekilde yandı.
Eski anılarım alevlerin arasında kül oldu ve boğazın eşsiz manzarasında can verdi.
Neyse.
Çok fazla ayrıntı şu anlık boş
İyi okumalar :)

O gün üniversiteden çıkar çıkmaz eve geldim.
Nur'un okuldan çıkmasına 1 saat vardı.
Aldığım panda mı ayıcık mı yatağının üzerine koydum. Eve getirene kadar kızlar dönüp dönüp baktılar. Çok ilgi çekici bişey olmalı ki Nur da sever inşallah.
Kızlar neden böyle salakça şeylerden hoşlanır hiç anlamam.
Odanda sen kadar bi ayı olsa ne olmasa ne. Yalnızlık falan mı çekiyorsun.
Ben bu düşüncelerdeyken Yiğit gelmiş. Benim çok yakın arkadaşımdır.
Gülerek:
"Hayırdır kardeşim sevdin galiba ayıyı. Bi tane de sana alırdık söyleseydin.
Elimdeki yastığı ona fırlatacakken aşağıda sesler arttı bi anda. Balkondan baktım ve Nur'un kız takımı gelmiş her şeye burunlarını sokmaya başlamışlardı.
Yiğit ile birbirimize baktık.
Ömür boyu bu odada saklanabilirdik. Ama sonuçta bu işe ben kalkışmıştım. Ve canım dostum da beni yalnız bırakmamış organizasyon şirketi ile baya yüz göz olmuştu.
Hatta orda kendine hatun düşürecekken ben yetiştim. Çünkü şirket babamın bi arkadaşınınmış. Ayıp olurdu.

Yiğit bizim evin oğlu gibiydi. Onunla küçük yaşta tanıştık. 3 sene önce annesini ve babasını bi kazada kaybetti. Bi erkek kardeşi vardı. Adı Deniz. Nur ile baya iyi anlaşırlardı. Annem Yiğit'i severdi. Kendi oğlu gibi sayardı.
Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Ne yapacaksak beraber karar verirdik.
Birbirimizden hiç ayrılmazdık.
Sapsarı bukleli saçları bal rengi gözleri ve baya iyi bi fiziği vardı.
Ben derseniz onun tam tersiydim.
Simsiyah düz saçlar mavi hatta turkuaz rengi gözler ve fiziğimle Yiğit'in tersiydim.
Üniversite de ben işletme okuyordum. O ise başarılı bi avukat olmayı kafaya koymuştu.
Kardeşi Deniz ise sağlık bölümünü seçmişti.
Annesi ve babasının vefatı ardından biraz dağılsa da o kendini toplardı. Buna inanıyordum.
Çünkü hiçbir avukat çapkın ve zengin bi isimle anılmak istemezdi.

Gel gelelim şu an evdeki durumlara.
Nur'u okuldan almaya gitmeliydim. Ve Yiğit beni arayana kadar onu oyalamalıydım. Belki bi kaç alışveriş merkezi gezer kendimi feda ederdim. Ya da küçük prensesim ne yapmak isterse. Kapıdaki pahalı ama küçük ve spor olan arabama atladım. Bu arabayı bi iddia da kazanmıştım. İlk arabam olmasa da seviyordum.

Gittiğimde Nur okulun bahçesindeki bankların birinde oturmuş telefonla uğraşıyordu. Yüzü biraz asık gibiydi. Uzaktan izlediğimde kardeşimin ne kadar güzel olduğunun bi kez daha farkına vardım. Ona sahip çıkmalıydım. Dışarda bi sürü piç varken onu onların eline bırakamazdım. Gerçi bende onlardan biri sayılırdım ama en azından yanımdaki kızlar gayet istekliydi. Bu benim suçum değildi ki. Düşüncelerimden sıyrılıp yanına gittim ve oturdum.
"Burda biri sıcaktan pişmiş sanırım" diyerek öptüm.
Yüzüme baktı ve telefonu kapattı.
"Hoşgeldin abiş" diyerek o da beni öptü.
"Bugün seninle biraz dolaşalım, abi kardeş zaman geçirelim diyorum ne dersin fıstığım?"
Düşündü. Normalde kuyruğum gibi benden ayrılmak istemezdi. Bana düşkündü. Ama kesin bişey vardı.
Ya da doğum günü olduğu için bana oyun oynuyordu. İkna etmek için kendimi feda ettim.
"Hem istediğin elbiseyi almaya gidebiliriz. Belki biraz da alışveriş?
İşte buna Hayır diyemezdi.
Bi anda gülümsedi ve kabul etti.
Arabaya doğru ilerlerken yüzü gülüyordu. Buna gerçekten sevindim.

#Yiğit#
Şahin benim kardeşimdi. Şu an ki çektiğim eziyet onun içindi. Ve gerçekten sıcağın altında yanmıştım. Son balonu da ipe astıktan sonra indim ve kendimi mutfağa atarak bi su şişesi bulmak için dolabı açtım. Tam suyu tepeme dikecekken Nur'un arkadaşı olarak düşündüğüm kızın o ince sesiyle hayııırrr diye bağırmasından aklım çıkmıştı ve buz gibi olan su üzerime döküldü.
O anda vücudumdaki şok ile kızın peşine düştüm. Kırmızı elbisesi ile bahçeye koştuğunda ayağındaki topuklu ayakkabı onu dengede tutmaya yetmemiş ve bileğini burkmasına sebep olmuştu. Kız yerde acı içinde kıvranırken milletin gözü benim üzerime hatta aşağı tarafıma çevrilmişti.
Bende baktığımda tüm karizmam alt üst olmuş sanki küçük bi çocukmuşum ve altıma çiş yapmışım gibi görünüyordu.
Sahi ben bu kızı neden kovalıyordum.
Yine de yüzümdeki sert ifadeyi bozmadım ve yanına gittim. Elinden tutup kaldırmak için elimi uzattım ve bekledim. Kız elimi gördüğünde elime vurdu ve "çekil şurdan be" dedi.
Şok geçirdim.
Bana Hayır diyen bi kız çıkmıştı karşıma.
"Kim olduğunu, beni neden korkuttuğunu, bu hale neden geldiğimi bilmiyorum ama bırak yardım edeyim" dedim.
Kız yüzüme baktı. Nur'un arkadaşlarından yaşı büyüktü.
Belli ki çok canı yanmıştı.
Ayağına baktığımda bileği kızarmış biraz da şişmişti.
Kahverengi gözlerini gözlerime diktiğinden beri içine dolan yaş göz hizzasını terk ederek aşağı doğru süzülmeye başladı.
Neden bilmiyorum ama bu çok canımı yakmıştı.
İlk defa bi kızdan etkilendim.
Gerçek anlamda..

ŞAH VE MAT.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin