>>14

585 78 80
                                    

Ashton bıkkın gözlerle Calum'a bakarken elindeki kalemin ucu hala kağıdın üzerinde duruyordu. Calum, sanki o yokmuş gibi telefonuyla oynamaya devam ettiğinde Ashton öfkeyle kalemi bıraktı ve "Calum" dedi. "Tanrım, şu lanet telefondan uzaklaş artık."

"Uzaklaşırsam işsiz kalırsın, doktor" dedi Calum alaycı bir ses tonuyla. Yine de gözlerini telefonundan ayırmamıştı. Ashton gözlerini devirdi. Calum'a ondan başka hastaları da olduğu gerçeğini hatırlatmaktan bıkmıştı. Derin bir nefes aldı, gözlerinin önüne gelen sarı tutamları geri itti ve önündeki not defterini ve kalemi Calum'a doğru uzattı. Calum gözlerini telefondan çekip Ashton'ın elindekilere bakarken kaşlarını çatmıştı.

"Madem sana yardımcı olamıyorum..." Ashton elindeki not defterine baktı. "Sen bana yardımcı ol."

"Ne zırvaladığın hakkında en ufak bir fikrim yok, Ashton."

"Benim yaptığımı yap sadece."

Calum hiç düşünmeden telefonunu cebine koydu ve not defteri ile kalemi Ashton'ın elinden aldıktan sonra önündeki boş sayfaya bakmaya başladı.

"Şimdi sana kısaca kendi sorunlarımdan bahsedeceğim" dedi Ashton. "Ve sen de bana bir ilaç ya da terapi niteliğinde herhangi bir şey karalayacaksın, tamam mı?"

Calum sırıttı ve yaklaşık altı terapiden sonra belki de ilk kez Ashton'ın suratına baktı. "Rolleri değişiyoruz, öyle mi?"

Ashton omuz silkti. "Ailen bana fazlasıyla para ödüyor ve sen de iyileşmek istemiyorsun. En azından birimiz kurtulur."

Calum kalemi eline aldığında Ashton da ciğerlerini oksijenle doldurdu ve kafasının içindeki aptal düşünceleri daha kısa bir biçimde Calum'a anlatmaya başladı. En kısa yoldan ona her şeyi anlatacaktı, Calum'ın herhangi birine bunu şikayet etmeyeceğinden son derece emindi.

"Luke'u hatırlıyorsundur" diye başladı Ashton sorar bir ifadeyle. Calum belli belirsiz kafasını salladığında devam etti. "Sevgilisi var, tabi o pis herife sevgili denebilirse, ama var. Michael. Babam eskiden onun ailesine açtığı bir davada ellerindeki her parayı kuruşuna kadar almış, evlerine el koymuştu. O sıralar ben yatılı okulda kalıyordum ve Michael bir gece evime gelip tüm ailemi katletti." Ashton duraksayıp Calum'ın suratında duygularını ifade edecek bir şey aradı ama bulamayınca fazla üzerinde durmadı. " Luke ile lise sonda tanışmıştık ve üniversitede farklı yerlerde olduğumuz için nadiren buluşur, genellikle konuşmak için mesajlaşmayı tercih ederdik. Üniversitenin son yılında bir erkek arkadaş bulduğundan falan bahsetmişti, onun mutlu olduğunu düşünerek sevinmiştim ve sonra erkek arkadaşının Michael olduğunu öğrendim. Ona onunla buluşmamasını söyledim ama Luke umursamadı. Kendi dairesinden ayrılıp Michael'ın kaldığı kokuşmuş yere geçti ve-"

"Tanrım." Calum, Ashton'a ters bir şekilde baktı. "Sadede gel, Irwin."

"Ah, doğru, tamam." Ashton derin bir nefes aldı ve anlatmaya devam etti. "Michael onu sürekli dövüyor ve başka şeyler yapıyor, ne yaptığını tahmin ediyorsundur. Neyse ne. Bir ara bu göt herif yüzünden kavga ettik, saçma bir kavgaydı ama oldu işte. Sonrasında üç hafta boyunca konuşmadık ve ben dün özür dilemeye gittim. Onu öptüm, karşılık vermedi. Birkaç dakika sonra da Michael geldi. Karnından bıçaklanmıştı. Bir doktor çağırdım falan filan, Luke o bok kafalı herifin yanında uyuyakaldı ve onu yatağa bıraktıktan sonra Michael'ı benzettim."

Calum kaşlarını çattı. "Buna mutlu son diyorlar, biliyor muydun?"

"Sorun şu ki, Luke'a aşığım."

Calum koltuğunda kıpırdandı ve "Siktir" dedi öfkeyle. "Sadee ona aşık olduğunu söyleseydin yeterliydi."

Ashton, Calum'ın deftere bir şeyler karalamasını izledi; Calum işini bitirdiğinde defteri ve kalemi kıvırcık saçlı çocuğun masasına bıraktı ve "Biliyorum, iki gün sonra geleceğim" dedikten sonra odadan çıktı. Ashton bir süre onun arkasından bakmış, ardından bakışlarını defterdeki yazıya çevirmişti. Sayfanın ortasına büyük harflerle yazılan dört harf, kalbinin teklemesini sağladı.

Luke.




diğer bölümde ekşın olayları başlıyor

o olaylar bittikten sonraysa final zaten

sonra da yeni kitaba geçerim

o değil de, henüz benim aptal hikayelerimi okumaktan bıkmadınız amk ♥


than he can || muke/lashton (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin