Köpük'ten :D;
"Miiuv, miiuv. Gırrrrr. (Bi sabah da kendin kalk amına koduğum) "
Hazal'dan;
"Köpük, kalk üzerimden ya tamam kalkıyorum!" Kediyle konuşmaya çalışan bi psikopat görmüş müydünüz? Artık gördünüz. Yavaşça yatağımda doğruldum. Ve tekrar yatağa düştüm. Komidinimden telefonumu alıp saate baktım. Çöş amk! Saat sekize on var! Bi dakka bi dakka. Uzun bi hassiktir. LAN ARAS 8'de GELCEKTİ! Aceleyle üstümü giyindim ve aşağı indim saat 7:06... 4 dakikada hemen annemin hazırlamış olduğu kornfleyksi (:D) ağzıma tıktım saat 7:08 . Vay amk hızlıymışım. Eeee ablanız yani gençler. Hemen ayakkabılarımı giydim. Annemi öptüm ve çantamı alıp hemen dışarı fırladım . Kapının önünde uzun zamandır bekliyomuş gibi yaptım. Otuz saniye kadar rol yaptıktan sonra göt cebimden telefonumu çıkardım. Saat 8:01 di ve Aras hala gelmemiş....gelmişti. Bana gülerek bakarken kızarmıştım. Yarım saat(dakika)dir havaya bakarken geldiğini bile farketmemiştim. Arabaya geçtiğimde gülümsemesini bozmadan önüne döndü. Bi anda aklına bişey gelmiş gibi arka koltuktan çantasını aldı ve açtı. Bugün bi fazla doluydu sanki çantası. Düne göre. Çantasından çıkardığı ufak bi yastığı bana uzattı. "Sen nerden bi-" işaret parmağını dudaklarıma götürdü ve susmamı sağladı. "Ben sana medyumum dedim ama sen inanmadın." Boh boh. "Ben bilirim." Diyerek direksiyonu tuttu ve olay gizemini korudu.
~
Son olarak Enes'i de aldık. Ve uzun bi süre durduk. "Niye gitmiyoruz?" Diye sorduğumda Aras yine çantasını karıştırıyodu. "Bu hediyeyi de sana herkesin önünde vermek istedim." Oha bitmedi mi? Len mq. Çantasından yavaşça çıkardığı şeyi ben doğru mu gördüm?! Oha. Kamera nerde lütfen gösterin. Çocuk senelerdir istediğim ama alamadığım raketi almış! Oha o şey 1200 TL lan. Şok halimden çıkmaya çalışıp Aras'a döndüm. Bu.. Bu çok pahalı. Ve sen bunu istediğimi nerden-" lafımı kesen Selin "Biz söyledik, hem zaten merak etme herkes birlikte ortak ödedik." Buğlu gözlerimle Aras'a döndüğümde beni kolunun altına aldı ve şaçıma bi öpücük kondurdu. Lan ne kadar malız. Daha dün tanıştığım çocuk beni öpüyo ve ben rahatsız olmuyom di mi ne garip. "Masa tenisi oynadığını öğrendiğim de iyi oldu. Dün hiç bahsetmedin küçük hanım." Oha, lan ben aşkımı söylememiş miyim?! Ayıp be Hazal! "Aaa, söylemedim mi cidden?" Hayır anlamı yüklü kafasını salladıktan sonra gaza bastı ve okula doğru gittik.
~
Bütün yol boyunca rakete baktım. Lan hakkaten o raket! Masa tenisi oynuyosak basket oynayamaz da değiliz yani. Arabadan indim ve raketi çantama yerleştirip çantamı yere fırlattım. Şaka lan mal mısınız özenle koydum tabi. Okulun ön bahçesindeki potanın yanına gider gitmez "Selam gençler!" diye anırdım.... Jsksjsjsökflsldldkeksöd... Ciddyim, anırdım. Hızla ilerleyen maça öyle kaptırmıştım ki iki üçlükle bitirdiğim maçı izleyen Aras'ı farketmedim bile. 'Ne bakıyon lan yarraam?!' demek isterdim ama tabi ki "Kanq, neye bakıyon bi yer mi açık?" bakın ben sözümü sakınmam, diyek söylerim. Dobra olun siz de. Baya iyi valla vicdan diye bişi yok. Sadece havaya bakarak kendi çapında kahkaha atarak beni alaya aldı. Benimle.alay.etti! Hua sikerim onunla mı uğraşçam? Bizim bahçede kocaman bi çınar var. Adı PİÇınar. Evet onun bi adı var. İşte bu PİÇınar ın oraya baktığımda Aras'ın haritasını çıkarmakla uğraşan kızlar gördüm. Lan, siz bittinuz oglim. Aras'ı kolundan çekip tereddütte kalmadan yanağını öptüm. Nolduğunu anlamadı tabi saf. Gülümsedi ve omzunun altına aldı beni. Oh olsun. Siktim sizin o bakışlarınızı. Zilin çalmasıyla çantamı aldım. Raketi kontrol edip içine koyduktan sonra içeri girmeye çalıştık. ÇALIŞTIK...ama nafile. İki kişilik kapıdan 50 kişi geçmeye çalışıyo bu mübarak insanlar. Ve ben tabi ki, "FARE VAAAAAAAĞĞR!" diye anırdım. Bütün kızlar ve bikaç erkek telaşla kenara çekilirken diğerleri de mal mal farenin nerde olduğunu bulmaya çalışıyodu. Aras'a göz kırptım ve ikimizde içeri girdik. Bu sabahlık küfürümüzü de yedik. Afiyet olsun.
~
"Bugün öğle yemekleri benden! " üzerime gelen bi toplukuk görünce bu insanların cidden mal olduğunu anladım. Önümde itişen kalabalığa baktım ve göz devirdim. "Bizim tayfaya demek istedim. Uza bilader uza." Homurdanmalar duymamla kendimi kasmam bir oldu. Lan çok komik kdkdkfkdkdldlşfşşrğeğeğsidişclglrkslcllfdkklsldpcllflfldlvlrlsfkv. Ohhhh, rahatmış LeNe. "Eeee söyleyin bakalım me istiyosunuz?" demez olaydım, ağzıma sıçtılar...
~
"Enes yuh, öküz yavrusu bebeğim benim. İki hamburger nasıl doyurmadı seni. Bi de tost istemiş heyvan." masum köpek bakışı atan Enes'i farkettiğimde göz devirdim. "Ya ben onu Aras için aldım. Bişey yemedi çocuk." Harbi la, o niye yemedi? "Harbi len Aras sen niye yemedin? Beleşti hani de?". Ya bak gülüyo bi de. "Hepsi kilo hayatım," ya bak... Öyle bi bakıyo ki mübarek bakışlarına isim koydum 'ezdim seni biç' bakışı resmen. "Bakışlarıma isim koyduğun için teşekkürler ama onlar benim bakışlarım hani bize de biraz bıraksan?" Koca bir hassiktir. Dışımdan mı konuşuyodum lan ben?!
Bölümü uzun tutmak adına (her ne kadar başarılı olamasam da) biraz geç geldi. Burda bunu da söyliyim, okullar açılacak maalesef, biliyosunuz. Okul sürecinde okul sonrası masa tenisi antremanlarım var. O yüzden bu kadar uğraşamicam. Haftada bir bölüm gelcek ama 20-30 safya arası olcak. Kitabın başında biraz saçmaladım. Acemiliğime verin. Ve sen, şu sonuna kadar okuyan insan evladı, adamsın ;) ve tabi ki yazar yine uzattı. Her bölüm yaşıyodum ama bu sefer ciddi uzun oldu. Bays :3
