Bölüm 3: Adsız

4.2K 335 36
                                    

  Lütfen beğenmeden ve yorum yapmadan geçmeyin Kkkk

Hatalarım varsa affola~

Keyifli okumalar~~
******

   Sigara paketinden bir dal daha aldı. Gri saçlı adam. Ince dudaklarına beyaz izmariti yerleştirip yaktı.

Derin bir nefes çekti. Bu zehir ona etki etmiyordu. Dünyadaki hiç bir zehir ona etki etmiyordu. 'O zaman neden içiyorum ki?' Diye düşündü. Sahi neden içiyordu.

Ölümsüzdü. Ama bununla derdi olanlardan değildi. Sadece bazen diğer şeyleri merak ederdi. Insan  gibi hissedebilmeyi mesela.

Basit gördüğü insanların bir çok özelliğini kıskanmıştı bir zamanlar. Ama şu anda umrunda dahi değildi.

Uzaktan yaklaşan adım seslerini duydu. Biri ona doğru geliyordu. Sakince sigarasından bir nefes daha aldı. 

Yaklaşan adım sesleri artmıştı. Artık hem hızlı, hemde kalabalıklardı. Ağzından çıkan dumanı, halka şeklinde saldı gökyüzüne.

"Bulduk seni şerefsiz! " Liderleri arkasından bağırdığında umursamadı. Biraz eğlence ona baş ağrısı getirmişti.

  Gri saçlarını, ellerinim arasından geçirdi. Yavaş yavaş ayağa kalkıp, yüksek binanın duvarında dikildi.

Aşağıdaki karınca gibi görünen insanlara baktı. Acınası görünüyorlardı.  "Selam çocuklar." Büyükçe bir kahkaha patlattı. Devam ederken gözleri onların üzerindeydi. "Sobelendim. Şimdi esas oyunumuza geçmemiz gerek sanırım."

Diğer kalabalık gruptakiler güldüler. " Adsız, biliyorsun ki biz yirmi beş kişiyiz. Bizi yenemezsin. Izin ver o leziz kanından tadayım." Liderleri tekrar konuştuğunda, gri saçlı olan gülümsedi. "Gel ve al Eddie."

Diğer adam lakabını duyması üzerine  çok sinirlendi. Bunun üzerine hızla ayakta dikilen adamın  üzerine atlamıştı. Daha ne olduğunu anlamadıklarında karşıdaki bedenin şekil değiştirmesi üzerine hepsi donup kalmıştı. 

 Bunun sadece tek bir anlamı vardı. Gri saçlı olan artık insan gibi gözükmüyordu. Uzun simsiyah kanatları ve uzun el ve ayak tırnakları vardı. Saçları bile uzayıp beline kadar gelmişti.

 Kusursuz vücüdu ise hala çok güzeldi. 

 Diğerlerinin korkmasına neden olacak tiz bir kahkaha savurdu. ''Sizler benim kullarımsınız! Ama yamyamlık yaparak kendi türünüze ihanet ettiniz. Ne yamyamlık ne de katillik biz vampirler için uygundur. Yasalara karşı geldiniz! Sizler için üzecek kimse olmayacak!''

 Ardından o çatı katında acı feryatlar gecenin kopkoyu karanlığına karıştı. 

***

 Yine gözlerini araladığında bu sefer vucudunda derin yaralar olduğunu anladı Sehun. Anlamamak için, şu insanların milyonda bir yakalandığı hissizlik hastalığına yakalanmış olması gerekti. Yakalanmamıştı malesef. 'Zaten hiç şanslı olamadım ki.' diye düşündü. 

 Kaburgalarındaki sancı her nefes alış verişinde yineleniyordu. Katlanılmaz olsada dişlerini sıkarak doğrulmaya çalıştı. Bununla birlikte şekilli çenesi kasıldı. 

 Nerede olduğunu anlayamamıştı. En son hatırladığı lanaet bir mahzende iki tane akıl hastası yaratığın onunla uğraşmasıydı. Şimdi ise kocaman bir odadaydı. O da birazcık orta çağ İngilteresini yada Fransasını anımsatıyordu. Tam emin değildi. Zaten oraları yanlızca filmlerde görmüştü.

  Annesiyle birlikte izlediği romantik filmlerde de bunlara yakın dekarasyonlar olurdu. Mesala; yerlere kadar inmiş bordo kadife perdeler. Burda nedense sak mavisi seçilmişti. Pahalı ve kaliteli gözüken mobilyalar, tüm bunlar Sehun için oldukça ilginçti. 

BLOODY SWORD / HANHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin