4.Bölüm

13.1K 787 62
                                    

Herkesciklere Merhabaaa ☺️☺️ Bu hikayeyi yazmak için içimde ki ateşi söndüremiyorum.Resmen yazmak için parmaklarım karıncalanıyor 😂😂 Ve işte yine bir yeni bölümle karşınızdayım.Hikayeye gelen tepkiler acayip hoşuma gidiyor.Özellikle uzun uzun yorumlarınızı belirtirseniz daha çok mutlu olacağım.Düşünceleriniz benim için fazlaca önemli baylar-bayanlar ve merdivenden kayanlar 😄😄 Hepinizi kocaman öpüyor ve yorumlarınızı bekliyorum 💋💋

Multimedya ; Narin



Seni hiç terk etmeyeceğimi söylesem,beni sevebilir misin?
-Evim Sensin



Günler hızla geçerken Narin'in çoğu günü Devran'ın evinin bahçesinde geçiyordu.Çoktan iki haftayı arkalarında bırakmışlardı.Narin,Murat'ın etrafından ayrılmıyor ve 8 yıllık başarılı peyzaj mimarından öğrenebileceği kadar pratik öğrenmeye çalışıyordu.


Sıcak bir yaz gününün cumartesi günüydü.Narin,kucakladığı toprak dolu küçük çuvalı bugün çalışan beş işçinin yanına götürürken,içlerinden Sedat hemen gelmiş kendisinin elinden almıştı.



"Aman abla,belini incitirsin."


Narin onun şakayla karışık ciddi söylediği söze gülerken oda yardım etmiş ve çuvalı Sedat'ın kucağına vermişti.



"Sanki çubuktan yaratıldım ben.Ne olacak taşısam?"



Sedat onun sözlerine sadece tebessüm etmiş ve omuz silkerek torbayı taşımaya devam etmişti.Küçük torba yerine koyulurken Narin ve Sedat diğer çalışan arkadaşlarının yanına geçerken süslemesini bitirdikleri çardakta oturmuşlardı.Yuvarlak çardağın tahtaları mor çiçeklerle bezenmişti.Aralarından görünen yeşil otsu bitkiler ise güzel bir görüntü katmıştı içine.Esen rüzgarın nedeniyle burnuna gelen çiçek kokuları genç kızı gülümsetmişti.


Çaylar bardaklara boşaltılmıştı.Narin'de sabah erkenden kalkıp yaptığı patatesli ve peynirli börekleri masaya koyarken herkesin ağzından "ooo" nidaları yükselmeye başlamıştı bile.Genç kızın beyaz teni kızarmaya başladığında mahçup bir şekilde,düzensizce yaptığı topuzdan çıkan sarı saçlarının bir kısmını kulağının arkasına sıkıştırdı.


"Abla bu harika olmuş ama yaa!"


Aralarından en küçükleri olan Harun,daha on yedisine yeni girmişti.Hasan Usta'ın oğluydu ve yazın babasına çalışırken yardım ediyordu.Genç çocuk Narin'e övgüler yağdırırken bir yandan da börekleri ağzına sıkıştırıyordu.


"Afiyet olsun canım benim."

"Elinize sağlık Narin Hanım."

"Ne demek,afiyet olsun Hasan Usta."


Dinleme molasında enerji kazanan grup daha sonradan işinin başına geçmişti.Dikilecek çiçekler için toprak kazımışlar ve yapılacak olan heykellerin yerini de ayarlamışlardı.Murat,Devran'ın Yunan mitolojisi ve tarihine düşkün olduğunu,bu yüzden de bahçenin belli yerlerine heykeller diktireceğini söylemişti.

Bugün için yapılacak hazırlıklar biterken,herkes tek tek evlerine dağılıyordu.Narin evin terasında konumlandırılmış masada çizimlerini yaparken bunları Murat'a göstermenin heyecanını taşıyordu.Onun bu konuda ki düşüncelerini önemsiyor ve zaten bu işin emri vakiye geldiği içinde ondan habersiz herhangi bir konuda kendi başına iş yapmıyordu.




"Abla sen gitmeyecek misin?"



Çalıştığı çizimlerden başını kaldırıp kendisine merakla bakan Harun'un gözlerine baktı sıcacık.


Beyaz Kelebek(Beklemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin