3.Bölüm

14.8K 846 70
                                    

Multimedya: Devran Aşiyanoğlu



Kelebek misalidir aşk;anlamayana ömrü günlük,anlayana bir ömürlük.
-Nazım Hikmet



Yoğun ve yorucu geçen gecenin ardından Narin sabah onda kalkabilmişti.Saati ilk gördüğünde idrak edemeyen genç kız,sonradan gözleri fal taşı gibi açılmıştı.Gece yatmadan önce Meloş'unun sabah kahvaltıya ortakları ve yan yalıda ki komşuları olan Aşiyanoğlu ailesinin geleceğini söylemişti.Beyni allak bullak olan Narin böyle önemli bir ayrıntıyı nasıl unuttuğunu hala anlamıyordu.Aceleyle kalkan genç kız banyoya giderek rutin işlerini halletmişti.Dolabından aceleyle siyah kumaş dar bir pantolon ve üzerine de hardal rengi gömleğini geçirdi.Gold rengi yazlık sandaletlerini giydiğinde hazırdı.Saçlarını hızla taradı ve eline geçen siyah lastikli tokaylada sıkı bir at kuyruğu yaptı.


Asansörle giriş kata girdiğinde hızla mutfağa geçti.Meloş'u elinde ki kahvaltılıkları tam dışarıya götürecekti.

"Meloş!"

Melahat Hanım,duyduğu ince ses ile hızla manevi çocuğuna döndü.

"Kuzum neredesin sen? Şevket Bey,senin uyuduğunu duyunca küplere bindi.Sinirle odaya çıkıyordu tam da Allah'tan Aşiyanoğulları geldi ."

Mavilikleri,bahçede ki büyük yuvarlak tahta masada oturan gruba kaydı.Sıkıntıyla derin bir nefes alırken sol ayağı sallanmaya çoktan başlamıştı.



"Valla uyuyup kalmışım Meloş! Yoksa misafir olur da ben kahvaltıya katılmaz mıyım? Babam resmen öldürecek beni!"

"Yanına geldim kaç kere ama uyuyacağım dedin başka bir şey demedin."

"Neyse Meloş,kaderden kaçılmaz.Ben gidiyorum."


Korkuyla ilerleyen genç kız,masaya yaklaştığında ortam bir anda sessizleşmişti.Bu duruma utanan Narin pamuk gibi olan teninin yavaştan kızarmaya başladığını hissetmeye başlamıştı.




"Hoş geldiniz.Daha erken yetişemediğim için özür dilerim."


Tam sandalyeyi çekeceği sırada babasının buz gibi sesini duymasıyla olduğu yerde kaldı.


"Bu evin kuralları sen gittiğinde de aynıydı kızım.Kahvaltı saat dokuzda yenir.Bir daha sakın olmasın Narin.Şimdi otur yerine."

Herkesin suskunluğu daha bir belli olurken eli ayağı boşandı Narin'in.Herkesin gözü üstündeyken özellikle sevdiği kahverengi hareler,rencide edilmek gururuna dokunmuştu.Göz yaşları yavaştan gözlerine hucüm ederken akmamaları için gözleri bir kaç kez kırpıştırdı.



"Ta...Tabi baba.Tekrardan özür dilerim."


Yavaşça yerine oturduğunda başını önünde bulunan boş tabaktan bir süre kaldırmadı Narin.Zaten herkes kendi işine dönmüş ya kahvaltısını yapıyordu ya da sohbetlerine devam ediyordu.


"Narin,bundan ister misin canım?"

Mavi boncuklarını sesin geldiği yöne çevirdiğinde,sevdiği adamın kahverengi harelerinin daha açık bir tonunda olan bir çift gözle karşılaştı.Bu Handan Aşiyanoğlu idi.Elinde bulunan kahvaltılıkları genç kızın cevap vermesini beklemeden tabağına döktü ve meyve suyunu tabağının yanına koydu.



"Teşekkür ederim Handan Hanım."



Kendisine sıcacık bakan gözlere karşı kendiside öyle baktı.Bu kadında 9 senede değişmeyen tek şey sıcacık bakan kahve hareleriydi.Değişen şey ise yüzünün kenarlarında bulunan kırışıklarıydı.



Beyaz Kelebek(Beklemede)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin