19. BÖLÜM

27 2 1
                                    

Şuan çok şükür ki oturmuş dinleniyorduk.
Sessiz sedasız kahvemizi yudumlarken Asu' nun telefonu çaldı. Bende o telefonda konuşurken fısıltıyla tuvalete gittiğimi söyledim ve masadan kalkıp tuvalete doğru ilerledim. Telefonumda dahil olmak üzere tüm herşeyi masada bırakmıştım sonuçta makyaj yapmayacaktım, kayan iç çamaşırımı düzeltip dönecektim. Tam tuvaletin önüne gelmiştim ki bir el beni kenarda ki süs ağaçlarına doğru çekip yüzüme bir bez parçası bastırdı. Daha ne olduğunu anlayamadan karanlık beni içine hapsetmişti bile.

Gözümü açtığımda boş bir depoda olduğumu farkettim. Ellerim arkadan sandalyeye bağlı ve ağzımda zamkla yapıştırılmış gibi bir bant vardı. Ayaklarıma baktığımda ise plastik kelepçeleri gördüm. Ne olduğunu şimdi anlamıştım, Kaçırılmıştım. Ama o kadar insan içinde beni nasıl o Avm den çıkarmışlardı. Hatırladığım kadarıyla tuvalet zaten pekde göz önünde bir yer değildi ki bu gayet normaldi ve tuvaletin önünde de benden başka birisi yoktu. Bir tür bariyer gibi görev yapan duvarda dış kısımdaki kişilerin bizi görmesini engellemiş olmalıydı. Ben bunları düşünürken deponun pas tutmuş arkamda kalan ağır demir kapısı büyük bir sesle açıldı. Bu kadar büyük bir sesin dışardan duyulmaması imkansızdı. Buda buraların ıssız olduğunu gösteriyordu.
Arkamdan yaklaşan ayak sesleri git gide artıyordu ve hissediğime göre şuan tam arkamda durdu. Korkudan debelenmeyi dahi bırakmıştım. Derin nefesler alırken arkamda ki ses konuşmaya başladı.

"Selam güzellik, sesim tanıdık geldi mi? "
Sorusu karşısında biraz afalladım ve sessiz olan dudaklarımı aralamak istedim fakat bant buna izin vermiyordu.
Arkamdakini bir ümit görebilirim diye arkaya dönmeye çalışırken adam zaten önüme geçmişti .Gözlerimi korka korka karşımdaki adamın suratına diktim. Şok olmuştum.

Gükcan ,karşımda ki Gökcan dı.

PORTAKAL KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin