Kafamı iki yana sallayıp kendime geldim ve yürümeye devam ettim.Bir kaç adım daha attıktan sonra AsuDeniz lerin evinin önüne gelmiştim.Evlerinin ziline basıp kulaklarımı tırmalayan tiz sesi dinlemeye mahkum edilmiş ağır bir suçlu gibi hissettim.Bu zil sesi insanın beynini kemiriyordu.Ben bunları düşünürken AsuDeniz kapıdan çıktı ve yanımda bitti.Hemen kolundan tutup çektim ve ilerlemeye başladık.Kulaklığımı kapatmıştım.Bir iki gıybet yapmak için.AsuDeniz yürürken ağzını bir iki kez zor açmış ve pek de gıybet yapamamıştık.Hatta yolda bile kafasını elindeki telefondan kaldırıp bakamadığından az daha kapağı açık unutulmuş rögara düşecekti ki son anda farketti.Tabi kızda haklıydı.Atom gibi sefgilisi vardı.Artık öyle bi tiptiki meteor demek hafif kaçardı.Ama AsuDeniz de az şıllık zilli değildi.Sayılı şanslılardandı.Şanslı güzel.Onun ilgisini çekecek şeyi bulmuştum.
"Seni almaya gelirken bi yağuşukluyla karşılaştım.Ay hemde bana baktı."
Ben AsuDeniz'den büyük bir tepki beklerken bana sadece "Görkem'i mi diyosun.' demişti gayet sakin bir tavırla.Aaa AsuDeniz onu tanıyo muydu?Adı Görkem miydi?Aman Tanrım didim.
"Adı Görkem miymiş?""Evet,siteye yeni gelen,senden az uzun,esmer ve altılıları olan çocuğun adı Görkem."
Tam olarak, adını bilmiyodum ama tarif ettiği jojuk tam anlamıyla o jojuktu.
"Nerden tanıyosun onu?"
Bu sorunun cevabını beklerken ki yaşadığım heyecan ygs sonuçlarının açıklanacağı zaman ki heyecanımla yarışır,hatta açık ara farkla geçerdi.
"Bartu'nun arkadaşı.'
Bartu bizim şu atom olan AsuDeniz'in kaslı sefgilisi.Bunları duyduğuma inanamıyordum.Tekrar Aman Tanrım didim.AsuDeniz'le nereye gittiğimizi tam olarak kestiremiyordum.Ama onun da üzerinde benimkiler gibi salaş spor kıyafetler vardı.Sahile gidiyor olmalıydık.
"AsuDeniz?"
"Efendim aşkısı."Bunu derken bile telefona bakıyodu.
"Siz ne zamandır çıkıyosunuz Bartu yla?"
"8 ay 13 gündür,niye ki dadlum?"
Kendi bahtsızlığıma bir offf gönderip;
"Çok çıktınız,hadi ayrılın."diyiverdim.Diyiverdimde keşke demez olaydım.Ben cümlemi bitirir bitirmez AsuDeniz bana alev saçan gözleriyle ölümcül bakışlar atıp 'birazdan senin boğazını kesip akan kanı kadehlere doldurup düğünümde misafirlere özel spesialim diye ikram edeceğim'diyordu.
Tabi ki tırsmıştım.
"Şakaydı."
"Melis,bunu demen iyi oldu "
Hahaha kurban katiline kendini sevdirmişti.Yaşasın ben,yaşasın dadluluk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL KOKUSU
Casuale*Golden Home diye gösterişli bir villa * Caniçimiz Melis *Muhteşem kelimesinin vücut bulduğu bir adet Görkem *Can kankimiz AsuDeniz'in tatlılışlıkları ~~Bu kitapta farklılığı yaşayacaksınız.İçten ve samimi bir kitap. *Bu kitapta argo kelimeler olaca...