PORTAKAL KOKUSU

TOS PEMBE YALAN

"Melis nasılsın,iyi misin,arkana yastık koyayım mı?"
"Ay yok çok kötüyüm ben koy anam koy arkama,yastık."

  Oysa benim bişeciğim yok,dadlum Görkem'in ilgisi çarptı azcık.

Şimdi ben bu numarayı uzatsam günah olur mu abaca?

"Görkem bana portakal suyu getirir misin ?"
"Ta tabi, getiriyorum hemen.

Görkem'in ağzından

   Şuan mutfakta masada oturmuş bardağa döktüğüm portakal suyuna bakıyorum.
Melis içeride masum masum uzanmış acıdan sızlanıyordu.

"Ah Tanza ahh."

"Melis,al bakalım portakal suyun."
"Teşekkür ederim, canım saol."

Bu kadar tatlı olmak zorunda mı sanki,nutkum tutuldu resmen.
"Biraz daha iyi misin?"
"Sanırım,yani en azından artık heryerim acımıyo ya da ağırmıyo."

Konuşmasının sonunda bana gönderdiği ufacık tebessüm uzun zamandır var olduğunu unuttuğum kalbimin yerini hissettirdi.

Melis'in ağzından

Resmen çocuğa yalan söylüyorum,turp gibiyim maşallah,domuz görse kıskanır.

Aaa benim eve dönmem lazım,off annem beni çiğ çiğ yiycek.

"Görkem ben artık gitsem iyi olacak yoksa gazetelerin ikinci sayfalarına manşet olabilirim."
"Biraz daha kalamaz mısın?,yani en azından tamamen dinlenmiş olursun."

Off böyle bir teklif geri çevrilir mi?
Acaba bana bu kadar yakın olmasının sebebi şuan onun karşısında zavallı yardıma muhtaç biri gibi  göründüğümden mi?
"Melis?"
Melis daldın iyi misin?"

"Evet evet iyiyim."
!Ee ne diyosun,biraz daha kalacak mısın? "

"Sanırım yarım saat kadar daha kalabilirim."

İçimde değişik bi şekilde kötü bi hisle doldu.Tamam tozpembe bi yalan,belkide kandırmaca ama onun bu iyi niyetini kullanmak benim yapabileceğim bir şey değil.

"O zaman bi kahve içeriz."
Olur gibilerinden kafamı aşağı yukarı salladım.

15 dakika sonra

"Melis kahveler hazır,balkonda içelim istersen"
"Tabi" dedim ve kalkarken bi anda kendimi Görkem'in kucağında buldum.

"Görkem n'apıyosun."