"Seni çok özliyicem Elif"
"-Bende seni Eylül"
Bir-birimize sarıldık daha sonra ben konuşmaya başldım eğer böyle kalırsak ikimizde ağlarız.
"Ya tamam hadi Elif zorlaştırma bak gözlerim doldu ağlatıcaksın beni"
"-Tamam , ama bak her gün konuşuyoruz tamam mı?"
"Abartma istersen"
"-Yaaa Eylüül"
"Cırlama be kızım , iyi tamam bakarız"
"-Eylüüüüüüüül"
"Offf tamam lan tamam"
Evet bu gün Elifle Aras Türkiyeye dönüyorlar. Onları çok özliyicem daha sonra gidib Arasa sarıldım.
"Hoşçakal , enişte sizi çok özliyicem ha birde unutmadan kızımıza iyi bak olurmu?" 😉
Arasın konuşmasına izin vermeden elif hemen damladı ve kendisi konuştu.
"-Nee bir dakika bir dakika ben doğru mu duydum? Az önce sen Arasa 'Kızımız' mı dedin? Lan sakın bana düşündüğüm şey deme. Siz lan siz nasıl yaparsınız? Bunu bana nasıl yaparsınız? Eylül , sen bunu bana nasıl yaparsın lan sen benim kardeşimdin? Aşk olsun alındım şu an sana kaç kere söyledim beni arasa emanet etmekten vazgeç "
"Allah senin cezanı versin Elif , eğer yalnış bir şey söyleseydin var ya şu hava alanında 10 kere tur atıb kilolarından kurtulmuşdun"
"-Neeee?? Ben şişmanmıyım? Balon gibimi oldum yoksa? Bu olamaaaaaz...Nayııııır olamaaaz"
Arasla ben kahkaha atarken Elif bize öldürücü bakışlar atıyordu.
"-Demek öyle ha peki Eylül hanım bende senin 15 yaşındaki sümüklü resmini kıvança yollarım"
"Ya benim akıllı Elifim bunu yapmazsın dimi sen? Bak eğer yaparsan yarın benim cenazeme gelmek zorunda kalırsın. Unutmaki biz sevgiliyiz ve kıvanç mafya ve o resmimi görürse beni kesib biçer"
Bu sefer kahkaha atan Elifdi.
"-Tamam lan , tamam merak etme öyle bir şey yapmam"
Daha sonra bu kavgaya bir son verib sarıldık. Daha sonra Aras konuştu
"-Eylül biliyorum hiç sırası değil ama selimin bu gün mahkemesi var ne yapıcaksın?"
"Bilmiyorum Aras"
"-Tamam artık biz gidelim uçak birazdan kalkıcak"
ikisinede kocaman sarıldıktan sonra gittiler. Bende arabama binib sahile gittim. Sahildeki bankların birine oturub denizi izlemeye başladım.
Yalnız kalıb düşünmeye ihtiyacım var. Tam o sırada telefonum çaldı. Kuzenim Mert arıyor..
"Efendim Kuzen?"
"-Nasılsın Eylül?"
"Bilmiyorum kuzen"
"-Nerdesin söyle geliyorum"
"Sahildeyim"
"Tamam"
Denize bakarak o kadar dalmışımki mertin gelişini ve yanıma ne zaman oturduğunu anlamamışım.
"-Anlat hadi"
"Elif ve Aras gitti"
"-Bunun içinmi bu kadar üzgünsün? Saçmalama eylül internet günden güne ilerliyor konuşursunuz. Olmadı sen gidersin"
"Birincisi evet onlar içinde üzüldüm sonuçta Elif benim her şeyim Arasda can dostum ve en önemlisi eniştem. İkincisi sevgili kuzenim Saç'malanmaz saç taranır. Üçüncüsü ise mal diyiliz biliyoruz internetin ilerlediğini"
"-Üzgünken bile espiri yapa biliyorsun ya bayılıyorum sana"
Gülümsedim.
"-Peki sahile gelib düşünücek kadar ne oldu?"
"Selimin bu gün mahkemesi var. Ve ne yapıcağımı bilmiyorum. Onu görmeye hazırmıyım? Diyilmiyim? Bilmiyorum. Yada o beni görünce ne yapıcak nasıl tepki vericek?"
"-Kuzen , sana bir şey sorucam ama bana dürüstce cevab ver tamam mı?"
"Tamam , sor"
"-Selimi , hala seviyor musun? Yada ona karşı bir şey hiss ediyormusun?"
"-Hayır kuzen selimi sevmiyorum. Ama ona karşı ne hiss ediyorum inanki bende bilmiyorum. Ona karşı hiss etdiğim şey nefretmi yoksa acımak mı?"
"-Yada Aşk'mı?"
"Hayır kuzen eminim selime aşık değilim. Çünkü ben Kıvançı seviyorum"
"-Tamam kuzen peki gidicekmisin mahkemeye?"
"Kararımı verdim gidicem"
"-Tamam kuzen ama seni yalnız bırakmam bende gelicem"
"Hayır kuzen sen gelmiyorsun, ben kendim gidicem"
"-Olmaz dedim Eylül"
"Of peki tamam. Ama arabada bekliyiceksin"
"- Tamam"
3 saat sonra::
Mahkemede bekliyorduk. Mert arabada bekliyordu bense oturuyordum. Birden her kesi odaya çağırdılar ve tabiki bende gittim. içeride beklerken birden kapı açıldı ve her iki yanında polisle ve elleri kelepçeli olan biri geldi. Yüzüne baktığımda resmen şok oldum.
Bu selimdi inanamıyorum ya o kadar değişmiş ki tanıyamadım. Ama ben onu öyle görmeye dayanamam. Yüzünde hafif sakallar çıkmış , saçı dağınık ama yine yakışıklı. Ne diyorum ben ya kendine gel Eylül.
Selim etrafa bakınca gözleri bana takıldı. Bana öyle derin bakıyorduki ve ben kendimde bilmeden ona gülümsedim. Evet ben bunu yapdım.Oda karşılık olarak bana gülümsedi.
Keşke selim bunları yaşamasaydık. Çünkü ben seni unutmadım. Ve qaliba Mert haklı sana karşı hiss ettiğim şeyin adı Aşk.
Ben daha fazla selimin elinde kelepçe görmeye dayanamam. Onu bu gün kurtarıcam evet bunu yapıcam. Her şey olduktan sonra hakim beye bir konuşma yapmak için izin aldım. Oda verdi
Ne konuştuğumu hiç kendimde anlamadım. daha sonra hakim bey konuştu.
"Karar verildi. (Hepimiz ayağa kalktık) Cezalı Selim Demirer'in serbest bırakılmasına karar verilmişdir"
Her kes çıkıb gitmişti bende tam kapıdan çıkacakken Selim kolumu tuttu.
"-Eylül.."
Yüzüne baktım ve dayanamayıb sarıldım oda bana sarıldı.
İkimizde aynı anda "Seni çok özledim..." dedik.
Daha sonra ikimizde aynı anda "Çok değişmişsin.." dedik. bunun üstüne güldük.
"-Eylül beni bir daha bırakma ne olur sen benim nefesimsin beni nefessiz bırakma sevgilim"
"Tamam sevgilim"
Arkadaşlar şimdi size çok önemli bir şey sorucam. Sizin fikirlerinize gerçekten çok ihtiyacım var. İnanın kafam kazan gibi.
Sizce Eylül ve Selim mi?
Yoksa Eylül ve Kıvançmı?
Ve bu bölümün Sadece bir rüya olmasını istermiydiniz? Yoksa gerçek olmasınımı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atarlı Prenses
Ficção Adolescente→Atarından asla vazgeçmeyeceksin değil mi? ←Sensin Atarlı →Tamam , Atarlı Prensesim.. ←O , zaman sende Ayarsız Prens'sin →Ayarsız mı? ←Evet , oğlum senin ayarın yok ki , bozuk telefonlar gibisin. →Aşk olsun Eylül.. ←Oldu zaten.. →Ne?.. ←Ben sana aş...