Multide Ömer. Keyifli okumalar:*
Nefret ettiğim güneş ışığı gözlerime değince gerildim.Kafamı yastığa gömdüğüm an kçük bir küfür mırıldandım. Kapı çalmıştı , cidden bu saatte kim canına susamıştı. Eylül neşeli bir sesle kapıyı açtı.Kim gelmiş olabilir ki? Yataktan mıymıy ve düşünceli bir şekilde kalkarken aşağıdan ismimi duydum.'' Rima hanım uyanmadı mı hala?'' Ömer? Gerçekten mi, bu saatte bize mi gelmişlerdi. Tam şuan Harry Potter'da ki o görünmezlik battaniyesinden istiyordum. Kimseyi çekecek halim yoktu.Merdivenlerden Ömer'in sesi gelirken birden sesi kesildi. Ama ayak sesleri devam ediyordu. Bende sanki uyanmamış gibi yatağa girip uyuma taklidi yaptım. Yatağımın bir ucu çökünce kalbim hızlandı. Kim karşımdaysa bakışlarını yüzümde hissedebiliyordum. Kalbim vücudumu çıkmak için zorluyordu resmen. Saçımı iki parmağının arasına alıp geri itti Ömer,ama hayır bu Ömer değildi. Kokusu, kokusu farklıydı. Bu Doruk'un parfümüydü. -Saçmalamayın tabiki Doruk'u koklamadım. -Bunu fark edince huzursuzca hareket ettim. Ama bundan gerçekten rahatsız olmuş muydum? Emin değilim.
Ben hareket edince Doruk yataktan kalktı ve odanın içinde gezindi.'' Odan bir kıza göre fazla renksiz. ''Kollarımın üzerine kalkıp esnedim.Gözlerimi açınca,göz göze geldik.'' Renkler bana göre değil. Başımı döndürüyorlar. Siyah,Beyaz ve Griden başka bir renk tercih etmem genelde. '' diyince sırıttı. Tam ağzını açıp konuşacağı sırada odaya Ömer girdi.Önce Doruk'a baktı,sonra bana döndü. Dişlerini göstererek güldü ellerimden tutup kucağına aldı ve beni merdivenlerden indirdi. Ben düşmemek için boynuna kollarımı doladım.Yukarıdan inen Doruk'a bakınca göz göze geldik. Gözlerini benden ayırmadan bakmaya devam etti. Ellerine bakınca,ellerini sıkıyordu. Şuan eline dokunsam herhalde bir dokunmayla kırılabilirdi elim. O kadar sert sıkıyordu. Sinirlenmişti. Çenesinin kasıldığını burdan bile görebiliyordum.
Giray ve Eylül kahvaltıyı hazırlıyordu. Kapı çalınca Ömer beni indirdi kapıya yöneldiğim sırada biri bileğimden tuttu. Sizce kim olabilir? Bence Doruk ve evet. Bilinçaltımdan yarışmalarda doğru cevap verilince çalan melodi belirdi. Arkamı döndüğümde dibimdeydi.'' Böyle kapıyı açamazsın, git üzerini giyin.'' diyince yanaklarımın içini ısırdık gülmemek için .Bende gecelikle olmaktan rahatsızdım zaten. Odama çıkıp dolabın karşısında durdum. Siyah şortumu ve siyah bol atlet giyip aşağıya indim. Buse,Selim,Mete ve Berk gelmişti. İçeride ki masaya sığmayacağımız için bahçeye taşıdık kahvaltılıkları. Tabi öncesinde Mete'nin bana sarılıp öpmeleri,Buse'nin beni kurtarma çabaları,Eylül'ün kahkahaları ve sinirle izleyen Ömer ve Doruk.
Ömer benden hoşlanıyor gibiydi ama Doruk? O'nu anlayamıyordum işte kafamı karıştırıyordu.Sarılma faslı bittiğinde kaynaşma başladı. Berk ve Giray Eylül ile konuşuyordu. Mete, ben ,Buse,Selim,Ömer ve Doruk konuşuyorduk. Gerçi Doruk konuşmuyordu. O daha çok bakışlarıyla konuşuyordu.
Kızartma makinesinde ki son ekmeklerde kızarınca kalkıp el çırptım. "Hanımlar ve beyler kahvaltı masasına." Diyince Ömer gülüp kalktı. Yanımdan geçerken makas aldı yanağımdan. Aslında almaya çalıştı. Çünkü arkasından gelen Doruk Ömer'i yere yapışacağı bir şekide ittirdi. Ve yanımdan geçerken bana omuz attı. Bugüne iyi başladık ama galiba yeniden kötü anlaştığımız zamanlar geliyordu.
Kahvaltıyı sohbet ede ede yaptık. Herhalde yaptığım en keyifli kahvaltı olmuştu. En azından uzun zaman sonra. Kahvaltıdan sonra 30 dakika daha durduktan sonra bizimkiler gitti. Giray,Ömer ve Doruk kaldı. Doruk tekli koltuğa oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. Ömer bana yakın davranıyordu bazen rahatsız oluyordum bu yakınlıktan. Sanırsam Doruk'ta benim gibi hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİ #Wattsy2020
Teen FictionAşkın ne çok yüzü var değil mi? Bazısı karanlık önünü göremezsin. Kimiside Gri İyi hissettiriyor ama elde edilmesi zor. Birde beyaz var. Bembeyaz gibi gözükür ama çabuk kirlenir. Uzun sürmez. Bence en iyisi GRİ. Gece kadar karanlık genç bir adam...