Medya: Freya
Her zamanki gibi sarayın bahçesinde oturuyordu Freya. Zaten sarayda tek rahat ettiği yerler arasında bahçe ve kendi odası vardı. Onun dışındaki yerlerde pek rahat ettiği söylenemezdi. Unutmamak gerek ki rahat ettiği yerler arasında bir de sevgilisinin kolları vardı. Gerçi ne sevgili ama... Herkesten gizledikleri aşkları vardı. Kimseye söylemedikleri. Sam kısa süre önce kendi yaşadığı krallığında yaşadığı mecburi durumdan dolayı ailesi ve krallığın seçtiği bir kızla nişanlanmak zorunda kalmıştı. Sam ne kadar istemese de Freya ile olan aşklarını açığa çıkaramıyordu. Çünkü Freya'nın ablası Ravenna güzelliğiyle büyülediği Krallar ile evlenip kısa süre içinde onları etkisine alıp öldürüyordu. Çoğu krallıkta ismi büyücü olan Ravenna'nın kardeşini de kabullenmek kimseye doğru gelmiyordu.
Sam ile Freya'nın aşkını kimseye söyleyemeden gizli yaşamaya çalışıyorlardı. Ama ne yazık ki Freyanın bilmediği bir şey hem onların aşkını etkileyecekti, hem de Freya artık eskisi gibi olamayacaktı.
₪₪₪₪₪₪₪₪₪
Havanın kararmasıyla birlikte ve içeriden seslerin yükselmesiyle Freya saraya doğru yürümeye başladı. İçeriye girdiğinde İnsanların yüzünde endişe vardı. Ablasının yanına gitmek için adımlarını üst kata giden merdivenlere yönlendirdi. O sırada yanından geçen iki kadının konuşmalarını duydu.
"Kralımız vefat etti. Ne üzücü... Kraliçe Ravenna olacak. "
Freya duyduğu bu sözlerle yine ablasının bir krallığı yıktığını anlamış oldu. Üzülüyordu Freya ... Ama yapacak bir şey yoktu. Ravenna durdurulamaz biriydi. Ne kadar kardeşi bile olsa Freya'yı dinlemezdi. Kimsenin ondan güzel olmasına katlanamaz, kimsenin ondan güçlü olmasını istemezdi.
Ablasının yanına bir an önce gidebilmek için sarayın koridorunda olan insanların yanından hızlıca geçerek ablasının bulunduğu odaya girdi Freya. Ona üzgün ve kızgın bir bakış atarak durumu açıklamasını bekledi.
"Ravenna..."
"Ne oldu kardeşim?"
"Ne mi oldu? Kral ölmüş. Görülen o ki sen bu durumu her zamanki gibi umursamıyorsun. "
"Freya hiç büyümeyeceksin değil mi? Ailemizden bize armağan edilen bu güçleri boşa harcayamayız. "
"Ben o gücü kendimde ortaya çıkarmayacağım. Evet... Haklısın bu güç sana ailemizden armağan. Ama ben bunu hiçbir zaman yapmayacağım. "
Sinirli bir şekilde odadan çıktım. Herkes sarayda olan Kralın tahtının bulunduğu odaya gidiyordu. Sebebi belliydi. Çünkü tahta Ravenna geçecekti. Biraz sonra da taç giyme töreni olacaktı. Benim yerim ise her zamanki gibi kız kardeşim Ravenna'nın yanında olmaktı.
₪₪₪₪₪₪₪₪₪
Evet işte yine başlıyorduk. Ravenna taç töreninde tahtın önünde durmuş, en güzel kıyafetlerini giymiş Kraliçe oluyordu. Ben ise yanında durmuş sevdiğim adam ile göz gözeydim. Sam bana gülümseyerek bakıyordu. Bende ona aynı şekilde karşılık verirken bir anda gülüşü yüzünde dondu.
Ne oldu diye kafamı hafif bir şekilde çevirince Ravenna'nın gözleriyle buluştu gözlerim. Törenin devamında Sam ile fazla göz göze gelememiştim. Tören bittikten sonra Ravenna ile beraber onun odasında şöminenin karşısındaki satranç masasının sandalyesine oturmuştuk. İkimizde sessiz dururken Ravenna'nın gözleri karnımda odak bulmuştu.
"Birşey mi oldu?" diye tereddütle sorduğumda Ravenna gözlerini gözlerimle buluşturup,
"Hamilesin... O adamdan değil mi?" diye sorunca şok olmuş bir şekilde elim karnıma gitti. Gözlerim sonuna kadar açılmış bakarken ne diyeceğimi bilemedim. Yine devam etti.
"Haberin yoktu değil mi? Akılsızsın Freya. Bende isterdim bir çocuğumun olmasını. Ama planlarımın arasına girmeyecek kadar olanaksız. Çünkü önce yeterince güç ve kudret sahibi olmalıyım! Ama sen ne yaptın? Seninle nişanlı bile değil !"
"Evet değil... Ama biz birbirimizi seviyoruz. Üstelik o zaten isteyerek nişanlanmadı. Ayrılacaktı. "
"Sen öyle san kardeşim. İlerde olacaklardan korkuyorum. Senin için hiç iyi olmadı. Hiç! Erkekleri bilmez misin? O sadece seninle oyalanıyor!"
"Senin hiç birşey hakkında fikrin yok Ravenna! Sam beni seviyor. Gideceğiz buradan. Ve sen bu söylediklerinde çok yanılacaksın!"
Kızgınlıkla çıktım odadan. Gözlerim dolmuştu. Bir bebeğim vardı evet. Ama ne yazıkki Sam nişanlıydı. Bizim birlikte olmamız ancak kaçarak olurdu. O da ben hamileyken çok zordu.
Tüm gece bunları düşünüp durdum. Sabaha doğru uykuya dalmıştım.
Uyandığımda her zamanki neşeli halim gitmişti. Yardımcı kadının yardımıyla kıyafetimi giyip kahvaltı için dışarı çıktım. Bu gün yapmayı planladıklarım arasında Sam'a hamile olduğumu söylemek vardı.Kahvaltımı yapmaya başladığımda içeriye Ravenna girdi. Masadaki baş köşeye oturup yardımcıların tabağını doldurmasını beklerken bana bakıyordu. Yardımcıların işleri bitince eliyle 'gidin' işareti yaptı.
"Dün söylediklerimi düşündün mü? "
"Evet düşündüm.Sam ile konuşup ona bebeği söyleyeceğim."
"O bebeği doğurmakla yanlış kararlar veriyorsun kardeşim. "
"Bu seni ilgilendirmez Ravenna. Ben bu bebeği doğuracağım. Sam yanımda olmasa bile!"
Sinirle yemek masasından kalkıp odadan çıktım. Ben çoktan kararımı vermiştim zaten. Ben kimse yanımda olmasa bile bebeğimi doğuracaktım. Sarayda Sam'i aramaya çıkmıştım. Bir kat yukarı çıkınca görüş alanıma girmişti. Bahçeye bakan balkonda duruyordu. Yanına doğru adımlarımı hızlanırdım. Yanına gidip durduğumda kafasını bana çevirdi gülümseyip el ele tutuştuğumuzda haberi hemen vermek istedim.
"Sam sana söylemem gereken önemli birşey var. "
Bana soru soran gözlere bakınca devam ettim.
"Ben... Sanırım hamileyim. "
Sam bana şaşırarak bakınca ona ümit dolu gözlerle baktım ve vereceği cevabı beklemeye başladım.
"Freya ama ben nişanlıyım ve ayrılamam. İmkansız bu çocuk. "
Ona şaşırarak baktım. Bu fazla uzun sürmemişti. Sinirlenerek ellerimizi hızla ayırdım.
"Sen... Nasıl söylersin bunları? Bu bebek ikimizin!"
"Freya üzgünüm... " söylediklerini daha fazla dinlemeyerek yanından hızla ağlayarak ayrıldım. Bu bebek hangi şartlarda olursa olsun bir candı. Ve doğacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzlar Kraliçesi
Fantasy"Sevgi bir yalandır. Zalimlerin, budalalar ve güçsüzlere oynadığı bir oyundur. Aklınızdan çıkarın gitsin. Aklınızı ya da iradenizi zayıflatmasına asla izin vermeyin! Çünkü benim krallığımda tek kural bu; Sevmek yok, sevmek günah ve bu günahı affetme...