"Kalk çabuk çabuk hemen kalkman lazım. Edağğğ!" noluyor be asalak! yatağımda 7.5 şiddetinde deprem olurken en yakın arkadaşım olan İlkim'in iki eliyle beni kavrayıp silkelemesiyle kendime geldim. Bugün benim doğum günümdü! Derin de gelicekti!!! Off Derinn adı bile yakışıklı herşeyiyle -özellikle baklavalarıyla- tam sevilesi çocuk. "Eee nerden başlıyoruz. Öküz gibi uyumuşsun zaten herşeye geç başlıycaz hem abin süsleri... " İlkim tüm olumusuzlukları sayarken "hehe" diyip onu geçiştirirken bir yandan da giyinmeye başladım. İlkim'in de hızlı ol, çabuk ol, acelemiz var, vaktimiz dar sözleriyle hızlıca bir şort birde salaş t-shirt giyip saçımı da dağınık topuz yaptım. Hemen evden çıktık.
"Önceliğimiz seni bu gecenin prensesi yapmak" diyen İlkim'i onayladım. "Derin'in prensesi.. " diye ekleyerek çılgınca zıplayıp hunharca kahkaha atarken kafasına bir tane geçirdim ve istemsiz bir şekilde gülümsedim. 17 yaşında olduğum için ailemden sadece arkadaşlarımla kutlamak için anlaşmıştım. Buna benden çok İlkim sevinmişti ki daha bir hafta öncesinden yıllık içkisini getirmişti.
"Şu mağaza super buna giriyoruz" "önce bi bana sorsaydin hani ben girmek istiyor muyum acaba buraya? " diyerek sen hayırdır bakışı attım.
"Tabiki sormıycam sana kalırsa eşofman ve elinde bir lelipopla gidersin"
O elbiselere bakarken bende oturuyordum. Evet, gerçekten oturuyordum. Trene bakan öküz gibi İlkim'i izliyordum. Bana beyaz, uzun ve straplez bir elbise uzattı kabine girdim. Giymek için uğraşırken -göğüslerim büyük olduğu için fermuarı çekemiyordum.- İlkim gelip götünden ter akıta akıta çekmek için çabalıyordu. Bir hışımla karşıma geçip "kanka senin memelerine de vatandaşlık verilmeli, sen otobüste falan 3 kişilik yer parası vermelisin." ona abartma gerizekalı bakışı atarken o çıktı. Bir kaç dakika içinde geri gelip baktığım gibi büyülendiğim yine beyaz ama kısa, üstü dantel bir elbiseyi elime tutuşturdu. İçinde gayet seksi olduğumu düşündüm ve onayladım. Parti için diğer işleri benden habersiz hallediyorlarmış. Eve doğru yürürken İlkim'in yolda gördüğü her erkeği kesmesi ve laf atması karşısında dayanamayıp "ezanı remixleyip camii mikrofonundan mı söyledin kanka bu nasıl karakter? " dedikten sonra çevreme Allah'ım bana yardım et imdağğt bakışları atarak yola devam ettim.
Gece olduğunda saçım makyajım tam kadro yerindeydi ve harika görünüyorum diyebilecek kadar kendimi beğenmiştim. Misafirler teker teker gelmeye başlamışlardı çok mutluydum bu gecenin sonunda Derin'e 1 senelik aşkımı itiraf edecektim! Götün yerse dercesine çığlık atan iç sesime trilyon kere hak verip ağzım kulaklarıma varıncaya kadar gülmeye devam ettim. Ta ki o görüntüyle gözlerim buluşana kadar. Tüm dünyam aniden durmuştu, yüzümdeki gülümseme yavaş yavaş silinirken gözyaşlarımı da tutamamıştım. Yakın bir arkadaşım -öhöm İlkim kadar değil.- olan Büşra içeriye Derinle el ele girmişti! Tam da herşeyi açıklayacağım zaman yapılır mıydı? Beni tebrik etmek için yanıma geldiklerinde onlara sahte gülücükler gönderiyordum. İlkim de en az benim kadar şok olmuştu ve Büşra'ya öldürücü bakışlar atıyordu. Tam ağlamama devam edicekken şampanya sesleriyle birlikte gelen pastamla karşı karşıya geldik. Herkes "iyi ki doğdun Eda" diye bağırıp alkışlarken -ah ben ölmeyi diliyordum!?! - iç sesimi susturup mumu üfleyecekken Derin'e son bir kez bakmak için kafamı kaldırdığımda o Büşra'nın saçlarıyla oynuyordu. Peh, ne aşk ne aşk(!) İlkim'in en son "hepi bört dey tu yu, kıçını örtmeden uyu. " demesiyle etraf gülmekten kırılırken ben de soğuk bir ifadeyle Derin'in gülüşünü seyrettim. Herşeyi güzelleştirebilecek kadar güzel gülüyorsun seksi göt...
Gülüş cümbüş eğlendikten sonra herkes yavaş yavaş gitmeye başlamıştı. Salonda 4 kişiydik ben, İlkim, Derin ve Büşra kızıl şeytann!!! Sinsi köpekk!! Nasıl da içine düşüyor çocuğun. Büşra beni öptükten sonra yanimdaki ölümcül bakışlı ŞARHOŞ İlkim söze bodozlama daldı. "Pis varoş sen en yakın arkadaşının onu sevdiğini bile bile nas..." derken abimin onu susturup çekeleyerek götürmesi bir oldu. Canım abim, can kurtaranım, kahramanım, ponçiiiik. Neyse abime övgü yağmurunu bir kenara bırakıp burdaki durumu bir an önce düzeltmeliydim. Ağzımdan "sarhoş işte saçmalıyor" diye bir cümle dokülüverdi. Büşra'nın açık ağzının bakışlarının yerini gülümseme almasıyla içimdeki hayko cepkinin ayağa kalkması bir oldu -of deme ohh dee lipton iç ohhh beeee- çok rahatlamıştım. Herkes gitmişti aklımda tek bir soru vardı. İlkim Büşra'ya söverken "en yakın arkadaşının onu sevdiğini bile bile" demişti. BİLE BİLE. Ben Büşra'ya bununla ilgili hiçbir şey soylememiştim.
Ne demek oluyordu bu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Portakal
ChickLitBana korkularınla yüzleşmelisin dedin. En büyük korkum seni kaybetmekti. Beni bununla yüzleşmek zorunda bırakma...