Heyecandan kalbim durucaktı. Ama bunu yapamazdım. Yapmamalıydım.
Kendimi silkeleyip kalkmak için elimi göğüsüne bastırdım.
"Ö..zür dilerim. Gerçekten çok özür dilerim Enis.." gülerek dikildi. Islandığımız yetmezmiş gibi birde çamurlanmıştık. Tabi utançtan da birbirimize bakamıyorduk. "İyi misin?" diye sordu derin durgunluğu bozarak. "Ben iyiyim ya, çamur içinde olmak haricinde iyiyim. Sen?" diye sorduğumda arabaya doğru yürümeye başladık. "İyiym bence bu da eğlenceliydi" dedi yarım yarım gülerek. Eğlenceliymiş.. aman ne eğlence be(!)Arabanın yanına gittiğimizde "böyle bir arabaya bu pislikle binilmez Enisçim. O bize binsin biz taşıyalım?" dedim.
-espiri yaptığımı bildiğim halde komik olmadığını düşündüğüm ciddi bir tavurla-
O güldü tabii. "Saçmalama, kirlenirse temizlenir."
Ben diyimde sen bilirsin yani temizliycek olan ben değilim sonuçta. Ben bi kendimi temizliyim.
"Enis! Anneme ne diycez ya? Gebertir beni öldürür asar keser.. nabı.." aniden ağzıma bastırdığı eliyle sözüm aynı zamanda da nefesim kesildi.
"Sakin ol. Düştük deriz."
Bravo! Hiç kızmaz şimdi. Biz bunu dedik ya hiç bir şey olmaz yılın zekisi ya.
"He düştük deriz tamam." dedim dalga geçerek.
"Tamam" dedi ciddi bir tavırla. Bide ciddi ciddi tamam diyorsun. İnanmıyorum ya diye şaşkın şaşkın baktım ona. Anlamış olucak ki gülümsedi. Geç oldu evin önüne geldiğimizde anlasaydın! "Enis nabıcaz?" Dediğimde kahraman edasıyla gerildi. Bir iki dakika sessiz kaldıktan sonra "Buldum!" dedi. Hiç bir şey demeden sözlerini bitirmesini bekledim. "Şimdi dinle. Annen bize 2 saat vermişti ve bizim daha tam olarak 1 saatimiz var. Öncelikle camdan odana dalıyoruz!"
Wtf ?!?! Anlamsızca onu dinliyordum ağzımı açıcakken susturuyordu çünkü.. bende zaman az diye bir şey demeden dinledim.. devam etti. "Sana eşya alıcaz. Çıkıp bize gidicez."
"Oha! Burda durucaksın" yani şok! Ne demek ya?
"Kızım yemiycem seni yardım etmeye çalışıyoruz burda. O zaman annem beni öldürür diye yakınmada gir eve." Saçmalama be annem beni öldürür!
Başımla onaylayıp "eee?" Diye ekledim merakla. "Sonra da tertemiz gidersin işte eve." diyerek arabayı durdurdu.
"Hadi hemen dönerim" dedi.
"Bende gelicem. Hem odama girip hemde eşyalarımı mı karıştırıcaksın yuh" gözlerini devirerek bana baktı. "Eda şimdi çıkamıycaksın. Birde seni çekeleyemem."
Ben yaparım konulu 6 numaralı bakışımla onu ikna etmiştim ki "pekala.. hadi o zaman."Annem bu saatlerde sürekli oturma odasında olurdu. Bu yüzden içim rahattı ama garantiye almak için İlkimi arayıp bize gitmesini ve annemi oyalamasını söylemiştim. İlkim geldiği gibi içeriye daldık. Evimizin ilk kat olmasının verdiği mutlulukla ve işte yaptım lan gerzek bakışşarıyla Enis'e döndüm.
"Aferin deli. Hadi al eşyalarını."
Ben eşyalarımı toparlarken Enis'te odamı inceliyordu...
"Tamam hadi gidelim." diyerek cama yöneldiğim anda kulağıma kürekle vurulma hissi yaratan telefon sesiyle çılgına dönmem bir oldu.
"Ya annem telefonunu burda bırakmış Enis. Annemin telefonu bu" diye ateşe düşmüş gibi çırpınıyordum.
"Dilek teyzeee şimdiii neden Eda'nın odasınaaa gidiyorruuuzz" İlkimin sesiydi bu.. bizi uyarmak için böyle bağırmıştı. Demek ki annem buraya geliyordu! Ben deli danalar gibi saklanacak yer ararken kapı kolundam gelen tıkırtıyla bakışlarımı kapıya çevirdiğimde kapının kolunun oynadığını gördüğüm an bir gücün beni son sürat aşağı çekmesi bir oldu. Huh! Enisti bu. Yatağın altına çekmişti beni. Karanlık olması yetmiyormuş gibi fazlasıyla yakındık birbirimize ve bu durum içimdeki tüm kelebekleri harekete geçirmişti...
"Pişt Edaa. Gitti annen"
Hop! Noldu?
"Delisin sen. Neden uyudun?"
"Kim uyudu ben mi? Ne zamandır?"
Oha resmen uyumuşum ya. Eee saat kaçtı peki. İnsan uyandırır.
"Annen teyzenle o kadar fazla gıybet yaptı ki ben bile uyuyacaktım. Neyseki herşey yolunda kalk hadi gidelim."
Vay anasını.. tek rutini EOE (ev-okul-ev) olan bi kız için bu kadar aksiyon çok fazlaydı. Gerçi şu an okul yoktu ama ben olsada olmasada evden pek çıkmadığım için okulun olup olmaması beni pek ilgilendirmiyordu..
Arabaya bindiğimizde dreksiyona vurup "işte bu harikaydı bebekk!" Diye tam gaz yola koyulan Enis'e annem görseydi görürdün harikaları sen dememek için kendimi zor tutsamda kahraman hallerini sevmiştim. Sonra eve varıncaya kadar hiç konuşmadık.
15 dakikalık bir yolculuğun ardından gördüğüm manzarayla yada beni gören manzarayla karşı karşıya kaldık. Ağzımın sularının aktığını hissedince silkelendim. Olum bu ev mi? Saray lan. Bu evin içine abartısız 3 Süleyman haremi sığdırırsınız. Ev ile hayranlığımı bi kenara bırakıp içeri girdiğimiz an banyonun yerini öğrenip koştum.
"A.. Eda.. şey var." Ya sus su an beni ilgilendiren tek şeyin yarım saatim kaldığını bilmek olduğunu kafana vura vura söylemek isterdim de zamanım yok. Büyük bir hız yapıp kapıyı açtığım an üzerime doğru koşan köpekle geri depar atmam bir oldu. "Ennnnniiiiiisssss" diye ortalığı inletip yarı yolda beni karşılayan Enis'in kucağına atlayıp suratımı boynuna kapadım.
"Bunu söylemek istemiştim prenses." Ya gevelemeden söylesene o zaman bık bık yapıp duruyosun sadece!!
"Papi ne işin var senin burda hadi yerine çü çü" sözlerine aldırış etmeden hâlâ avına sarılmış yılan gibi sarılıyordum Enis'e. "Ee sende iyi alıştın başın derde girdiğinde üstüme atlamaya. Gir yıkan hadi. Ben yıkıyım istersen?"
Tam bir gıcıklık ustası ya yok. Hiç lazım değil. Kucağından inip hiç Enis'e bakmadan banyoya girdim. Yaptığım en rahatsız banyo olsada saçlarımı kurutup ordan çıkmam tam 10 dakikamı aldı. Süper! "Hadi hadi gidelim" dedim büyük bir telaşla.Enis beni tam vaktinde kapının önüne getirmişti. Ne kadar gıcıkta olsa bugün benim kahramanımdı. "Teşekkür ederim, başına ne kadar bela olsamda her sorunun üstesinden gelebildin sonuçta. O zaman tekrar görüşürüz dimi?" dedim gülümseyerek. "Hah düşünebilirim sanırım. Bilirsin kızlarla aram iyidir. Hergün senin gibi olmak isteyen çoook kız var. Ve itiraf et kahramanındım." Bak ya kızlarmış. Gülerek döndüm ona " hahaa tam bir gıcıksın, ama evet kahramınımsın.."
diyerek arabadan inip ona el salladım. Ve sonunda her şey düzelmişti diye derin bir nefes alırken karşımda duran manzarayla put gibi tüm damarlarımın vücudumdan çekildiğini hissederek kalakalmam bir oldu.
"Eda yardım ett!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Portakal
ChickLitBana korkularınla yüzleşmelisin dedin. En büyük korkum seni kaybetmekti. Beni bununla yüzleşmek zorunda bırakma...