bölüm 5

1.1K 358 133
                                    

(Medyadaki Nejat bey~Belgin hanım)

Yola çıktıklarında Volkan'ın annesi telefona sarılmış oğullarına ulaşmaya çalışıyordu. Olanlara bi türlü inanamıyordu.

Hayır! Birkan ölmemişti. Bu olamazdı. Defalarca aradı Birkan'ı.
Telefonu kapalıydı.

Volkanı da aradı kaç kez.O da cevap vermiyordu.
Daha sonra hızlıca cevap verip toplantıda olduğunu söylemiş hemen kapatmıştı.
Onları sonra arayacaktı.

Ağlamaya başlamıştı kadın. Kocasına kızıyordu
"Neden daha fazla sormadın Volkan'a?
Sen nasıl bir babasın Nejat Allah aşkına.
Nasıl olmuş? Kim yapmış? Kazamı geçirmiş? Bir yerden mi düşmüş?
Off! Kafayı yememek elde değil."

Nejat bey de apar topar hazırlanmış, karısına durumu uygun bir dille anlatmaya çalışmıştı. Neler olduğunu anlayamamıştı hâlâ.
Ne yapacağını bilemez halde, arabayı istanbul'a doğru hızla sürüyordu. Bir taraftan da yanında oturan karısını sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Daha kaç kere söyleyeceğim Belgin konuşamadım bir türlü diyorum sana.
Zaten neye uğradığımı şaşırdım. Volkan da pek anlatmadı. Sadece 'hemen çıkın gelin' dedi.
Sonra kapattı. Ben de çok soru soramadım haliyle.
Bilmezmisin sen Volkan'ı?
Ne zaman doğru düzgün konuşur ki telefon da!"

Kadın arkasına yaslandı.
Birkan'ı düşünüyor ve gözünden akan yaşları siliyordu.

Birkan çok uçarı bir çocuktu. Küçüklüğünden beri bi sürü olay yaşamıştı.
Hep başına buyruktu. Kimseyi dinlediği yoktu.
Ama annesi hep birgün aklının başına geleceğine ve bütün kötü şeyleri bırakacağına inanıyordu.
Ve işte en korktuğu şey olmuştu.
Canından çok sevdiği ilk göz ağrısı gitmişti.
Kalbi sıkışıyordu kadının, herşeyin kötü bir şaka olduğuna inanmak istiyordu.

Gözleri yol da ve bir eli direksiyon da olan Nejat bey ise diğer eliyle telefon da birilerini arıyor oraya buraya emirler yağdırıyordu.
Daha sonra Murat beyi aradı.
Şirketinin başındaki en yetkili kişi ve Nejat beyin en güvendiği elemanı.

"Alo Murat! Biz yoldayız İstanbul'a geçiyoruz" dedi.

Murat çok heyecanlı kaldırmıştı telefonu. Birşey duymuştu sanki
"Tamam Efendim. Ben de şimdi gazeteden öğrendim durumu."
Sustu.
Daha sonra
"Başınız sağolsun Nejat bey.
Yapabileceğimiz birşey var mı?" Dedi.

Tabi yaa! gazete!
Dün olmuştu bu olay. Ve bugün bütün gazeteler yazmış olmalıydı.
Murat bey telefon da bekliyordu.

"Yok Murat sağol. Olursa söylerim" dedi ve kapattı.
İlk benzin istasyonunda benzin alma bahanesiyle durup hemen ilk gazeteyi aldı. Sayfaları karıştırdı.
Ve işte orada.
En üstte Birkan'ın ve nejat beyin yanyana küçük kare resimlerine yer vermişlerdi.
Yanda da haberi yazıyordu.
*
Ünlü iş adamı Nejat Erkişi'nin büyük oğlu Birkan Erkişi dün akşam saatlerinde orman yolunda ölü bulundu.
Kafasında ve göğsünde kurşun izleri olan Birkan Erkişi'yi kimin öldürdüğü henüz bilinmiyor.
İlgililer üzerinde çalıştıklarını ve en kısa zamanda olayı aydınlatacaklarını bildirdi.
*
Haberin altında da yerde uzanmış gibi duran üzerinde gazeteler olan ve yanına sızmış kıpkırmızı kanla Birkan'ın cesedi duruyordu.

Başı döndü Nejat bey'in. Düşecek gibi oldu.
Vurulmuş muydu?
Birkan'ı birileri öldürmüş müydü yani?
Nasıl olabilirdi böyle birşey?
Kim yapardı bunu oğluna?
Son bir senedir Türkiye'de bile değildi.
Daha yeni gelmişti.
Geleli on gün olmuştu daha.
Ne yapmıştı da canına kıymışlardı Birkan'ın.

Kusursuz İkiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin