Kusursuz İkili

bölüm 19

Medyada: NOGAY & TUGAY ATAHAN
                       BELGİN & NEJAT ERKİŞİ

*****
Kahvaltı masasından aceleyle kalkarak kapıya doğru yöneldiğinde Belgin hanım arkasından seslendi:

"Nejat! Bugün müydü Atahan holdingle anlaşma?"

Nejat bey arkasını dönerek cevap verdi.

"Evet canım bugün. Öğleden sonra saat 13:00 de. Neden sordun?"

"Bende geleceğim Nejat. Tanışmak istiyorum onlarla."

Nejat bey gülümsedi. Bunu Belgin'e kendisi teklif etmiş ama Belgin hiç cevap vermemişti. Nejat bey rahatsızdı. Ne olacağı belli olmazdı.
Sürekli eşine 'Sende benimle arada bir şirkete gel hayatım. İşlerin nasıl yürüdüğünü öğren artık. Ne olur ne olmaz. Bana birşey olursa şirket başıboş kalmasın' derdi.
Belgin hanım bu sözleri duyunca her ne kadar kötü olsa da doğruluk payı olduğunu biliyordu.
Ve kararını vermişti. Arada bir gidecekti şirkete.

Bugün büyük bir anlaşma yapılacaktı. Atahan holding ile Erteks üç yıllık bir anlaşmaya imza atacaktı. Belgin hanım da orada olup hem onlar ile tanışmak hemde işin içeriğini iyice öğrenmek istiyordu.

Nejat bey eşine bakarak;

"Bu kararın beni çok mutlu etti Belgin. Hadi hazırlan çıkalım."

"Yok. Sen git canım. Ben öğlene doğru gelirim."

"Tamam o zaman şirkette görüşürüz."

Çok heyecanlıydı Nejat bey. Bu işi çok düşünmüş planlamış ve sonunda teklif götürmeye karar vermişti. Kabul edeceklerini biliyordu. Onlarında Erteks'e ihtiyacı vardı çünkü.

Şirkete kavuştuğunda hızlıca odasına doğru ilerlerken kapıdaki sekretere
"Kızım, öğleden sonra her şey hazır olsun. Anlaşma için Atahan holdinge gidilecek."

Sekreter ayağa kalkarak
"Peki efendim" dedi.

Ardından heyecanla
"Nejat bey! Odanızda bir bayan sizi bekliyor. Mutlaka sizinle görüşmesi gerekiyormuş. Önemli olduğunu söyledi... Bende odanıza aldım efendim."

Nejat bey şaşırmıştı. Hiç bir şey demeden odasına doğru ilerledi. İçinden
'Allah Allah! Kim olabilir ki?' diye düşünüyordu. Aklında tek bir isim vardı ama onunda olması imkansızdı.
Evet! imkansız gibiydi.
Hayır. O gelmezdi. Öyle bir şey yapmazdı.

Kapıyı yavaşça açıp içeri girdi. Arkası dönük oturan sarı saçlı kadını daha yüzünü görmeden tanımıştı. Bu O'ydu!
Kadın arkasını döndü. Ayağa kalktı.

Nejat bey hışımla yaklaşıp tam önünde durdu.
"Senin ne işin var burada? Neden geldin?"

Kadının hüzünlü bakışlarını görünce biraz sert çıktığını anladı.

Kadın ürkekçe
"Nejat! Benim... Seninle konuşmam lazım."
Başını önüne eğdi. Bitkin görününüyordu.

Nejat bey geçip yerine oturdu. Kadına baktı.
Ne kadar da değişmişti yıllar içerisinde. Ne hayalleri vardı, birlikte neler neler yapacaklardı.
Malesef ne Nejat, Belgin'den ayrılabilmiş, ne de kadın kocasını bırakabilmişti. İmkansız aşk'tı onların ki. Birbirlerini çok sevmişler fakat ikisi de ailelerini bırakamışlardı.
Nejat bey rahatsızlanınca artık görüşmek istememiş, evine ve çocuklarına vakit ayırmaya başlamıştı.
Fakat aynı şey kadın için geçerli olamadı. O eşine ve oğluna sahip çıkamadı.
Şiddetli kavgalarla geçirdikleri birkaç yılın ardından aileleri paramparça olmuştu.