Gençlik parkının oralarda yürümeye başladık. Elini omzuma attı. İlk tanışmamızı falan konuşmaya başladık. Doruk:
"Ya seni ilk gördüğümde sana çarptığım an değildi aslında"
"Yaa ne zaman gördün? "
"Okulu kazananlara bakıyordum daha okula gelmeden iki ay önce. Sonra seni gördüm. Ezgi Çetin yazıyordu. Küçük bir stalk yaptım. Faceden buldum,tüm fotoğraflarına baktım. Ordan twitterını buldum ordan da tüm twitlerini okudum. Ordan instagramını buldum. Hesabın gizliydi. Fake hesap açıp istek attıöp, takipçilerine, takip ettiklerine, fotoğraflarına beğendiklerine falan her şeye baktım. Daha sonra babanın facesini buldum, babanı da stalkladım, fizik öğretmeni olduğunu öğrendim. Öğretmenlik yaptığı okulda arkadaşım vardı tesadüf o da babanın sevdiği öğrencilerindenmiş seni sordum her şeyini anlattı sağolsun. O günden beri seviyorum. Yani güzelim o çarpma işi falan tesadüf değildi, her şey planlıydı."
"Oha Doruk ya küçük bi stalk dedin ama maşaAllah yani. Keşke mesaj falan atsaydın."
"Ya korktum beni sevmezsin diye."
"Malsın ama sadece benim malımsın."
"Bundan memnunum."
"Aferin."
Sessizce yürüdük ve aklıma geldi. Üniversiteye başlamadan hiç aklıma gelmezdi Doruk gibi birini bulabileceğim. Tamam PMYO'DAKİ erkekler çok yakışıklı, kızlar çok güzeldi. Ama Doruk çok çok çok yakışıklıydı. Sarı saçları, kahverengi gözleri, fiziği her şeyi harikaydı. İyiki sevmişiz birbirimizi. Çok güzel günler geçirdik. Ah yine daldım düşüncelere. Doruk da beni izliyordu. Ona baktığımda gülümsedi. Elimde çantam vardı o sırada kapkaç çantamı tuttu. İnanılmaz derecede başım dönmeye başladı. O da çekince yere düştüm başımı banka vurdum hızla, onun da etkisiyle bayıldım..
☁ Berra'nın ağzından ☁
"Ya nerde bu anahtarlar?"
Bi tane siyah araba önümde durdu aldırmadım. Anahtarları aramaya devam ettim. Ağzımı tutan ellerle karşılaştım, çok sıkıyordu. Çığlık da atamadım. Sürüklemeye başladı. Arabanın bagajını açtı ve o sırada Sezen Aksu Haydi Gel Benimle şarkısı çalmaya başladı. Bagajdan oyuncak peluş ayı ve kırmızı beyaz güller çıktı. Maskeli adam maskesini çıkardı, yere eğildi ve yüzüğü çıkardı. İnanmıyorum.. Ahmet'di bu..
" Yıllarca sakladım seni sevdiğimi ama artık yeter daha saklayamam. Seni çok seviyorum. Berra'm benimle evlenir misin?"
"Ahmeett. Evet evet evlenirim bende seni çok seviyorum. Yıllardır sevdim seni gizlice.."
Yüzüğü taktı, harikaydı..
......
Anahtarları buldum eve girdim Ahmet'le konuştuktan sonra. Ve direk halay çekmeye başladım.
"Ahmeeet Berra'yıı seviyooor, Berra Ahmet'i seviyoorr. Onlaaar evlenececek tey tey tey teeeey"
☁ Doruk ve Ezgi ☁
"Of adam gözümün önünde çekti be gözümün önünde" diyerek direksiyona vurdu sertçe ve ambulansı takip etmeye başladı. Siren çalıyordu araçlar yol açsın diye.
"ALLAH'IM lütfen YARABBİM.. Ezgi'me bir şey olmasın lütfen ALLAH'IM.."
sürekli içimden duâ ediyordum. Nihayet Çankaya Hastanesine geldik. Ezgi hala baygındı. O adamı bulursam göstercem ona. Doktorlar geldi odaya aldılar. Korkuyordum, çok korkuyorum. Ona bi şey olacak diye çok korkuyorum. Hemşire sakinleştirici vurdu. Biraz sakinleştim ama hala korkuyordum. Doktor çıktı odadan nihayet ve açıklama yaptı.
"Komiserim korkulacak bir şey yok. Şuan iyi başına darbe aldığı için normal olarak bayılmış. Eve gidebilirsiniz."
"Şükürler olsun ALLAH'IM.
Tamam doktor bey, teşekkür ederim."
Odaya girdim. Ezgi bana baktı gülümsedi ve:
"Çok mu korktun?"
"Ezgi'm korkmak ne kelime buraya gelene kadar duâlar ettim. Sana bi şey olacak diye çok korktum."
"Doruk seni çok seviyorum."
"Ezgi bende seni çok seviyorum."
Hastaneden çıktık, üzerime hırka almadım çünkü sabah hava güzeldi gayet. Ama şimdi çok esiyordu. Doruk hırkasını elinde taşıyordu hemen bana verdi, giydirdi. Arabaya oturduk. Elimi tuttu.
"Beni bırakma, lütfen bırakma. Ben böyle biri değildim. Duygularımı belli edemezdim. Ama sen istisnasın."
"Seni bırakmayacağım ALLAH izin verirse."
Evimize geldik. Üstümüzü giydik, ve uyuduk. Sımsıkı sarıldı. Doruk gibi biriyle evli olduğum,mutlu olduğum için tekrar şükrettim.. 10 dakika içinde uyuduk.
Yarın iş bizi bekliyordu. 👮