Çatışma

155 6 1
                                    

Telsiz sesiyle uyandık.
"4540,4540 Kızılay meydanında çatışma var yaralılar var."
Saat daha 04:52 idi. Hemen kalktık, üstümüzü giydik, arabaya bindik.
Polislik böyle bir şey.. Gecenin bir vakti gelen telsizle, telefonla uykunuzun en güzel yerinde uyandırılıp aceleyle göreve gidersiniz. Bizler ölümüne sevdalıyız bu vatana, Polisliğe. Kanımızın son damlasına kadar savaşacağız. 👮💙👮
...
Silah sesleri geliyordu. Çelik yelek falan giydik. Tüm güvenlik önlemleri alınmaya çalışılıyordu. Terörle mücadele şubesinden gelen arkadaşlar, Polis Özel Harekat, Jandarma Özel Harekat ve daha bir sürü meslektaşımız uykusundan uyanıp gelmişler. Hepimizin tek amacı vardı:VATANIMIZI KORUMAK.
Doruğu ne kadar sevdiğimi biliyorsunuz ama Vatanın mı Doruk mu deseler bir saniye bile düşünmeden Vatanım derim.
Biz PMYO'DA söz verdik. Mezun olduğumuz gün ve okuldan geçen her gün söz verdik. "SÖZ KONUSU VATANSA DÜNYANIN ŞAH DAMARINI KESERİZ" diyorduk, her gün dedik hala da diyoruz.
..
Olay yerinde az önce de dediğim gibi durum baya kötüydü, çok yaralı vardır, 4 tane de şehit vermiştik. Yaralıları ambulansa yetiştirmeye çalışanlar var. Biz Doruk, ben,Berra ve Ahmet ön tarafta çatışıyorduk. Mermilerin bize gelme riski çok yüksekti. Ama korku var mı ? Yok. Söz konusu VATAN.
..
Susturuculu silah kullanan 9-10 kişi vardı onlar da bizi hedef almışlardı. Hepimiz pür dikkat çatışmaya odaklandık. Ben Doruğun arkasındaydım ve birden Doruk önüme düştü. Omzundan vurulmuş.
"Doruuuuuuuuuuuuuuk." Öyle bağırdım ki boğazım yırtılacaktı. Hemen kanama yavaşlasın diye hırkamın kollarıyla sıkıca bağladım mermi giren yeri. Doruk gözünü açtı:
"E-Ez gi ca nım çok ya nı yor ken di ne dik kat et."
Diyip Kelime-i Şehadet getirdi ve gözlerini kapattı. Gözlerim yanıyordu, büyük bir umutla nabzına baktım atıyordu ama yavaş..
Ayağa kalktım ambulansa götürmek için o an aynı yerden bende vuruldum. Ve ikimiz de gözlerimizi araladık, o an bile Doruk elimi tuttu..
☁ HASTANE ☁
(Yazarın ağzından)
Herkes hastaneye gelmişti. Doruk ve Ezgi'nin vurulduğunu gören JÖH'DE (Jandarma Özel Harekat) çalışan Fırat ambulansa yetiştirmişti. Çatışma yavaşladı düşman kaçmıştı. Ambulansa binince Fırat da onlarla gitti. Yolda Gökhan amiri,ekibi,Doruk'un ve Ezgi'nin ailesine haber verdi. En yakın hastaneye gidiyorlardı.Yolda ilk yardım falan yapıldı. Doruk, Ezgi'ye göre daha iyiydi. Çünkü kanaması azalmıştı, Ezgi'nin sayesinde. Ama Ezgi'nin kanaması fazlaydı. Çok kan kaybetmişti. Doruk ile hala el elelerdi. Doruk da Ezgi de hiç bırakmayacakcasına sımsıkı tutuyorlardı. Nihayet hastaneye geldiler. Herkes sedye ile koşmaya başladı. Ameliyathane için hazırlık yaptılar. Doktorlar bile ellerini ayıramadı. Daha fazla vakit kaybetmemek için mecburen aynı odada ameliyat ettiler. Ameliyat sonunda Doruk normal odaya alındı. Ama Ezgi'nin durumu pek iç açıcı değildi,yoğun bakıma almışlardı.Çok ama çok kan kaybı vardı. Yakın arkadaşı Büşra da hastanedeydi, kan kontrolüne gelmiş, tesadüfen Ezgi'nin annesi Melek'i görünce durumu sordu, anlattı. Ve birden ağlamaya başladı, herkes gibi.
Melek ve Doruk'un annesi Nur ağlayarak konuşuyorlardı. Melek:
"Ben dedim Ezgi'ye Polis olma diye ama dinlemedi, bu kaçıncı gelişimiz hastaneye. Kızıma ya bi şey olursa Nur ne yaparım ben?"
"Şiişt! Deme öyle. Ezgi'yi bizden de iyi tanıyorsun. O çok güçlü bir kız. Kaç ameliyat atlattı. Bunu da atlatacak ALLAH'IN izniyle.
O sırada yoğun bakımdan doktor çıktı. "Komiser hanımın durumu iç açıcı değil, hayati riski atlattı demek için erken ama kan kaybı var fazlasıyla. Arh+ kan lazım. Kimlerin kanı uygun?"
Melek ve Nur bizim uygun dediler. Büşra da uygun diyince üçünün de kanını aldılar. Ezgi'ye kanları verince. İğnesini de vurduk. Zaman gösterecekdi bize ne olacağını. Doruk iyileşmişti, gözünü açtı. Melek, Nur ve herkes oradaydı. Ama onun gözü Ezgi'yi aradı. En son elini tutuyordu, gerisi karanlık.
"Ezgi, Ezgi nerde?"
"Oğlum şey.. "
"Anne bi şey olmadı dimi? Bak açık açık söyle anne hadi? "
"Ezgi yoğun bakımda kan kaybı var hayati riski azaldı bizde bu kadar biliyoruz." Herkes ağlıyordu. Doruk yataktan kalktı. Gözü karardı ama umrunda değildi. Koridorda Ezgi diye ağlıyordu. Biliyordu, çok güçlüydü sevdiği ama korkuyordu. Erkekler ağlamaz, ama konu Ezgi ise Doruk'un göz yaşları okyanus olurdu. Doktoru gördü,
"Doktor bey lütfen Ezgi'nin odasına götürün beni lütfen göreyim onu.."
Melek geldi.
"Oğlum dur sende yaralısın. Ezgi için korkuyorum ama sen bari yapma."
"Anne umrumda değil, ben iyiyim hemde ama Ezgi'me bi şey olmasın."
Doktor
"Tamam Doruk Bey, ama yalnızca siz girin. Yormayın hastayı. Buradan düz gidip sağa dönün soldan 3. Oda."
"Sağolun Doktor Bey."
Evet Doruk iyileşmişti ama hala ağrısı vardı. O halde koşarak odaya girdi. Gözleri kapalı ve sayıklıyordu. Sesi fısıldıyor gibiydi. Yaklaşıp yanındaki sandalyeye oturdu. Doruk diye sayıklıyordu. Elini tuttu.
"Ezgi'm bak burdayım, yanındayım. Daha bir sürü hayalimiz var. Biliyorum sen çok zor şeyler de atlattın, bunu da atlatırsın."
Ezgi sanki duymuştu bu denilenleri Doruk elini tutmuş ağlıyordu. Ezgi zorla da olsa tebessüm etti ve Doruk dedi.
Doruk birden kendine geldi.
"Ezgii iyi misin?Ağrın var mı? Ha nasılsın?"
"Omzum çok acıyor, ama sen burdasın ya iyiyim."
"Çok korktum ALLAH'IMA şükürler olsun iyisin."
"Çatışma ne oldu? Şehit çok mu? Ya yaralılar? Sen nasıl oldun? "
"Karşı taraf pes etti. Hala 4 şehit var,yaralı çok ama öyle ağır yaralı yok, bende iyiyim senin sayende, kanamayı durdurmuşsun güzeller güzelim"
"Oh sevindim keşke Şehit de olmasaydı."
"Keşke güzelim."
Doruk konuşurken sesi titriyordu. Bu anı çok yaşıyordu. Ama meslek Polis, ölüm de vardı. Kanımızın son damlasına kadar savaşacağız.
Doktor odaya girdi.
"Doruk bey siz ne yaptınız? "
Zaten korkuyordu Doruk daha da telaşlandı.
"Ne? Bir şey mi yaptım? "Diyip yutkundu zorlukla.
"Ezgi Hanım gözünü açmış konuşuyor. Hemşire hanım son kontrolleri yapın."
"Peki efendim."
"Doruk Bey hiçbir iğne ya da ilaç Ezgi Hanım'ın gözünü açtıramadı. Her şeye hazırlıklı olun demeye geliyordum ki bu manzara ile karşılaştım ve anladım ki onun gerçek ilacı sizsiniz."
"Bir an çok korktum öyle diyince ama şimdi de çok sevindim."
...
☁ Ezgi ☁
Her şey bitti. İkimiz de taburcu olduk. Yoğun bakımdayken elimizi ayırdılar. Doruk sıkıca tutuyordu hala,bende aynı şekildeydim ama dayanamadım daha. Yavaşca bıraktım. Herkes baya endişelenmiş. Annem çok ağlamış, Nur annemde, herkes de..
Onlar da çok üzüldü, her olayı başarı ile sonuçlandırsak da arada oluyor böyle şeyler yapacak bir şey yok..

"BİZİM VATANIMIZ İÇİN VERİLECEK CANIMIZ VARDIR. VE BİZİ ÜZEN TEK ŞEY VATANIMIZ İÇİN VERECEĞİMİZ TEK CANIMIZIN OLMASIDIR."

Polis HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin