Yeni Görev Yeri

720 14 3
                                    

...
"Ya Doruk sence bu siyah kotun üstüne ne giyeyim? Karar veremiyorum"
"Ezgiii ne giyersen giy hepsi yakışır sana"
"Mal ya tamam" dedim ve güldük
Öküzlüğüm tuttu yine lcöeöföğçvld
En sonunda beyaz kalın askılımı giydim. Saçımı az önce yıkamıştım düzleştirdim. Silahlarımı falan da aldım ve hazırım. Doruk da hazırlandı. Arabaya bindik. Doruk arabayı sürerken düşünmeye başladım. Şark görevimi yeni bitirmiştim. Hakkari'de yaptım. Daha sonra Doruk ile evlendik, bu yüzden aynı yerde görev yapıyoruz. İsteyerek yapmadık, süpriz oldu bizim için ama çok sevindik tabiki.
"Ezgi'm, Ezgi'm, Ez.. "
"Ha noldu dalmışım?"
"Heyecanlı mısın güzelim?"
"Ya çok değil ama tabi var biraz heyecan"
Biz konuşurken Ankara Emniyet Müdürlüğünün önünde durduk.
Daha önce buraya gelmiştim. Sivil polisler diğer polislere göre daha fazla iş yapıyor, bizde bu yüzden sivil polis olmak istemiştik. Nerde macera orda biz 😂😂
Ha bu arada söylemeyi unuttum Samsun PMYO mezunuyuz, Doruk'la aynı sınıftaydık orda tanıştık. Okul bitti, şark görevinden sonra evlendik.
Neyse gerçek hayata dönelim. Doruk önceden de bi süre burada çalışmıştı. Amirle konuşacakmışız. Amirimiz Gökhan Bey. Odasına gidip kapıyı çaldık.
"Ooo hoşgeldiniz gençler, Doruk senden çok bahsetmişti Ezgicim. Polislik çocukluk hayalinmiş, çok adın geçti burada da. Ben adımı bilirsin çok vakit geçiririz Allah'ın izniyle,yinede söyleyim adım Gökhan Bulut."
"Memnun oldum amirim, inşAllah başarılı olurum" gülümsedim.
"Başarılı olacağına eminim."
"Çok teşekkür ederim. "
"Evet seni diğerleriyle tanıştırayım."
Herkes burada toplanmış. Sırasıyla isimlerini söylediler. Tabi hemen ezberleyemem ama ezberim kuvvetlidir eheheh.
Sivil olarak çalışan 3 kişi ile ekip olarak görev yapacakmışız. O 3 kişinin adları Yağız, Berra, Poyraz, Selen ve Ahmet. Hepsi de çok cana yakın insanlara benziyor. Amir konuşmaya başladı.
"Şimdiden anons geçtiler yeni bi operasyon var. Adı Halil, sabıkalı aranıyordu zaten. Hazel adında 15 yaşındaki çocuğa uyuşturucu sattırıyor ve her gün dövüyormuş. Telefon sinyalinden yerini bulduk. Hazel'i ve Halil'i buraya buraya getirmeniz gerekiyor. Halil'i sorguya alacağız sonra."
Buradaki ilk görevim, şu ana kadar tüm olaylarda başarılı olmuştum, sıra bunda hadi bakalım. Hep bir ağızdan:
"Anlaşıldı amirim, yola çıkıyoruz"dedik.
"Aferin çocuklar adresi Poyraz sana mesaj olarak atacağım. Gençler size güveniyorum."
Arabaya atladık ve yola koyulduk. Yolda planları yaptık. Halil denilen bu adam çok tehlikeymiş, anlatılanlara göre. Olsun. Ben bu mesleği seçerken de herkes bunları söylüyordu. Sen kızsın seçme zor felan dediler dinlemedim. İyiki de dinlememişim.
15 dakika sonra bi yere geldik. Depo gibi bi yerdi,ıssız. Selen:
"Ezgi siz Doruk'la önden gidin, kapıyı açtırın.Biz sonradan gelelim olur mu? "
"Tamamdır."

"Doruk bu adam hakkında duyduğumuz şeyleri biliyorsun, çocuğa zarar verebilir. Polis olduğumuzu bilmesin ilk önce"
"Bencede haklısın"
Tam o anda içerden sesler geldi, Halil olmalıydı.
"Ulan nerde kaldı bu lahmacunlar be acıktım"
Berra'nın sesini duydum. Fısıltı ile konuşuyordu ama mesafeden dolayı duydum.
"Kardeş şimdi lahmacunun zamanı değil"
Bunu duyunca koşarak sessizce oraya gittim. Parasını verip lahmacunu aldım. Kaybedecek zaman yoktu.
Kapıyı çaldım. Halil çıktı, parayı uzattı.
Hazel uzaktaydı. Ama ağlamaktan gözleri şişmiş. Acıyan gözlerle bana bakıyordu.
"Yavrum sen mi bakıyosun siparişlere, gelsene?"
"Gelcem Halil merak etme." diyip gözüne yumruk attım. Yere düştü. Hazel yanıma gel dedim Hazel geldi arkama saklandı, titriyordu. Telsizden Berra'ya buraya gelmesini ve Hazel'i almasını istedim. O Hazel'i aldı gitti. Halil'e kelepçe takmak için kelepçeyi bulmaya çalıştım. Halil vazo almış bana atacaktı o sırada bileğini büktüm. Acıyla inlerken karnına tekme attım. Sonra kelepçeyi buldum, kelepçeledim. Doruk bizi görünce anında fırladı beni çekti.
"Ne oluyor Doruk ya?"
"Ya sana bakıyor sürekli bi de kolunu tutuyorsun, çekil sen ben tutarım."
Herkes bende dahil buna çok güldük. Doruk çok kıskanç biri, ama kötü bir şey mi bu? Değiiil. Yolda Selen'e
"Selen, Hazel'in annesi ve babasının numarası var mı ? Gökhan Amir öyle dedi."
"Ha evet canım 0505..."
"Sağol, arayalım da Hazel'i almaya karakola gelsinler."
İlk çalışta babası açtı.
"Alo buyrun kimsiniz? "
"Ben komiser Ezgi. Kızınızı bulduk, karakola gelebilir misiniz acaba?"
"Nee! Gerçekten mi? He-he-hemen geliyoruz efendim."
"Tamam iyi günleer."
"İyi günler"
Adamın sesinden belliydi çok mutlu olduğu. Berra ile Hazel iyi anlaşmıştı. Doruğa baktığımda ıslak mendil çıkarıp gülümsedi. Anlamsız bir şekilde hepimiz ona baktık. Doruk da kolumu tuttu ve silmeye başladı.
"Dorukcuk napıyosun ya"
"Güzelim adam koluna girdi o yüzden siliyorum"
"Ya kıskanç şey" Berra ve Ahmet aynı anda
"Olan vaar olmayan vaar kıskanırlaar" dediler. Yine güldük. Berra sarı saçlı mavi gözlü güzel biriydi. Ahmet de kahverengi saçlı yeşil gözlü yakışıklı biriydi. İçimden bi ses birbirlerini sevdiğini söyledi Berra'ya sorayım, boş bi zamanda. Karakola geldik. Doruk önce davranıp Halil'i tuttu ve
"Poyraz sende gel de şu debelenip duruyor. Beraber götürelim."
"Tamam tamam geldim"
Ahmet Berra Selen ve ben de içeri doğru yürüdük.Adam Poyraz'ın kolunu ısırdı ve Poyraz da sinirlendi kafasına vurdu. Amir:
"Aferin çocuklar iyi iş çıkardınız. Zor oldu mu?"
Hepsi bana baktı, benim anlatmamı istiyorlardı sanırım.
"Amirim tehlikeli biri dediniz. Biz Doruk'la önden girdik. Halil lahmacun siparişi vermiş sesini duyduk. Tam o sırada lahmacuncu gelmiş bende lahmacunu alıp kapıyı çaldım falan işte sonrada yakaladık."
"Anladıım aferin ekip." Berra
"Amirim ama bi sorun var."
"Devam et sorun nedir Berra?"
"Hazel.. Çok uyuşturucu verilmiş, sürekli başı dönüyor. Annesigille hastaneye sevk edelim bence?"
"Haklısın ambulansı arayın hemen"
Ahmet ambulansı aradı o sırada Hazel bayıldı. Ve yine tam o sırada annesi ve babası geldi. Annesi ağlamaya başladı. Selen sakinleştirmeye çalıştı, yavaş yavaş durumu anlattı. Amir de babasıyla konuştu. Ambulans gelince Berra da onlarla gitti.
Altı kişi kaldık. Ahmet:
"Gençler hazır Berra da yokken size bi şey diyeceğim. Ben.. Ben şey yani ben bugün Berra'ya evlenme teklifi edeceğim."
Hepimiz kısa bi şok geçirdik, beklemiyorduk. Selen ve bana aldığı yüzüğü gösterdi. Ve inanılmaz güzeldi. Ama nasıl teklif edeceğini bilmiyormuş. Selen:
"Ahmet bak şimdi Berra ile geçen instagramda izledik, keşke Ahmet de böyle yapsa demişti. Çok güzel bi şey olsun."Ahmet
"Ne yani Berra da beni mi seviyor?"
"Of ağzımdan kaçırdım."
"Lan bunu baştan desen şimdiye iki de çocuğumuz vardı"
Hepimiz kahkaha attık. 😂
Ahmet de Selen'e teşekkür etti, en sevdiği şarkıyı sordu. Sezen Aksu'nun Haydi Gel Benimle Ol şarkısını sevdiğini söyledi. Mutluyduk hepimiz. Selen de evlenecekmiş bu yaz,ben yeni öğrendim. Poyraz da aynı şekilde. Selen'inki mimar. Poyraz'ınki ise İngilizce öğretmeniymiş.
Amir de Hazel'in ailesi ile görüşüyormuş. Halil uyuşturucuları ve Hazel'in kimliğini üzerinde taşıyormuş.Amir yanımıza geldi.
"Halil'in sorgusunu biriniz alın benim biraz işim var."
"Anlaşıldı amirim."
Doruk hemen atladı. O almak istiyormuş. Sorgu odasına doğru gitti.
Halil onu görünce kahkaha attı, biz dışardan izliyorduk. Doruk
"Kes lan. Halil bana bak insan gibi söyleyeceğim ama sadece bir kere, sakın tekrar ettirme.Hazel'in kimliğini ve uyuşturucuları hemen bana ver."
"Sana bi şey diyim mi? "
"Ne?"
"Şu eşin olan kız çok güzel onu senden alıcam."
"Sen kimsin lan kimsin?"
"Seninkini seviyorum bunu bil."
Eyvah şimdi çok sinirlendi. Elini sıktı. Silahını çıkardı omzuna vurdu. Sonra gözüne yumruk attı. Karnına da baya sert tekme attı. Yüzüne attığı yumruk acayip sertti. Kaşı ve dudağı patladı.
"T-tamam dur lütfen dur."
"Ben Doruk Serttaş, benim olanı kimseyle paylaşmam. O benim bunu o beynine sok, yoksa ben sokarım, güzelce. Ve şimdi dediklerimi ver."
Halil ikiletmeden verdi. Doruk da sinirle çıktı ve amire verdi. Sonra tekrar geldi yanımıza oturdu. Çok sinirliydi, Doruk sinirliyken çok başka biri oluyordu. Bana baktı bende baktım diğerleri de bize baktı. Doruk:
"Ezgi neden bu kadar güzelsin be? Beni hep seveceksin, hiç bırakmayacaksın dimi? Lütfen söz ver. Ne olursa olsun beni bırakma." diyip sarıldı, insanların arasında böyle şeyler diyemezdi normalde. Bende sarıldım.
"Saçmalama Doruk. Seni hiç bırakmayacağım, seni hep çok seveceğim. Ne olursa olsun. Seni çok seviyorum."
"Bende Ezgi'm bende seni çok seviyorum, hep yanındayım ALLAH'IN izniyle."
Gerçekten Doruk çok kıskanç biriydi, ve birbirimizi çok seviyorduk. Ona sarıldığımda ilk tanışmamız geldi aklıma. Okulun ilk günüydü. Doruk yanındakiyle koşuyordu. Daha doğrusu o çocuk Doruğu yakalamaya çalışıyordu. Bizde kuzenim Ceyhun ile konuşuyorduk ve yürüyorduk. Doruk da arkasını dönüp koşmaya başlamıştı ki bana çarptı ikimiz de yere düştük. Önüne bak falan dedim sonra o bana ben ona baktım. Ve ilk görüşte sevdim o da aynı şekilde ilk görüşte sevmiş. Ona bakarken hala yerde olduğumuzu fark ettik ve kalktık. Özür falan diledi. Gülümsedik. Sonra Ceyhun ile yürümeye devam ettik. İçimden duâ ediyordum aynı sınıfta olalım diye,Doruk da duâ etmiş. Sınıfa girdiğimde o da aynı sınıftaydı falan filan işte. Düşündüm de iyiki sevmişim. O sırada Doruk ile hala sarıldığımızı fark ettim. Sarılmayı bıraktık. Gülümsedim. Doruk:
"Biliyor musun seni ilk gün ki gibi sevmiyorum. O seni gördüğüm saniyeden itibaren geçen her saniye de her salisede sana olan sevgim sürekli arttı, hala da artıyor ve ALLAH'IN izniyle hep artacak."
"Ya Doruuk her şeyimsiin."
"Sende güzelim sende.."
Bugünde güzeldi. Ahmet Berra'ya evlenme teklifi falan edecekti. Gece 23:30 gibi arabaya bindik evin önüne geldik.Biraz gezmeye karar verdik..

Polis HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin