Bölüm 5: Takip mi?

12 1 1
                                    

23.07.2016, mektubu okuduktan sonra

Oda da sağa ve sola yürüyordum ve ne yapabilirim diye düşünüyordum. Sonra Kutu da param olduğu aklıma geldi. Tam olarak ne kadar vardı bilmiyordum. Parayı çıkarıp saymaya başlamıştım.

Birdenbire telefonum çalıyordu. Tanımadığım bir numaraydı. Açtım.

Hillary: Hillary Johns-
Drake: Tamam tamam, biliyorum bile orda kim olduğunu. Bak, öncelikle o kutuda sadece 1220€ var, yanı daha fazla para bulmalısın, sonra bu gece saat 9 da parayı parkta istiyorum. Hangi parktan bahsediyorum biliyorsundur.
Hillary: Sanırım bilmiyorum.
Drake: Kalk ve Parayı bul şimdi. Senin işlerini hal ettiğin parka gel. Hadi başla. Zaman durmuyor tik-tak tik-tak.
Hillary: Tamam orda olacağım.
Drake: Bu arada kapının ordaki duvara baksana bi. Yukarı.

Yavaş yavaş oraya bakiyordum.

Drake: Daha yukarıya bak.

İnanmıyorum. Gördüğüm şey bir Kamera. Bu pislik beni izliyormuş, olamaz!

Sinirli sinirli kalktım,sandalye aldım, üstüne çıktım ve kamerayı yerinden çektim, kırdım.

Telefondan bu pisliğin gülmesini duyuyordum sonra da kapattığını duydum.

Artık ne yapacağımdan emindim. Benim olduğu şeyi alacağım. O da Johnson, Peter Johnson, benim kardeşimi!

Paramı aldım, daireden çıktım ve arabama bindim. Arabada olduğumda, çalılarda birşeyler hareket ettiğini gördüm. Onlardan biri olduğunu düşündüm ve arabadan indim. Arabanın kapısını ancak kapattığımda çalılardan bir Kedi çıktı.

Demekki sadece Kedimiş ve benim düşündüğüm gibi onlardan biri değilmiş.

Yine arabaya bindim, ama yinede içimde bir ses orda biri var diyordu.

Aynı zamanda oraya gidip bıçaklanmak yada ona benzer birşey istemiyordum. Böylece arabası çalıştırdım ve gittim.

Nereye mi gidiyordum?

Bir silah dükkanına gidiyordum. Peter'i gerçekten çok kurtarmak istiyordum onların ellerinden, ama biliyordum bu geceye kadar parayı bulamicam diye. Onu başka türlü kurtarmalıyım.

Yolda beni bir araba takip ediyor diye farkettim. Kim olduğunu tanıyamadım, ama araba tanıdıkları geliyordu bana.

Bir benzin istasyonuna doğru gittim, yeterince benzin olmasına rağmen, ama beni takip eden kim diye bilmek istedim.

İlki düşünmeden benim peşimden sürdü. Çaktırmadan onun arabasına bakıyordum ve..ve tanıyabildiğim Josh'du, Josh Wilson.

O benim komşum ama burda ne arıyor. Burası şehir dışı ve burda hiçbir birşey olmaz.

Onun üzerine gidiyordum ve onunla konuşuyordum. Biraz gergin görünüyordu.

Hillary: Hey Josh, ne arıyorsun burda?
Josh: Ehm..hey Hill, ben sadece şehirden biraz dışarı çıkmak istedim. Biraz temiz hava almak istedim. Sen ne arıyorsun burda?
Hillary: Senin gibi işte. Kafa dağıtmak istedim, şehirden çıkmak istedim.
Josh: Peter nerde? Başka zaman onu hiç yanlız bırakmıyordun.
Hillary: Şey.. o daha okulda.
Josh: Çarşamba günü?
Hillary: Evet,o... o bugün okulda uyudu sınıf'la. Neyse benum şimdi gitmem gerek. Görüşürüz.

Tamam, anlaşılan onun hiç birşey'den haberi yok. Sanırım ben çok abarttım olayı ve kafamda birşeyler kurmaya başladım. Josh'a arkamı dönüyordum ve arabama doğru giderken herşey yolunda mı diye sordu.

Ona herşey yolunda olduğunu söyledim ve arabama doğru gittim.

Hayat İle Mücadele Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt