10.Bölüm"Yaşanmışlıklara güldüm."

454 28 7
                                    

Bu aralar en sevdiğim şarkı, performans; Multi, okurken dinleyin :) ya da dinlemeyin siz bilirsiniz.


YORUM VE BEĞENİYİ UNUTMAYIN! :)

"Hasta olacaksın." Odamda duyduğum ayak seslerini hiçe saydım.

"Kime diyorum ben?" Annemin sesi. Dün neler yaşadığım bir bir aklıma gelince yorganı biraz daha yüzüme çektim. Justin'ı rüyamda gördüğümden beri artık daha iyiydim. Beni hem yıkıp hemde yeniden işa ediyordu. Oysa ki gerçekten bana sarılmasını isterdim.

"En azında üstünü örtmüşsün."

Ne ara yanıma gelip elini anlıma koyduğunu anlamamıştım bile. Annelik böyle bir şeydi herhalde.
"Ateşin var senin." Anlıma kadar açtığı yorganı tekrar kafama çektim.

"Şöyle yapalım o zaman... sen bugün okula gitme. Evde otur dinlen, ben seni her saat başı arayacağım. Duydun mu?" Yorganın içinden kafamı salladım. Yorganı tekrar açıp anlımı öptü. Ardından birden yorganı üstümden çekince neye uğradığımı şaşırdım.

"Bu yorganıda üstüne örtme zaten yanıyorsun, komaya girersin kızım." Gözlerimi kapalıyken devirdim. Ayak seslerinden, odamdan çıktığını anladım daha sonra dış kapının kapanma sesiyle artık evde yalnızım. Üstümden çektiği yorganı tekrar üzerime çektim. Belki komaya girer ve sıkıntılarıma kesin bir çözüm bulurum.

Dün banyo yaptığım için tekrar uğraşmaya üşendim. En azından 'bari bir ilaç içeyim' düşüncesiyle mutfağa gidip biraz atıştırdım. Arıştırdım derken dört tost yemiş bulunmaktayım. İştahım yine yerinde (!) Buzdolabından ağrı kesici aldığım gibi ikiye böldüm. Tamı ağır gelirdi belki ama ikiye bölmekte zararlı mı ki?

Hızlı hızlı işleri hallettiğimde artık mutlu son. Yatakta kalkmayıp yatabildiğim kadar yatmak. Sonuçta gün benim. En azından bari yüzümü yıkasaydım. Siktir et. Bence direk yatağa bayılayım. Evet, evet en doğrusu.
Bu arada hiç dünü düşünmüyorum. Sanki beynim dün olan her şeyi sıfırlamış gibi.

Ardı arkası kesilmeyen kapı sesleriyle gözlerimi açtım. Telaşla yorganı kenara atıp komidinin üstünden saata baktım. Saat daha öğlen dörttü. Bu saatte hangi münasebetsiz kapımı çalabilir? Hastalığın getirmiş olduğu sinir ve yorgunlukla odamdan çıkıp aşağıya yöneldim.

Kapıyı kırarcasına vurulan yumruklar yüzünden sinirle yarı yolda evi sarsacak şekilde bağırdım.

"O kapıyı g*tüne sokacağım!" dışından küfür etmeyen bir insanı bile çıldırtmıştı, kapıdaki her kimse.
Bağırmamın üzerine kesilen yumruk seslerini derin bir nefes vererek karşıladım. Hızlıca kapıyı açıp her kimse yüzüne tükürecektim.

"Ne var?" kapıyı açtığım gibi gözlerim kocaman açıldı. Size ne kadar rezil bir insan olduğumu söylemiş miydim?

"Demek kapıyı g*tüme sokacaksın?" İfadesiz bir şekilde bana bakan bir Bieber ve arkasında Elsa. Onlar birlikte mi gelmişlerdi? Gözlerimi ikisinde gezdirdim. Yolda sohbette etmişlerdir.

Düşüncemi daha fazla ilerletmeden dün yaşananlar film şeridi gibi gözümden geçti. Kızgın olan ben bir anda ifadesiz ve bezmiş bir insana döndüm, üzgün ya da yıkılmış. Ne yüzle birde buraya gelebiliyorlardı.

"Evet." diyerek cevap verdim, beni zerre umursamayan çocuğa.

"Eleanor telefonlarımı neden açmıyorsun?" Bu sefer konuşan Elsa'ydı. Sesi üzgün gibi çıkıyordu ama ben ondan daha üzgündüm. Dün ben gittikten sonra belki Justin Elsa'ya üzülmemesi için sarılmıştır. Benim varlığımı unutup birlikte içmeyede gitmiş olabilirler. Birbirlerinin telefon numaralarınıda almışlardır.

All Night*||jb|TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin