Multi:Mersa(Elvin Levinler)
Bölüm Şarkısı: Thalia - You Spin Me Right Round
"Mersa!"
"Naa!"
"Kapat lan şunu."
"Aha aha."
Yüzüme kapatılan telefonu umursamayıp Mine'nin yatağına fırlattım. Uykuluklu gözlerle yatağından kalkıp ağzında bir şeyler geveledikten sonra yerine yattı. İşte benim mükemmel kardeşim. Ömür törpüm her sabahki seansımızı aksatmamış ve beni aramıştı. Genelde doğru düzgün cevap vermediğimden telefonu kapatır, 5 dakika içinde yanımda biterdi. Bugün de muhtemelen yine aynı şeyler olacaktı. Ömür törpümü düşünmeyi kesip kendimi yarısı kesilmiş sim kartına bürünmüş uykuma verdim.
****************
"Kalksana kızım! Kime diyorum ben? Hey!"
Arya'nın cırlamalarını duyup da uyanmamak mümkün değildi. Ben her sabah ona dayanma –daha doğrusu cırlamalarına- işlemini uzatmaya çalışıyordum. Ama o hiç yardımcı olmuyordu. Uykum yine yarısı kesilmiş sim kartına bürünürken gözlerimi sıkıca yumup uykumun bana gelmesini bekledim. Sanırım bu çabam işe yaramamış olacaktı ki yüzüme atılan bir şişe suyla trambolinde en yükseğe zıplamaya çalışan çocuklar gibi yerimde sıçradım.
"Nihayetinde kızımız gözlerini açtı bey. Bir an uyanmayacak sandım."
"Haklısın hanım. Bizimki de iyice uykucu çıktı neyse ki uyandı bizim fındık ezmesi."
Mine ve Arya birbirlerine beşlik çakarken bense uyku sersemliğiyle bir oraya bir buraya kafamı çeviriyordum.En sonunda kafamı toparlayıp onlara iki çift laf edebildim. Yani kafamı toparladığımı zannedip.
"Baba,sen neden kıza benziyorsun?"
*****************
Arya'nın çekiştirmeleriyle şu an kahvaltı masasındaydım ve Mine beyinsizi beni çatalıyla dürtüyordu ve ikisi de bana sabah Mine'ye söylediğim şeyi hatırlatıp gülüşüyorlardı. Ne var yani uykulukluyken öyle bir şey söylediysem. Ben uykusundan öyle çabucacık ayılan biri değildim. Benim için normaldi yani böyle şeyler. Ayrıca Mine akıllısı çataldaki keskin çubukların bana battığından bihaberdi herhalde.
En sonunda çubukların keskin yerleri beni iyice rahatsız etmeye başlayınca Mine'nin çatal tutan sağ elini ters çevirip masaya yatırdım. Mine de canı acıdığından olsa gerek hayvansı böğürtüler çıkartıyordu. Arya da çığırmaya başlayınca sesleri duyan annem pompalı tüfeği olan merdanesiyle beraber koştura koştura geldi. Bazı anneler bağırır,bazıları terlik atardı. Ama benim annemi sadece kıymetlisi merdane tatmin ediyordu. Ailecek anormaldik sanırım.
"Ne yapıyorsun kız sen kardeşine?"
"WWE'de kullansın diye uçan tekme hareketi öğretiyordum anne kasma yani bu kadar"dedim gevşek gevşek. Dememle birlikte merdanenin üzerime doğru geldiğini görmem bir oldu. Benden beklenilmeyecek bir çeviklikle Mine'nin bileğini hızlıca bırakıp rastgele bir kanepeye Jackie Chan uçuşu yaptım. Derin derin nefes alırken şükür manasında bildiğim bütün duaları sıaralarken cangırt diye bir ses gelince hepimiz sesin geldiği yöne kafalarımızı çevirdik. 8 tane göz endişeli ve şaşkın vaziyette sehpaya bakıyordu. Annemin en sevdiği vazosu bir Mine Aksu uğrunda feda olmuştu.
"Kız Mine geberteceğim seni. Kurtul işte kendine kendine"diye söylenmeye başladı Mine'ye. Ben tam o ünlü randomumu gerçek hayata geçirmeye hazırlanıp söylemeye çalışırken Arya kulağıma eğilip "Mal mısın? Birazdan sana bağıracak. Sanki Tülay teyzeyi tanımıyorsun"dediği gibi gülüşmelerimizi dışarıya saklayıp,çantamızı hızlıca kanepeden aldıktan sonra kapıyı hunharca kapattık. Ne de olsa annem o acıyla yerinden kalkamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madam
Humor"Hastasın sen. Bunu biliyorsun değil mi?" diye sordu küçümsercesine. "Evet, hastayım. Bunu söylemene alınmadım. Kızmadım da. Aksine, ne zaman söyleyeceksin diye merak ediyordum." deyip Efdal'a kısa bir bakış atıp tersi yöne doğru yürümeye başladım...