Multimedya:Deniz(Ece Seçkin)
Bölüm Şarkısı: Oğuzhan Uğur - Kıskanç
Şarkımız Deniz'e gelsin. Bölüm sonunda anlarsınız zaten :DArya'nın anlattığı şeyleri dinlerken aklım ister istemez birkaç gün önce yaşanan olaya gidiyordu. Deniz denen o kızı o günden sonra bir daha hiç görmemiştim. Zaten bir tek ismini biliyordum. O gün, o gittikten sonra, yetim Emrah gibi sokaklarda kalakalmıştım. İçeriye, Arya'nın yanına dönmek istesem de içeride ki ortam aklıma gelince bu fikrimden vazgeçtim. Neyse ki zeki ben (!) çantamı almayı akıl edebilmiştim.
Benim bunu akıl edebilmem Taylor Swift ile Rihanna'nın saç baş yolarak kavga etmeleri, Solmaz'ın oynamayı bırakması, Acun'un iflas etmesi gibi bir şeydi.
Bunlar da pek mümkün olmadığına göre bu işte kesin başka bir şey vardı. Ya okunmuş ya da kurşun dökülmüştüm. Bunları düşünmeyi kesip Arya'nın anlattıklarına odaklanmaya çalıştım. Yine klasik mahalle dedikodularıydı işte. Koca karı gibi çene çalıyordu bizi ilgilendirmeyen konularda.
Elime geçen ilk şeyi Arya'nın suratına fırlattığımda sesin kesilmiş olduğuna pek de şaşırmış sayılamazdım. Arya'ya doğru döndüğümde afallamış bir şekilde bana baktığını gördüm. O ifadesi o kadar tatlıydı ki hiç gitmesin istiyordum. Sanki sevgilimmiş gibi konuştum ben, değil mi az önce? İşte ben ve saçmalıklarım.
O hâlâ aynı ifadeyle bana bakarken kahkahamı daha fazla tutmayıp salıverdim. Ben hunharca gülerken o bana hiç değişmeden aynı tavırla bakıyordu ve bu benim gülüşümü daha da körüklüyordu. Sema Teyze'nin cığırtılarını duyduğumda elimi istemeyerek de olsa ağzıma götürdüm. Kendimi durdurabilmişken kafama gelen sert bir cisimle gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
Karşı taraftan atak gelmişti. Tam da telefona kaydettiğim gibi yeşil gözlü bir kevaşeye dönüşüp kafama bilgisayar faresini atmıştı. Sinirden alev alması muhtemeldir diye düşündüğüm gözlerimi Arya'ya döndürdüm. Benim taktiğimi uygulayıp biraz yüzüme bakıp o daha kahkahalarını dışarıya salıvermişti. Ona onun ifadesiyle bakmayınca devam edince kahkahası daha da şiddetlendi.
En sonunda bu duruma bir son verilmesi gerektiğini düşünüp yerdeki pufumu Arya'nın üstüne attım ve sessizliğin verdiği huzurla kendimi yatağa attım. O da benim yanıma gelince kadro tamamlanmış oldu ve başladık çene çalmaya.
"Kızım, bok vardı da götürdüğün bizi oraya?"
"Ben nereden bilebilirim senin belalın çıkacağını."
"Sen tanıyor musun o kızıl fahişeyi?"diye sordum ve merakla yerimde doğruldum.
"Tanıyorum tabii mal. Ziya Amcanın kızı o."
Dediklerini idrak edemeyip bir süre boş gözlerle Arya'ya baktım. Ne demek, Arya bu kızı tanıyordu! Ziya Amcayı zihnimin derinliklerinde aradım. Fakat ben de hiçbir şey ifade etmiyordu. Yine anlamsızca bakan gözlerimi Arya'ya çevirince o da açıklama gereksiniminde bulundu.
"Kızım, bizim mahallede oturuyorlardı hani daha sonra işleri büyütüp ayrıldılar buradan. Hatta Deniz'le o sıralar çok iyiydik. Tabii küçüktük o zaman hep beraber oyun oynardık. Zaten bir daha da hiç görüşmedik."dedi benden hatırlamamı beklercesine.
Elimi dağınık saçlarıma götürürken hafızamı son demine kadar zorluyordum. Bir tutam saçımı avucumun içine alıp çekiştirmeye başladım. Hafızamı biraz daha zorladıktan sonra yine de aklıma gelmeyince pes ettim. Tam ellerimi saçımdan çekmişken birden zihnimde şimşek gibi yanıp söndü hatıralar.
Hatırlıyordum. Ziya Amca babamın o zamanlar en yakın arkadaşlarından biriydi. Haliyle benim de Deniz'le aram iyiydi. Fakat Ziya Amca işleri büyütünce bizim mahalleden taşınmıştı. O sırada da Deniz'le aramız açılmış, bir daha da hiç görüşmez olmuştuk. Onun zengin tiki arkadaşları vardı, benimse kardeş dediğim arkadaşlarım. Ki kardeş dediklerimin başında kesinlikle Arya vardı. Tartışmasız.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madam
Humor"Hastasın sen. Bunu biliyorsun değil mi?" diye sordu küçümsercesine. "Evet, hastayım. Bunu söylemene alınmadım. Kızmadım da. Aksine, ne zaman söyleyeceksin diye merak ediyordum." deyip Efdal'a kısa bir bakış atıp tersi yöne doğru yürümeye başladım...