|1|

465 42 11
                                    

Hastanın İsmi: Leanne Penalope Archer

Hastanın Yaşı: 19

Hastanın Boyun: 1.73

Hastanın Kilosu: 49,3

Hastanın Dış Görünüşü: Kızıl renkli saçları ve açık yeşil gözleri var. Gözleri uzağı net göremiyor. (Miyop ve Astigmat) Bu nedenle taktığı gözlüğünün sağ merceği 2,45 ve sol merceği 1,30 derecelerini taşıyor.

Dikkat Edilmesi Gerekenler: Sinirlendiğinde aşırı saldırgan olabiliyor. Hemşirelerin en çok şikâyet ettiği konu eline geçen bütün eşyaları silah olarak kullanabilmesi, dikkatli olun.

Ekstra Bilgiler: Bitirdiği altı romanı var ve hala birisinin üstünde çalışıyor. Yazdığı bütün romanlar cinayet veya vahşet temalı kitaplar. Hasta yazmanın kendini rahatlattığını savunmaktadır.

Hastanın Özgeçmişi: Leanne Penalope Archer, on yedi yaşında ailesi ile yaşadığı şiddetli bir tartışma sırasında annesini ciddi bir şekilde yaralamış, babasının sağ kolunu neredeyse kaybetmesine neden olmuştur. Ailesinin daha önceki şikâyetlerden ve kavgadan sonra olan olaylardan dolayı hastanemizin psikiyatri bölümüne yatırılmıştır. Hastanın muayenesinden ve iki yıllık sürekli seanslardan sonra hastaya psikopati teşhisi konulmuştur.

Doktor sarı saçlarını kulaklarının arkasına sıkıştırırken kâğıtlardan başını kaldırıp Leanne'a baktı. Genç kız kafasını önüne eğmiş elindeki not defterine bir şeyler yazıyordu. Doktorun ona baktığını fark eden Leanne defterini kapatıp kalemiyle birlikte cebine sıkıştırdı.

İşte her zamanki oyun başlıyor, diye düşündü Leanne. İki yıllık uğraşlarının sonucunda taburcu olmasına çok az kalmıştı. Eğer bu testi de geçebilirse... Bu lanet hastaneden çıkış biletini de kazanmış olurdu.

Dudakları artık uzmanı olduğu bir sahte gülümsemeyle kıvrıldı. Kaşlarını hafifçe kaldırarak en masum surat ifadesini takındı. Doktor da ona aynı gülümseme ile karşılık vererek savaşı başlattı. ''Leanne, bugün nasılsın bakalım?''

Başınızı gövdenizden ayırmak istiyorum ve şu aptal hastaneden kurtulmak istiyorum, siz nasılsınız?

Tabii ki bunları söyleyemezdi. ''Bugün hava biraz sıcak ve güneşli gözlerimi acıtıyor. Kapalı bir mekânda olduğuma memnunum. Ya siz nasılsınız Doktor Stacey? Bugün saçlarınız muhteşem görünüyor.'' Eğer kanınızla boyansaydı çok daha güzel görünürdü...

Leanne göz ucuyla buzlu camın arkasında onu izleyen anne ve babasına baktı. İyileşmesini o kadar çok istiyorlardı ki. Ancak herkesin bildiği üzere psikopati iyileştirilemez, yalnızca ilaçlar ile hafifletilebilirdi. Leanne'nin alıyor olması gereken ama şuan cebinde yaptığı baskıyı hissedebildiği ilaçlarla.

''Teşekkür ederim hayatım. Bugün harikayım çünkü sana vereceğim harika bir haberim var.'' İşte başlıyordu. Zaferin kokusunu alan Leanne oturduğu sandalyesinde biraz daha dikleşti.

''İki yıldır çok yol kat ettin ve biz de daha iyiye giden durumun için sana ufak bir hediye vermeye karar verdik. Artık hastanede yatmak zorunda değilsin. Seni eve gönderiyoruz Leanne. Ancak, ilaçlarını almaya devam edeceksin ve haftada bir kez seni o koltukta görmek istiyorum. Anlaştık mı?''

Kafasını sallayarak onaylayan Leanne'in dudakları bu sefer gerçek bir gülümsemeyle kıvrıldı. ''Ailene gerekli bilgileri verdik. Hem randevularınla ilgili hem de sana nasıl davranmaları hakkında. İki yıl önce olan hataları bir daha yapmayacaklarına emin olabilirsin. Hadi, seni bekliyorlar.'' Dedi eliyle kapıyı gösteren doktor.

Leanne sandalyesini gereksiz bir güçle ittirip kapıya doğru hızlı adımlarla gitti. İki yılın sonunda tekrar romanına geri dönebileceği için çok mutluydu. Kapının kolunu çevirdi ve kapı gıcırdayarak açıldı. Kurtuluşuna doğru ilk adımı atan Leanne yapacaklarını çoktan kafasında oluşturmuştu.

Genç kız gözlerinde timsah gözyaşlarıyla yüzünün nemlendiğini hissettiğinde karşısında kollarını açmış iki insana doğru koştu. Eh en azından toplamda dört kol vardı. Leanne kıkırdamasını bastırarak kendisini annesinin kucağına attı.

''Sizi o kadar çok özledim ki!'' Annesi ağlamaktan konuşamıyordu. Babası ise annesinden biraz daha iyiydi. İkisi de iki yıl önce ki Leanne gitmiş yerine 'normal' birisi gelmiş zannediyorlardı. Leanne'in maskesi bu yöndeydi.

''Hadi artık eve gidelim. Annen sana o kadar çok yemek yaptı ki bir yıl boyunca bütün ülkeyi doyurabiliriz!'' dedi babası gülerek. ''Abartma Roger.'' Dedi annesi şakadan bir yumrukla babasının omzuna vurarak.

Araba yolculuğu boyunca Leanne içerdeyken dış dünyada olanlardan bahsediyorlardı. Başkanlık seçimleri, okulunun boşaltılmış olması, teknoloji... Annesi evde onu bekleyen harika bir sürpriz olduğundan bahsetmişti. Leanne her ne kadar heyecanlanmamış olsa da öyle davrandı. Maskesinin düşmemesi önemliydi.

Eve vardıklarında doğrudan çatı katına, Leanne'in odasına çıkmışlardı. Gökyüzüne benzeyen odası bıraktığı gibiydi. Duvarlar hala mavi, eşyalar hala beyazdı. Hatta tek bir toz lekesi bile görünmüyordu. Annesi sürekli odayı temizliyor olmalıydı.

Eşyalar yerindeydi fakat odada bir fazlalık vardı, beyaz çarşafların üzerinde duran bir hediye kutusu. Abartılı bir ambalajla sarılmış öylece açılmayı bekliyordu. ''Aç bakalım.'' Diyerek onu yatağa doğru hafifçe itekledi babası.

Leanne aynı heyecanlı maskesiyle pakete doğru gitti. Yatağa oturup paketi kucağına çekti ve sanki dışarı veremediği bütün negatif duyguların hıncını paketten çıkartıyormuş gibi parçalayarak açtı.

İçinden çıkan şey polaroid bir fotoğraf makinesiydi. Leanne makineyi açıp merceğini kontrol etti. Hayalini kurduğu makineydi bu. İşte şimdi biraz olsun mutlu olmuştu.

Yazdığı hikâyeler için her şeyi gözlemlerdi Leanne. Ancak gözlemlediği onca şeyin aklında kalmamasından şikâyet etmeye başlayınca fotoğraf makineleri ilgisinin bir numaralı odağı haline gelmişti.

Ve şimdi karşısında duruyordu. Hikâyelerini daha gerçekçi kılacak ayrıntılar toplamasına yardımcı olacak bir makine. Leanne'in aklında bu gece için bir plan oluşurken iki yıldır özlemini çektiği gibi gerçekten gülümsedi.

Annesi kapıyı tıklatarak onu yemeğe çağırdığında Leanne iki sene boyunca not defterine yazdığı hikâyenin devamını hızla bilgisayarına geçiriyordu. Hastanede elektronik her şey yasaktı. Annesine iki dakika içinde aşağıda olacağını söyledikten sonra bilgisayarını kapatıp fotoğraf makinesini boynuna takarak aşağı indi.

Annesi ve babası büyük yemek masasında oturuyordu. Önlerinde kocaman bir pasta vardı. Masanın geri kalanını Leanne'in en sevdiği yiyecekler dolduruyordu. Leanne mutlu bir yüz ifadesi takınarak merdivenlerden inerken babasının sandalyesinin arkasında duran şeyi fark etti.

Ceketin altına gizlenmiş bir tüfek vardı. Ucu ceketin dışına çıkmıştı ki Leanne'in fark etmesinin sebebi buydu. Aklından geçen binlerce karmaşık düşünceye rağmen ne yüz ifadesi ne de merdivenlerden inmesi sekteye uğramıştı. Leanne bu başarısı için tekrar kendini kutlayarak masadaki yerini aldı.

Tedbir alıyorlar. Düşündüğümden daha zor olacak, diye düşündü Leanne. Ama başarabileceğini biliyordu. İki yıl boyunca o lanet hastanede kalmasının iki sebebi tam karşısında mutlu bir şekilde şarkı söylüyordu. İkisi de ona kırık bir oyuncak gibi davranmış, iyileşmesini istemişlerdi. Oysa onda kırık veya bozuk olan hiçbir şey yoktu. Asıl bozuk olan onların fikirleri ve sevgi dedikleri zehirdi.

Leanne pastanın üzerindeki mumları üflediğinde pastanın üstünde kremayla bir şeyler yazıldığını fark etti. Yazı çok titrekti, annesinin kendisinin yazdığına emindi. ''Eve hoş geldin Leanne!''

Babası mutlu bir şekilde gülümserken annesi Leanne'e bıçağı uzattı. Leanne'in elleri bıçağı kavradığında babasının hafifçe geriye, tüfeğin olduğu yere eğildiğini fark etti. Sıkı bir şekilde bıçağı tutan Leanne tek hamlede pastayı kesti ve verdiği karara dair duyduğu bütün şüpheler bıçakla kesilmiş gibi son buldu.

Şimdii bu dünya da sonu gelmeyen bir şey varsa o da benim Creepypasta OC'lerimdir :D Bu yüzden Leanne'le karşınızda bulunmaktayım! Herkese iyi okumalar! ^^

Pens and Papers (Creepypasta OC)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin