Uzun süre aynı pozisyonda kalmaktan dolayı uyuşan dizlerini açmak için etrafı gezmeye karar veren Leanne mümkün olduğunca ses çıkarmamaya çalışarak odanın kapısını araladı.
Kat'in oldukça sert olan uyarısına rağmen Leanne bu yaptığının, yakalansa bile, o kadar büyük bir sonucunun olacağını düşünmüyordu.
Aynı sessizlikle uzun koridor boyunca yürüyerek etrafındaki kapıları inceledi Leanne. Üzerinde tabela bulunan tek kapı vardı ki maalesef o da depoydu. Deponun karşısındaki kapının ardından geldiği açıkça belli olan insan dışı sesleri göz ardı etmeye çalışarak koridorun sonundaki camlı kapıya doğru ilerledi.
Karşısında gayet normal bir mutfak ve oturma odası bulunmasını beklemiyordu Leanne. Belki işkence aletleri, uyuşturucu veya kaçak silahlar bulsaydı bu kadar şaşırmayabilirdi ancak bu küflü mekândan standartları oldukça yüksek bir oda beklemiyordu acıkası.
Oturma odasıyla mutfağı ayıran tezgâhın arkasına geçti, can sıkıntısından birkaç dolabı karıştırdı ancak bu oda her ayrıntısıyla şimdilik mükemmel derecede normaldi.
Leanne odayı belki hikayesinin daha normal parçalarında kullanabileceğine karar verip birkaç ayrıntının fotoğrafını çekmek için kamerasını almak üzere odasına geri döndü.
Koridordan geçerken, yine aynı kapıdan gelen, insan dışı acı ve zevk karışımı çığlıklar Leanne'i bile rahatsız etti. Görünen o ki normal görünen camla kaplı mutfak bu binada ses yalıtımına sahip ender odalardan biriydi.
Odaya geri dönerken kapıyı arkasından kapatmadan önce hiçbir tonunda zevkten eser bulunmayan saf acı içeren bir çığlık duydu Leanne. Bu çığlık ona babasının son saniyelerini hatırlattı ve bir kez daha kendinden gurur duydu Leanne.
Koltukta dikkatli bakmayan bir insanın kaçırabileceği bir kahve lekesi, köşedeki bitkinin saksısındaki çürümüş et parçaları, ahşap sehpanın üzerinde açıkça bıçakların açtığı derin yarık izleri ve daha birçok ayrıntı aslında yeterince dikkatli bakarsanız hiçbir şeyin göründüğü kadar normal olmadığını gösteriyordu.
Kamerasının merceğinden avını izlermiş gibi büyük bir dikkatle çürümüş eti yiyen böcekleri izleyen Leanne, doğru anı yakaladığını düşündüğünde düğmeye bastı. Büyük bir zafer hissiyle az önce çektiği fotoğraflara bakan Leanne tam olarak nerede olduğunu bildiği cam kapının kulpuna elini attı ancak elini karşılayan his metalin soğukluğu yerine boşluk oldu.
Bir anlık şaşkınlıkla olduğu yerde donakalan Leanne hızla kendini toparladı ve kemerindeki bıçağı çekti. Karşısındaki kişiye saldırmak için boğazını hedefleyerek bıçağı savurmuştu ki, bileğinin büyük bir acıyla ters döndüğünü hissetti ve kendini yerde buldu.
Saldırdığı kişinin suratını bile görme şansına erişemeyen Leanne ayağa kalkmak için çabalamaya başladı. Ama çabalarının hiçbir sonucunun olmayacağı apaçık ortadaydı. Onu yerde tutan her kimse Leanne'dan iki kat güçlü ve tecrübeliydi.
"Senin odanda olman gerekiyordu." dedi saldırgan oldukça tanıdık bir sesle. Leanne bu sesi duyduğuna emindi, hatta o kadar geçmişten bile değildi ancak konuşan kişinin yüzünü veya adını hatırlayamıyordu.
Leanne cevap vermese de üzerindeki kişi elindeki bıçağı alıp onu savunmasız kılabilmek için hamle yaptığında kaburgalarını delip geçen ve onu yere mıhlayan ağırlığın güç dengesi bozuldu ve Leanne da kolayca saldırganın dizinin altından kayabildi.
Bir kez daha saldırmanın onun aleyhine olacağını bilse de odanın küçük ve tek çıkış yolunun saldırgan tarafından kapatılmış olmasından dolayı saldırmaktan başka bir seçeneğinin olmadığının farkındaydı. Bıçağı savurmak için saldırganın nerede olduğunu görmeyi amaçlayarak başını kaldırdığında bir saldırganla değil Jamie ile karşılaştı.
Biraz önce oldukça güç gerektiren bir işi bitirmiş gibi her yeri terden sırılsıklam, saçları karmaşıktı. Harcadığı enerjiden dolayı yanakları kızarmıştı ve üzerindeki taze kan lekesi bunu daha çok ön plana çıkartıyordu.
"Jamie," diye söze başladı Leanne. Ancak cümlesine devam edemeden Jamie hayal kırıklığı dolu bir cümleyle sözünü kesti. "Cobra'ya yaptıklarını gördükten sonra gerçekten bundan çok daha iyi olacağını düşünmüştüm açıkçası. Sanırım sadece acemi şansıymış."
Duyduklarının gerçek olduğunu bilen Leanne karşı çıkmaya çalışmadı. Henüz yolun başında olduğunu biliyordu ancak böyle aşağılanmayı hak edecek kadar kötü bir iş çıkardığını düşünmüyordu.
"Her neyse," dedi Jamie cebinden bir paket sigara çıkarak. Leanne onun sigarasını yakışını ve odayı dumana boğuşunu izledi. Jamie'nin üzerindeki kan lekesinin nasıl sıçradığı hakkında kafasında bir sürü kurgu geçiyordu ki aklına duyduğu çığlık sesleri geldi.
"Çığlık sesleri mi?" diye sordu Jamie, olaya çok normal bir şeymiş gibi bakarak. "Benim odamdan geliyordu. O fahişe diğerlerinden daha uzun süre dayandı, kadında cidden güçlü gırtlak varmış ama sonuçta diğerleriyle aynı kaderi paylaşıp geberdi."
Jamie sigarasından çektiği son nefesi üfledi ve mermer tezgâhın üzerinde söndürdü. "İkinci tur için zaman geldi." dedi üzerindeki külleri çırparak. "Ceset çoktan soğumuştur, şansım varsa hala biraz kan vardır. Sanırım bu sefer zevk alan tek taraf ben olacağım."
Jamie cam kapıyı arkasından kapatırken Leanne çocuğun suratında garip bir şeyler gördüğünü düşündü. Kamerasına yeni filmi doldurmak üzereydi ki bir anda neyi garip bulduğunu anladı.
Jamie kurbanına yaptıklarını ve yapacaklarını anlatırken çok mutlu görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pens and Papers (Creepypasta OC)
FanfictionLeanne Penelope Archer yazdığı kurgularda yaşayan bir kızdı. Hikayeleri ona gerçekçi gelmeyene kadar...