|2|

307 31 8
                                    

Annesi sıkıca üstünü örttükten sonra kızına iyi geceler dedi ve odadan çıkarken ışığı söndürdü. Leanne kapının kapandığını duyduğu anda yorganı üstünden attı. Kulaklarını kapıya dayayan Leanne annesinin adımlarını saydı ve sonunda o da bir kapının kapanma sesiyle son buldu.

Sessizce kendi odasının kapısını açan Leanne yavaşça merdivenlerden indi. Aynı sessizlikte mutfağa ulaştığında akşam yatmadan önce diğerlerinden farklı bir yere koyduğu iki bıçağı aldı. Bunlardan birisi oldukça büyük ve parlak olan, turuncu saplıydı. Bu bıçak Leanne kendini bildi bileli bu evdeydi.

Diğer bıçak ise turuncu saplı olana göre çok küçüktü. Siyah sapı eline tam oturuyordu. İki bıçağı da birkaç kere savuran Leanne masanın üzerindeki fotoğraf makinesini alarak garaja doğru ilerledi.

Garaj kapısı neyse ki kilitli değildi. Başının yanındaki rafta yerinin asla değişmeyeceğini bildiği feneri eline aldı. Fırtınalar nedeniyle elektrik her kesildiğinde eski jeneratör bir sorun çıkartırdı. Bu yüzden Leanne babasıyla birlikte buraya çok sık girerdi.

İlk defa bu bir işe yarmıştı. Eliyle koymuş gibi bulduğu alet kutusundan aynı şekilde kırmızı saplı tornavidayı buldu. Ardından kedi kadar sessiz bir şekilde odasına geri döndü.

Garajdan aldığı fener hala elindeydi. Işıkları açarak annesini ve babasını uyandırmak istemiyordu. Yapacağı iş için uyuyor olmaları gerekiyordu sonuçta.

Çalışma masasının çekmecesinden yedek gözlüğünü çıkardı. Elindeki feneri çekmecesinin kenarına sıkıştırdığında harika bir açı elde etmişti. Gözlüğün merceklerini sabitleyen vidaları tek tek sökerek camları çerçeveden kurtardı.

Ardından dolabına giderek altıncı sınıfta el işi dersi için yaptığı beyaz maskeyi ve yanındaki çabuk yapıştırıcıyı aldı. Maskenin gözlerini merceklerin boyutuna göre kestikten sonra mercekleri maskenin göz çukurlarına yapıştırdı.

Sade beyaz maske hiç güzel görünmüyordu gözüne. Üstüne kendine özgü birkaç şey eklemeye karar vererek çekmecesini açtı. Şimdiye kadar yazmış olduğu ufak metinler, romanlardan alıntılar gibi şeyleri üstünde taşıyan beyaz sayfalarla doluydu çekmece.

Eline gelenleri alıp maskesinin üstüne yapıştırmaya başladı. İşini bitirdiğinde maskenin mercekler haricindeki her yeri yazılarla kaplanmıştı. Ama hala bir şeyler eksik hissettiriyordu. Masasının üstünden aldığı kalemle maskenin çenesine siyah bir dudak çizerek maskeyi daha çok insana benzetmeye çalıştı.

İşe de yaramıştı. Eksik olan şey bu muydu? Diye düşünürken maskesinin arkasına bandı da yapıştırdı. Bir iki kere bandın sağlamlığını kontrol etmek için çekiştirdiğinde sağlam görünüyordu. Yapıştırıcı gerçekten de çabuk kuruyordu.

Maskeyi takarak dolabının yanındaki aynaya gitti. Görünüşünü sevmişti. İşini bitirdiğinde evde oyalanmak istemediği için üstünü değiştirdi. Gri bir gömlek ve üstüne siyah bir kazak, siyah pantolon. Son olarak masasının üstünde ki tel tokalarla saçlarını tutturdu. Saçlarının önüne dökülüp görüşünü kapatmasından nefret ediyordu.

Askıdan aldığı gri çantasını açıp içine diz üstü bilgisayarını ve şarj cihazını yerleştirdi. Cep telefonunu kapatarak ön göze koydu ve onun şarj cihazını da yanına aldı. Ardından not defterini ve beş altı tane tükenmez kalemini ve başka bir doğum günü hediyesi olan dolma kalemini çantasına fırlattı. Gözlüğünü kutusuna koyarak çantasına yerleştirdikten sonra dolabının tabanındaki botlarını giydi. Nasıl olsa annesi birkaç dakika sonra halıyı önemseyecek halde olmayacaktı.

Maskeyi takıp bıçaklarını eline aldı. Görüşü gayet düzgündü, sanki normal gözlük takıyordu. El fenerini de çantasına attıktan sonra önlem olsun diye yanına birkaç pil daha aldı.

Çantasını kapısının önüne bırakarak annesi ve babasının odasına doğru emin adımlarla ilerledi. İkisi de uyuyordu. Hiçbir şeyden haberleri yoktu.

Annesinin boynuna bıçağını dayadı. Kadın ani bir nefesi ciğerlerine çekerek uyandı. ''Neler oluyor?!'' Sesinden saf panik akıyordu. Leanne'in hoşuna gitmişti bu ses tonu. Keşke herkes her zaman böyle konuşsaydı.

Bıçak annesinin teninde yağı keser gibi kaydığında kadın boğuluyormuş gibi bir ses çıkardı. Sıcak kan akarak çarşaflara bulandığında Leanne annesinin üstündeydi. Bıçağı durmadan ölü kadının göğsüne saplayıp çıkartıyordu.

Annesinden sıkıldığında sıranın babasına geldiğine karar verdi. Başını cesetten kaldırarak sağına çevirince tüfeğin namlusuyla burun buruna gelen Leanne kendini annesinin cesedine yapıştırdı. Kulakları sağır eden bir sesle mermi namludan çıktı.

Omzuna yayılan acı ile gözleri kararan Leanne zorlukla nefes alıyordu. Babası tüfeğe mermi doldururken acısını görmezden gelmeye çalışarak babasının üstüne atladı.

Birlikte yataktan düştüklerinde Roger elindeki tüfekle kızını üstünden atmaya çalışıyordu. Fakat Leanne sanki hayatı buna bağlıymış gibi babasının boğazına saldırıyordu ki hayatı gerçekten buna bağlıydı. Bıçağın babasının boynuna girdiğini hisseden Leanne yataktan destek alarak kendini daha fazla bastırarak bıçağın daha derine girmesini sağladı.

Damardan boşalan sıcak kan Leanne'in ellerini kirletirken babası can çekişiyordu. Boğazını baştan sona kestiğinde adamın ruhu çoktan bedenini terk etmişti. Leanne ayağa kalkarak ışığı yaktı ve şaheserine bakmak için bir iki saniye durdu.

Ardından fotoğraf makinesini çıkartıp fotoğrafları çekmeye koyuldu. Bunlar cesetleri tanımlayabilmesi için harika referanslar olacaktı! Fotoğraflama ile işi bittiğinde babasının dolabındaki kasadan eline geçen bütün paraları alarak çantasına koydu. Bunların bir süre idare etmesi gerekirdi. Gerçi para bittikten sonra ne yapacağı hakkında hiçbir fikri yoktu ama şimdilik umurunda değildi.

Pencereden baktığında komşuların ışıklarının tek tek açılmaya başladığını gördü. Aptal adam tüfek sesiyle herkesi uyandırmıştı. Çok geçmeden polisler de burada olurlardı şüphesiz. Annesinin makyaj aynasında duran kibritle halıyı tutuşturduktan sonra çantasını alarak yanan evi terk etti.

Pens and Papers (Creepypasta OC)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin