Deniz'in ağzından;
Eşyaları toplamış Ev bakmaya başlamıştık. Uzun sürmeden bi ev bulabildik. Eşyalar da vardı. Yeterli yatak olmasa da koltuklarda idare ederdik. Hem ev sahibi bize yerde yatmak için yataklar da vermişti. Her şeyi hazırladıktan sonra ben oda dağılımı yapılması için salonda toplanmamızı söyledim. Daha sonra söze girdim.
-Kim bana koltuk fark etmez der ?
Arda: Bana uyar aslında.
Emre: Bana da uyar.
-Pekala o zaman yer yataklar kaldı.
Mert: Orda da ben yatayım madem.
-Bi tane yer yatak kaldı ve iki tane normal yatağımız var. 4 kız kaldık napıyoruz o zaman ? Erkekler bi odada kızlar 2 odada ayrı kalıyo o zaman. Sorun yok sanırım.
Destina: Şey aslında fazla hızlı karar vermedin mi ?
-Aslında böyle görünüyo özür dilerim ama iyi hissettiğim tek şey hepbirlikte olmamızdı. Bunları kafana takma lütfen herşey çok güzel olucak. Dedim ve sarıldım. O da iyi hissetmişti belli.
Derken Derya söze girdi:
-O zaman Deniz'le ben kalalım. Ben yer yatakta yatayım o zaman.
Destina: Yok hayır yerde ben yatarım sırtıma daha iyi geliyo.
-Tamamdır karşı odada Deniz'leyiz. Beyler fazla gürültü yapmazsanız seviniriz.
Diyip odamıza geçtik. Destina ve Esra da aynı şekilde tabii. Hava kararmıştı. Derya çoktan uyumuş. Ben hala tavana bakıyordum. Daha sonra bi ses duyup irkildim. Yatağımdan kalktım ve yavaşça Esraların odasına baktım. İkisi de uyuyordu. Erkeklerin odasına dönmeden koridorun sonundaki mutfağa doğru ilerledim. Kapının girişine geldiğimde Emre'yi görüp derin bi oh çektim. Tabi Emre sadece boxerla olmasa daha iyi olacaktı ki bi anda arkasında döndü.
-Heey ses versene Deniz korkuttun.
-Şşşey özür dilerim ben sesi duyunca kalktım.
Lan baklavayı fazla derinden kesmişler ya 😍
-Biraz fazla ses yapmış olabilirim. Bardakları bulamadım da.
-Bi bardak alıp ona uzattım. Evlerin genelinde böyle yerlere konulur. Diyip gülümsedim. Sonra bi bardak su doldurup bana verdi.
-Teşekkür ederim, diyip içtim. Sonra devam ettim; bugün benimle bişey konuşmak istiyordun.
İçtiği su boğazında kalarak; Şey aslında çok önemli değildi. Bugün Arda anlattı ya. Kötü adamları.
-Hmm. Peki öyle olsun. Neyse ben yatıyorum belki uyuyabilirim. İyi geceler.
-Şeyyyy... Herneyse iyi geceler.
-Eğer bişey söylemek istiyosan çekinmene gerek yok.
-Yok hayır iyi geceler.
Kapıdan tam çıkıyordum ki bir anda Arda' ya çarptım. Bi an için dudaklarımız birbirine değiyordu ki ikimiz de geri çekildik.
Bi süre birbirimize çakılı kaldıktan sonra, neyse ben de yatıyorum iyi geceler, diyerek odama doğru yürüdüm. Aklım Mert'te kalmıştı. O da uyuyamaz diyerek, odalarına gittim. Camdan dışarıyı izliyordu.
-İyi misin ? Diye seslendim.
-Sana ne diye bi cevap geldi. Sonra bana doğru döndüğünde gözleri kıpkırmızı olmuş, bana doğru geliyordu. Yaklaştıkça geri adım atıyordum. Kabus mu bu ? Duvara geldiğimde bi çığlık attım ki. Elinde bi iğneyle Arda geldi ve Mert'e sapladı. Olayın şokuyla donup kalmıştım.
Arda: Merak etme böyle şeyler olabiliyor. Özellikle yeni olanlarda. Sadece sakinleştirici yaptım. Bunlara ihtiyacımız olabilir.
-Ona bişey olmayacak dimi ? Diye sordum gözlerim dolu bi şekilde.
Arda bana sarılarak: Şşş hiç bişey olmayacak merak etme.
-Bu gece Mert'in başında kalmak istiyorum.
Destina: Noluyo burda ?
Esra, Derya ve Destina arkamda öylece bakıyorlardı. Arda hemen olanları anlattı. Mert'i içeri götürdük ve sabaha kadar hepbirlikte bekledik. Ben sürekli ağlıyordum. Kızlar da aramızdan birine daha olursa diye korkuyorlardı. Benimse şu an Mert'ten başka hiçbisey umrumda değildi. Sabaha karşı Mert'in başında uyuya kalmışım. Mert gözlerini açtığında alnımdan öpüp, merak etme ben iyiyim. Dün gece için özür dilerim dedi. Hadi git sen uyu biraz dedi ama benim uyumaya hiç niyetim yoktu.
Arda: Hadi kahvaltı hazır ben kahveleri de yaptım ayılırsınız. Hem topluca konuşmuş oluruz.
Hepimiz kahvaltıya geçtik. Yüzüm biraz olsun gülmüştü. Arda söze girip:
-Bakın gençler. Öncelikle güvende değiliz ama çalışmaya kahvaltıdan sonra başlamamız gerek. İlk önce ateşle başlarsak daha mantıklı çünkü 3 4 kişi ateş.
Arda'nın ağzından:
Hızlıca kahvaltı yapıp çalışmak için arka sokaklarda boş bi mekan bulduk. Biraz otluk desek daha iyi aslında. Bi ateş yaktık ve Destina, Deniz ve Emre'ye beklemesini söyledik.
-Evet ateş grubu. Şimdi yapabildiklerinizi gösterin. Önce sen Derya.
Derya ateşi büyütüp küçülttü. Titretti ve çekildi. Sonra Esra yaptı. O sadece büyüttü ama normaldi.
Sonra Mert geçti. Büyütüp küçülttü. Titretti ve şekillendirdi. Sonra D harfine benzetmeye çalıştı ateşi. Bana gülüp göz kırptı. Daha sonra Arda geçti. Ateşi büyüttü. Top haline getirip, ordan oraya döndürmeye başladı. Evet ateş olmayanlar bakalım neler yapabileceksiniz ;)
Önce Destina geçti. Titretmeyi başardı. Sonra Emre geçti büyütüp küçülttü. Arda beyimiz de benimle dalga geçerken ben geçtim. İlk seferde odaklanamadığım için olmamıştı. Sonra sinirlendim ve ateş bi anda harladı, büyüdü. Sonra Arda'ya bakıp piç smile attım. Bu baya iyi olmuştu. -Eee şimdi napıyoruz diye devam ettim gülerek.
-Bakalım ateşleri hünerlerini toprakta da gösterebilecek misin Deniz Hanım ? Dedi ve büyük bi piç smile attı.
Emre: Hadi o zaman başlayalım. Kim başlamak ister.
Arda: Önce sen hünerlerini göster bakalım.
Emre ayağını yere sertçe vurdu ve çok hafif bi sallantı oldu.
Sonra herkes büyük bi şaşkınlıkla Emre'ye bakmaya başladı.
Destina: Bunu yapmamızı beklemiyorsun herhalde.
Emre: Hayır tabiki. Sadece bir avuç toprağı hareket ettireceksiniz. Hadi Arda sen başla.
Deniz'in ağzından;
Arda denemeye başlamış bi kaç deneme sonunda biraz kaydırabilmişti. Daha sonra Destina, Derya ve Mert de deneyip ufak da olsa başarılı olmuşlardı. Sıra Esra'ya geldiğindeyse elinden fazla bişey gelmemişti. Kendini çok yormamasını söylerek kenara çektiler. Sonra ben geçtim ve toprağı hareket ettirmeye çalışırken farkında olmadan fırtına çıkarmıştım. Ah lanet.
Yüzümü asmış bi şekilde:
-Üzgünüm arkadaşlar, diyerek önden yürümeye başladım.Eve hepsinden önce varmıştım. Odama geçip yatağa uzandım. İçimden sadece ben beceriksizin tekiyim. Hiç bi şeyi de beceremiyorum.
Kapı açıldı. Odamın kapısını çaldı gelen kişi. Gel dedikten sonra giren kişi Emre'ydi. Eğer bana nasihat etmek için geldiysen lütfen boşuna yapma çok denedim ama yapamıyorum.
Yatağımda doğrularak:
-Bak ben bu zamana kadar yapamayacağım dediğim şeyleri yapamadım. Yaparım dediğim her şeyi de yaptım. Kendimi çok iyi tanıyorum. Lütfen beni ikna etmeye çalışma.
-Şşş lütfen ama. Bunları söylemek için gelmedim bak önce sakinleşmelisin. Biraz kayabilir misin acaba ?
Şaşkın bi şekilde baktıktan sonra kenara kaydım ve duvara yaslanıp ayaklarımı yataktan salladım. Emre de yanıma oturdu. Sonra söze girdi.
-Şimdi önce gözlerini kapat ve en mutlu olduğun anı düşün. Sonra en güçlü anını. Sonra en büyük zaferini. Sonra hayatta kimsenin bilmediği ama yapabildiğin şeyleri düşün. Son olarak da olmak istediğin yeri.
-Tek istediğim şey güvende olduğum bi yer.
-O zaman doğru yerdesin. :)
Diyip kolunu attı ve omzuna yatırdı. Burası gerçekten çok huzurluydu. Ayrıca üstümden bi ağırlık çöküyordu.
Emre'nin ağzından:
Deniz uyumuştu. Aslında ona açıklamam gereken bir sürü şey vardı ama ona açılmam diğer kızlardan daha zordu. Dışarıdan kapı açılma sesi gelmişti. Bizimkiler geldi herhalde diyerek bozmadım. Daha sonra Arda Deniz'e seslendi. Sonra bizim olduğumuz odaya girdi ve bana sinirli ve şaşkın bi şekilde bakmaya başladı.
Arda: Sen burda ne yaptığını sanıyorsun.
-Bişey yapmıyorum sessiz ol Deniz uyuyor.
-Ne hakla omzunda uyutursun ?!
-Sakinleştirmeye çalışırken uyuya kaldı. Ne var yani sanki bunda ?
Deniz'in ağzından:
Konuşma sesleriyle gözlerimi yavaşça açtım. Karşımda gördüğüm Arda, omzunda yattığım Emre ve Arda'nın arkasından yeni gelen bir adet Mert.
-Harbiden ya noluyo burda. Ne bu gürültü hayırdır ?
Arda: Yok ben öyle iyi misin diye bi bakmaya gelmiştim.
Emre'nin omzundan kalkarak:
-Merak etmeyin ben iyiyim, cevabını verdim. Sonra arkadan bi çığlık sesi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Element Kızı
RandomGerçek hayattan alıntı inanılmaz bir hikaye. Belki de kendinizi burada bulacak bizim gibi insanların yalnız olmadıklarını anlayacaksınız.