BOŞLUK
Yazar : Hatice Kurtaran
'' Boşlukta olmak aklın ve kalbin işlevini yitirmesidir... ''
Hiçbir şey düşünemez oldum. Kalbimde tarif edemediğim bir acı var. Ruhumda kendini çoktan teslim etmiş. Yaşayan bir ölü gibiyim. Daralmıştım bu dört duvar arasında.
Aslında bunalmama neden olan dört duvar değil de içinde bulunduğum ev - evim...
İlkten birkaç saat öncesi geliyor aklıma. Daha sonra ise geçmişteki birkaç saat...
İki durumda da pek fark yok. Her zaman ki gibi annemle kavga etmiştim. Beni hala anlamamakta ısrar ediyor. Bir insanın üstüne bu kadar mı gidilir? İnsanda bu kadar mı anlama kıtlığı olur ? Anlamıyorum anlayamıyorum...Niye çenemi de , düşüncelerimi de yoruyorum ki kaç yıldır bu durum içerisindeyim. Ben ve bitmek bilmeyen sorunlarım...
Anne demek şefkat, sevgi demektir. Ama benim aklıma gelen ise gözyaşı, üzüntü ve ölüm.
Ne kadar da '' Annen o senin, ona kötü bir şey deme ,onun hakkında kötü düşünme, '' deseniz de olmuyor! Belki benim yerimde olsanız beni çok iyi anlarsınız ama sakın olmayın yoksa benim içine düştüğüm boşlukta olursunuz.
Annem yetmediği gibi arkadaşlarımla da sorunum var. Hepsi başına buyruk, kendini beğenmiş , havalı, estetik küpü kızlar. Hepside beş para etmez. Sadece Eun Ah hariç. O benim her şeyim : Tek dostum, tek sırdaşım. Belki o olmasaydı o boşluk içinden kurtulmaya çalışmazdım. Ama her ne kadar kendimi zorlasam da bir güç beni o boşluğa çekiyor.İ çimdeki, ruhumdaki boşluk onunla birleşmek ister gibi beni ona çektikçe çekiyor. Artık savaşmayacağım kendimi bırakacağım.Boşlukta ne kadar çekerse çeksin. Hiçbir şey umurumda değil. Zaten kimsenin de umurunda değilim. Bir ailem yok! Annem var sadece. Ama o da 24 saat başımda taramalı tüfek gibi ötüyor. Hemde hiç durmak bilmeden. Benden nefret ettiği söyleyip duruyor bir de ölüp de kurtulmak istiyor benden . Anlıyor musunuz şimdi beni ? Ben ne kadar ona kalbimde yer versem de o beni sözleriyle yakıp kül ediyor...
Arkadaşlarımı sevmediğim gibi onlarda beni sevmiyor. Onların da sevgisi kat be kat eksik olsun. Öyle sevgi düşman başına diyeceğim de onlara da Çin işkencesi gibi bir şey olur herhalde . Neden böyle söylediğimi merak ediyorsunuzdur. Onlar tam bir yapmacık ustası.Sır tutmak nedir bilmezler. En çok yaptıkları da canım cicim dedikleri arkadaşlarının arkalarından atıp tutmaları. Tabi ben onlara bunları söyleyince kötü oluyorum ama asıl onlar kötü...
Boşluğa çekilmem en çok Eun Ah'ı üzer. Başka da kimseyi üzmez. Eminim ki ben boşlukla bütün olunca arkamdan göbek atarlar.Ama bilmiyorlar ki benimde onlardan kurtulduğum için göbek atacağımı...
Bu kadar konuştum, dert döktüm ama hala kim olduğumu söylemedim. Ben Ae Soon. Aslında ismimin manası sevgi ve sevinç. Ama ben ne o sevinci yaşıyorum ne de o sevgiyi tadıyorum. Adımda herkes gibi benden çok uzak.
Bu zamana kadar düşünüyorum da acaba niye hiç sevilmedim? Aslında sorduğum soruda mantıksız .Çevremde adam akıllı ,düzgün biri yok ki ! Hepsi birbirinden beter, pis mahlukatlar. Neyse bu kadar iç dökme yeter. Artık vedalaşma zamanı. Bugün son kez okula gideceğim. Son kez sınıftakilerle selamlaşacağım. Eminim bu hareketime çok şaşıracaklar. Bari arkamdan iki güzel laf etsinler değil mi ? Ama annemle vedalaşmayacağım. O bunu hakketmiyor ve hiçbir zamanda hak etmeyecek. Çünkü beni sevgilerin en güzel olanından anne sevgisinden mahrum etti. Bir iki güzel lafına bile razıydım. Benim kimseyi istediğim yoktu. Sadece annemin sevgisi bile beni o boşluktan kurtarırdı ama yok işte yok...
Aşağıya indim ve onun yüzüne son kez baktım. Hıh Allah'ım ya bir insan hiç mi gülmez? Yine kaşlarını çatmış, sinirli sinirli bana bakıyor.Bak anacım bak bu lanet okuduğun kızına son bakışın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Bölümlük Hikayelerim
Short StoryTek bölümlük bir solukta okunacak hikayelerim. Yüreğinize yeri geldi mi hüzün yeri geldi mi sıcacık bir his bırakacak. Peki siz okumaya hazır mısınız?