Adam eşinin gitmesinin ardından kendisi de hazırlanmaya başlamıştı. İlk başta gömlek giyinmeyi düşünse de daha sonra vazgeçmiş bol bir bluzla kot pantolonunu giyerek hazır hale gelmişti.
Arabanın anahtarını alıp kapıyı kilitleyerek evden çıktı.Bazen eşinin sabrına hayret ediyordu. Kendi adlandırmasıyla 'ergen tayfasına' nasıl katlanabiliyordu?
Onca ayrı kafada insana ders vermek kolay bir iş değildi. Kendisi de öğretmenlik okumuştu fakat o işlere gelemiyordu.
Ona göre o konuştuğunda herkes dinlemeli ve ona hak vermeliydi. Düşüncesinin üstüne düşünce istemeyen birisiydi.
İyi bir dinleyici olduğu kadar iyi bir anlatıcıydı.En sevdiği sohbetler daha çok kitaplar üzerineydi. Karşısındaki kişiye okuduğu kitabı anlatmaya bayılırdı.
Eşide bunu bildiğinden sırf o mutlu olsun diye sevdiği adamın her okuduğu kitabı ona anlatmasını isterdi. Bu konuda adamı çoktan tavlamıştı.
Arabayı ustalıkla park eden adam yavaş hareketlerle arabasından çıktı. Daha şimdiden okul onu sıkmıştı. Fakat evde olmaktan daha iyi olduğunu düşündüğünden bir şey demiyor,yapmıyordu.
Omzuna çarpan topla tek kaşını kaldırarak etrafına bakındı. Ona doğru gelen olmadığını görünce daha da sinirlenmişti. Bu ne küstahlıktı!
İçinden "Ukala Herifler." demeyi kesmiyor etrafına her saniye bakıyordu.
"Topu kim attıysa,attığı gibi almayı da bilsin." diyerek topa ayağıyla sertçe bir vuruş gerçekleştirdi.
"Almayı bilsekte sanırım siz vermeyi bilmiyorsunuz." Sesin geldiği yöne doğru kafasını çeviren adam boşça karşısındaki kıza bakmaya başladı.
Bir futbol topunu erkek değilde bir kızın alması onu şaşırtmıştı. O yüzdendir ki etrafında ona doğru gelen bir erkek aramış gelmeyen olunca da daha da sinilrenmişti.
Adamın gördüğü tek şey karşısında duran kızın yeşil gözleriydi. Birer boncuk gibiydi adeta. Parlak,güzel ve eşi benzeri olmayan gözler...
Zorda olsa gözlerini kızın gözlerinden ayırıp yüzünü incelemeye başladı. Gözleri gibi yüzü de güzeldi. Güzel değil çok güzel,mükemmeldi.
Adam kendini toparlamak için kafasını kaşıdı. Yüzü farkında olmadan bin bir çeşit hal almıştı. Tekrardan eski sertliğini toparlayıp boğazını temizlemek adına 1-2 kez öksürerek elini kızın omuzuna koydu.
"Bir dahakine daha dikkatli oynayın Yeşil göz."
"Füsun." dedi genç kız. Adam bir anlık dalgınlıkta olduğundan anlamadığına dair sesler çıkarttı.
"İsimim Füsun Deniz." Adam bu sefer anlamıştı.
"Füsun..." dedi adam. Bir şeyler demek istese de diyemiyordu.
"Evet."
"Peki neden Deniz?" adam dahi ne dediğini anlayamamıştı.
Ama kız adamın ne dediğini anlamış gibiydi. Kaşlarını daha da çatarak konuştu;
"Gözlerimin yeşil olması yüzünden isimimi sorgulayan tek kişisin."
"İlkler unutulmaz derler. Sende bunu unutmazsın o halde." diyen adam daha fazla saçmalamamak adına hızlıca kızın omuzunda duran elini çekip yanından uzaklaştı.
Adam her adımında kızın gözlerini düşünüyor,sesini hatırlıyordu. Bunu sinirine bağlayarak düşünmemeye büyük bir gayret göstererek eşinin bulunduğu müzik sınıfına doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ #WATTYS2017
Literatura FemininaKitabın sayfalarında doğdular, fakat kitap biterken hala acı çektiler... Adam kadını satır satır yazarken şair olmuşken, kadın adamı görmeyerek körleşti. Kördüğümdü sanki... Biri vardı aralarında düğümü her dakika dahada sıkılaştıran... Polat...