SİSLİ HAVA°2°

58 15 0
                                    

 Sıradan şeyler konuşurken çoğu kez gözlerim karşımda garip ruh hallerine sahip adama takılıyor,zorda olsa her seferinde bakışlarımı ondan çekerek tekrar Peren Hocaya bakmaya çalıştığım bir konuşma olmuştu.

Yaklaşık 2 ders saati konuşmuş,ardından kalan son 4 derse aklımdakileri düşünerek girmiştim.

Şu sıralar olan her olayda alışagelmişliğin ötesinde şeylerle karşılaşmam düşünmeme yol açıyordu. Yalnızca düşündüğüm o duyduğum konuşmalar değildi...

Sonunda çıkış zili çaldığında siyah sırt çantama sıranın altındaki kitapları yerleştirip,montumu giyerek hazır hale geldim. Tekrar eğilip sıranın altındaki telefonumu ve çantamdan da kulaklığımı çıkartarak bizimkilerin de ayaklanmasını bekledim.

Arda'yla bugün gezecek,yemek yiyecektik. 2 gün öncesinden anlaşmıştık.

Fakat Arda kimseyi beklemeden aniden sınıftan çıktığında arkasından seslensem de beni duymamış olacak ki yoluna devam etti. Elimdeki telefonu ve kulaklığı montumun cebine koydum.

Ulaş ve Ayça'ya dönüp elimi salladım.

"Görüşürüz sonra."

"Görüşürüz."

"Görüşürüz Deniz."

Onlara gülümseyip bende Arda'ya yetişmek için seri adımlarla ilerlemeye başladım.

Gördüğüm tanıdıklarıma başımla selam verirken hızla merdivenleri iniyordum. 

Sonunda okul bahçesine çıktığımda yüzüme,açıkta kalan tenime ve bacaklarıma çarpan soğuk havayla hafifçe titredim.

Hala soğuk havaya aldırmadan çıkışa yönelmiş Arda'yı görerek ilerlemeye başladım. Bir işi olmalıydı.

Peşinden sessizce ilerlemeye başladım. Eğer ki düşündüğüm gibi tekrar kötü işlere karışacaksa bunu engellemeliydim.

İşlek caddelerden ilerlemek yerine ara sokaklardan ilerlemesi içimde garip,tereddütlü bir his oluşturmuştu. 

Normalinden hızlı ve büyük adımlar atarken ellerini montunun cebine soktu. Onun adımlarına yetişebilmek için bende hızlı yürüyordum. Hızlı adımlarıma rüzgarda eşlik ediyorken üşümemek elde değildi.

Tekrar bir ara sokağa saptığında koşmaya başlamasıyla şaşırarak adımlarımı dahada hızlandırarak ilerlemeye başladım.

Koşuşu yavaş olsa da deminkinden hızlı ilerliyordu. Biran duraksadığında hızla yol ayrımında duran duvara saklandım. Kafamı hafifçe ileriye götürdüğümde telefonda biriyle konuştuğunu görmüştüm.

Tehlike sinyallerini çalıyor gibiydi. Gitmekle gitmemek arasında kalsam da onu yanlışından döndürebilmek adına peşinden gidecektim.

En azından bu sefer onu durdurabilirdim.

Tekrar aynı yavaşlığa ulaşıp ilerlemesine devam ettiğinde bende saklandığım duvardan ayrılıp peşinden ilerlemeye başladım.

Beni şuana dek fark etmemiş olması şaşırtmıştı doğrusu.

Saat 5'e yaklaşırken hava kararmaya başlamıştı.

Şubat ayının ortalarında olmamız bu erken kararan havaya normaldi.

Sonunda ne idüğü belirsiz bir binaya girdiğinde tekrar duraksadım. Burada olması hiç hayra alamet değildi. 

Cesaret toplayarak ürkek adımlarımın eşliğinde bende girdiği binaya girdim.

İMKANSIZ #WATTYS2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin