Troubled Love | 6. BÖLÜM 'Shut up!!'

530 9 3
                                    

'Bana bir şey yapmayacaksın değil mi?' Kafamı ona doğru yavaşça çevirdim. Beni süzüyordu. Tanrım. Ben nerede hata yapmıştım. Kafamı hızlıca çevirdim. 'Bilmiyorum. Ama şunu biliyorum ki çok kafa karıştırıcı bir piliçsin, söyleyeyim sana.' Gözlerim kocaman açılmış bir şekilde yüzüne baktım. 'Hiç kimseye bir şey söylemem çok ciddiyim. Eve gitmem gerek dostum.' Derin bir nefes aldım. Elin de olan sigarasını ağızına götürdü ve dumanını içine çekti. Hayranlıkla onu izlemeye devam ederken arabayı çalıştırdığını hissettim. Başımı sağa sola sallamaya başladım. 'Hayır. Hayır. Dostum. Durdur şu arabayı.' Kapının camına vurmaya başladım. 'İmdatt!!' Her ne kadar bağırsam da beni kimsenin duymayacağını biliyordum. 'Sence seni birisi veya birileri duyabilir mi?' Tuttuğum nefesimi verdim ve koltuğa yapıştım. Tanrım senden sadece güzel bir gece geçirmeyi dilemiştim. Böyle olmasını değil...

 YARIM SAAT SONRA 

“Mizah anlayışın da var. Sevdim bunu.” Kafasını dumanını üflemek için pencereye doğru uzattı ve arkasından tekrar kapattı.

“Evet şey, ben de yaşamak isterim. Yani nereye gittiğimi söylemenin bir sakıncası yoksa söyle çünkü hiçbir güvencem yok.”

“Ağır ol bakalım. Seni öldürmeyeceğim.” Bir sigara daha yaktı ama bu sefer camı açmamıştı. Puslu madde halkalar oluşturarak yavaş yavaş aracın içinde kayboluyordu. İçmeyi bitirdiğinde arabasında bulundurduğu küçük kül tablasına doğru sigarayı bastırdı.“Nerden bileyim? Bir katille aynı arabadayım.” Kollarımı göğsümün üstünde birleştirirken gözlerimi devirdim. “Ağzımı her açtığımda bunu suratıma mı vuracaksın?” diye homurdandı. Sesi kalın çıkmıştı ve gözleri koyu görünüyordu. 'Hayır..' Yüzüne baktım. Çatık kaşlarla yola bakıyordu. 'Üzgünüm...'   Kollarımı tekrardan birleştirdim. 'Sadece nereye...' Sözümü tamamlayamadan konuşmaya başladı. 'Sus!' Arabanın içinde sadece onun sesi yankılarınken oturduğum yerden sıçradım. 'Çünkü seni dinleyecek havam da değilim.' Gözlerimi kocaman açtım. Tanrım bu çocuk sorunluydu. A, ya bu çocuk ruh hastası. B, ya deli. C, ya da dengesizdi. Şimdiye kadar da hep “dengesiz” tarafına kaymıştım. Nefesimi tuttum. eğer bu gece eve gitmezsem kesin ölmüştüm. Ki zaten şimdi de ölme ihtimalim çok yüksek. “Oh Tanrım. Teşekkürler.” Her söylediğim kelimeden iğneleme damlıyordu. “Sana söyleyeyim, etrafında olmaktan hoşlanılan biri değilsin.” Gözlerini yoldan bana doğru çevirirken aramızdaki garip sessizliğin içinde bulunduğum duruma gerçekten hiçbir faydası olmamıştı. Midemin düğümlediğini hissediyordum.

“Sence bu umurumda mı?” Benimle konuşurken ağzından zehir tükürüyor gibiydi. Parmaklarıyla sıkıca direksiyona sarıldı. O kadar sıkıyordu ki parmaklarını koyduğu yerde eklemleri beyaz canlı bir şekil bırakıyordu.

Cevap vermedim. Onun yerine iç çektim ve ileriye bakarak ağzımı açıp da başımı belaya sokmamaya karar verdim.

Ama görünüşe bakılırsa o da beni istemiyordu.

“Cevap verecek misin yoksa aptal gibi beni yok mu sayacaksın?” diye tısladı. Nefesimin kesildiğini hissettim.

Derdi neydi böyle?

“Ne bok söylememi istiyorsun?” diye bu çocuğa karşı içimde büyüyen öfkeyle birden patladım.

“Bilmiyorum, hiçbir şey!” dedi başka bir yola saparken. “Sadece beni görmezden gelme.”

“Daha fazla konuşmamı istemediğini sanıyordum.” Tek kaşını kaldırarak bana inanamaz gözlerle baktı.

“Hayır.” Dedi monoton bir ses tonuyla. “Sadece gördüğün şeyi bana karşı kullanmanı istemiyorum. Konuşmaman hakkında hiçbir şey söylemedim.”

“Her neyse.” Diye mırıldandım. Eğer konuşmamı istiyorsa bu iyiye işaretti. Kafamı ona doğru çevirdim ve yüzünü incelemeye başladım. Dün ve neredeyse 1 saat önce gördüğüm Harreh sanki çok değişmişiti. Boş sokakta arabanın içine giren lambaların etkisiyle yüzünü görebiliyordum. Dişlerini sıktığını görebiliyordum. Sadece bugün ve dün gördüğüm Harry fazla olgunlaşmıştı. Tanrım. Ne diyordum ben? O bir adam öldürdü. Lanet olsun.. 

Troubled LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin