Renklerden renk doğururuz sevgilim,düşüncelerimizden çürümeye yemin etmiş cesetler.Zihninin karanlık mahzenlerine dalıyor ve orada yaşıyorum.Beni seveceksin,biliyorum.
Gözlerimi araladığımda kulağımı Çağatay'ın sesi doldurdu.Başımı sesin olduğu yere doğru çevirdiğimde Çağatay'ı gördüm.Bir eli belindeydi.Çok stresli ve kızgın duruyordu.Diğer eli başına gitti.Başını ovaladı ve bana doğru döndü.
"Sonunda uyandın." Diyerek bana doğru gelmeye başladı.Ben ise halsiz bir şekilde Çağatay'a bakıyordum.
"Hayır,rüya görmek istiyorum."
Dudağımı büktüm ve Çağatay'a arkamı dönecek şekilde yattım.Yatakta bir ağırlık hissedince gözlerimi araladım.Çağatay ile burun buruna geldiğimi görünce şaşkınlıktan gözlerim ve ağzım aralandı."Beraber görelim o zaman."
Dedi ve beni kendisine iyice yaklaştırdı.Vücudumun yandığını hissediyordum dudakları alnıma çarpınca daha da alevlendi ateşim ve cehennemde gibi hissettim.Hayır,cennette gibiyim.Yaklaşık bir saat bu şekilde durmuştuk ve benim gözüme uyku girmemişti.
"Uyudun mu?"
Yatakta biraz kıpırdandı ve bana sıkı sıkı sarıldı.
"Evet."
"Konuşalım mı?"Cevap vermeyince bunun evet olacağını düşündüm.Aklıma ilk gelen soruyu sordum.
"Evde neden piyano var?"
Benden biraz uzaklaştı ve göz teması kurmamızı sağladı.Tek kolunu başının altına koyunca kasları kendini belli etmek istercesine kasıldı.Ona hayran hayran baktığıma emindim.
"Benim için çok önemli birinden hatıra."Gözlerini bir kaç saniyeliğine benden kaçırdı ve tekrar bana baktı bakışları derin ve anlamlar doluydu.Yakalayabildiğim tek şey duygusal bağı olan birinden olduğuydu.
"Sevgilin miydi?"
"Hayır,Turunçgil."Bıkkın bir ses tonu ile söylemişti ve gözleri alev topu gibiydi.Niye bu kadar kızmıştı ki? Neyse ne.Ben alacağımı aldım.Diğer soruya geçiyorum diyerek gözünü devirdi içimdeki sürtük kız.
"Ailen nerede?"Gamzesi gözükecek kadar gülümsedi ve bir elini saçıma koydu.Yavaşça okşadı.
"Beni neden merak ediyorsun?"Ona hala şaşkın şaşkın baktığımın farkındaydım.Dudaklarım hafif aralanmıştı.Islatma ihtiyacı hissederek dudaklarımı yaladım.Cam mavisi gözler dudağıma ilişti.Sonra tekrar gözlerime dokundu.
"Nedenini ben de bilmiyorum."
"Ailem yok Turunçgil."Çok hızlı bir şekilde yatakta doğruldu ve yanımdan gitti.Adım seslerini duyduğum an bende yattığım yerden doğruldum ve arkasından yürümeye başladım.
Mutfağa doğru yürüdük. Buzdolabının önünde durdu ve bana doğru gelmeye başladı.Aramızdaki mesafeyi yeterince kapatınca hafif gülümsedi.Soru sormak istiyordum.Bir sürü soru.
"Tamam,son soru."
"Lakabın var mı?"
Aslında çok daha merak ettiğim şeyleri dile getirebilirdim ama aklımdakini değil ilk ağzıma geleni söylemiştim.
"Var."
Ee der gibi bakınca başını sağa sola hafifçe salladı ve cevapsız bıraktı.
"Bak ama merak ediyorum."
"Çok meraklısın."
"Teşekkür ederim,Cambaz."
Diyerek şakaya vurdum ama cam mavisi gözler gözlerime delecek gibi bakınca yutkunma ihtiyacı hissettim ve şakadan neşem de havada toz halini alıp dağıldı.
"Beni şaşırtıyorsun."
"Neden?"
"Yine bana ait bir şeyi ben söylemeden buldun."
"Lakabın Cambaz mı?"
"Evet."Küçük çaplı bir kahkaha atarak onu yine şaşırttım ama bu sefer cam mavisi gözler de gülüşüme eşlik ediyordu.
İçimdeki mutluluk git gide büyüdü ve tüm bedenimi sarmaladı.¡Gülerek bana biraz daha yaklaştı.
"Aslında,biliyor musun? Böyle insanlar ile baş etmeyi seviyorum."
Kaşlarım istemsizce havaya kalktı ve ayaklarım yavaşça geri gitmeye başladı.Çağatay ise üstüme geliyordu.
"Savunmasız ve çaresizsin.Anneni kaybettin.Acını yaşamana bile izin vermedim.Sence neden?"
Bu adamdan korkmayacaktım.
"Neden?" Ses tonumdan etrafa özgüven saçılırken Çağatay da tüm karanlığı üzerine çekmiş gibi daha korkutucu bir hâl almıştı.
"Duygun,senin zeki bir kız olduğunu düşünüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAMBAZ
Genç KurguAkıtmak gerek bazen. Zihnimdeki pislikleri bir şırınga ile parmaklarıma vermem lazım. Parmağımın ucundaki mürekkebi kağıda dağıtmam lazım. Nefeslerimi kontrol etmem lazım yoksa içimdeki yeni ben güneşin doğuşu gibi doğuyor içime. Korkularım bir zehi...