ONSUZ OLMAZ

51 3 3
                                    

Her yanım ayrı acıyordu...
Uyumak asla mümkün değildi...
O anda belimde iki el hissettim. Bu Adrian'dı:
-Bensiz giden donar.Tatlı sarışıncık.
- Götür beni n'olur.
- Bir şartla.
- Ne?! Hemen söyle.
- Beni öpmen gerek.
(Kulağım yanlış algılamaya başladı galiba)
-Şuan çok üşüyorumm yaa.
- Hımm neyse bana 2.kere borçlandın.Sonra ödersin.Ya da sonra öpüşürüz, dedi.Bende ona yavaşça vurdum.Salakça sırıttı:
- Rahat dur.Bak okadar kucağımda taşıyorum seni.Aaa uyumuş bile....

Sabah olmuştu.Uyandığımda bir şömünenin başında, bilmediğim bir köşkteydim.Üstümdeki çarşafı üstüme sardım.Kıyafetlerimi aradım.Yoktu (ahhh nerde yaa)
diye düşünürken Adrian geldi:
- Günaydın, ben sana istersen hazırlancağın odayı gösteriyim.
- Tarif etsen ben giderimm.
- Tamam.Şurdaki koridordan düz git sağdaki ilk oda.
-Sağol, dedim.
Kalktım odayı buldum.İçeri girdim. Bahçeye doğru bakan penceresi,ayna, dolap ve güzel yumuşacık bir yatak vardı. Yatağın üstüne ise kırmızı elbise, gerdanlık, küpe ve altın sarısı ayakkabı...
Yüzümü yıkayıp yatağın üstündekileri giydim saçlarımı salıp, arkasından topladım.Aynanın önündeki bir kaç şey vardı...
Bu ne yaahu... Diye düşünürken kapı çalındı:
-Girebilirsiniz.
- Evvet şimdi diyosunki aynanın önündeki renkli tozlar ne işe yarar.
- Aynen öyle. Ama sen kimsin?
-Hahahaha, Adrian sana kim olduğumu söylemedi değilmi.Ancak o haklı,gerçekten melek gibi güzel bir hanımsın.
Ben Adrian'ın üvey kız kardeşi Prenses Anna Mia.Sende güzeller güzeli Prenses Elenor Aseda olmalısın.İkincesi ise bu tozları yüzüne çubukları ise gözüne sürüyorsun.Yeni bir icat.Biz buna kısaca makyaj diyoruz.
- Sizin gibi zeki ve güzel birini tanımak çok güzel.
-Nazik, güzel ve en önemlisi içtensin.Bence abim seni kaçırmamalı.
- Teşekkür ederim.
- Tamam şimmdi makyaj zamanı.
- Hadi bakalım, dedim......

Kendimi tanıyamıyordum öyle güzeldimki:
-Çok saol Anna harikasın.
- Bir şey değil.Ahh keşke daha fazla senle kalabilseydim ama Praven'e gitmeliyim babam beni özlemiş galiba.
- Sana iyi yolculuklar.Tatlı prenses, dedim. Onu uğurlandım. Sonra içeriye girdim.Salona doğru giderken bir odanın önünden geçiyorken Adrian'ı gördüm.Aynanın önüne geçmiş, saçlarını tarıyordu.Arkasından yaklaştım:
-Günaydın!
- Uyuyan güzel sonunda uyanmış.Hahaha.
(Arkasını dönüdü ve elindeki tarağını düşürdü.Eğilip ona vericekken ellerimiz birbirine deydi)
-Çok güzel görünüyorsun yani bir kraliçe için.
- Teşekkürler.
- Kahvaltı yapalımmı?
- Neden olmasın, dedim gülerek.
Aşağı inip kahvaltı salonuna gittik.Yemek yemeğe başladık.Adrian benden gözlerini alamıyordu.Hatta bir ara sürahiyi kadeh yerine kucağına boşaltıcaktıki son anda öksürdüm.Oda anladıki güldü:
-Yürüyüşemi gitsek buranın doğası çok güzeldir, dedi.
Bende tamam anlamında başımı salladım.Dışarıya çıktık ve dolaşmaya başladık....

Aşağıda Elenor'un yemekteki fotoğrafı var♡°•°•°♡

♡♥♡♥DEVAM♥♡♥♡°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♡♥♡♥DEVAM♥♡♥♡
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

TARİHİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin