Aradan 4 ay geçti...
Lonca başkanıyla konuştum
Bir sorun yoktu.
Saraya geri dönüm.Merdivenlerde ilerlerken bir anda başım döndü.Yere kapaklanmak üzereyken Leydi Fiona kolumdan tuttu:
-İyimisiniz?
-Evet sadece biraz.....
-Yardım edin!!! Kimse yokmu?
Muhafızlar koşun kraliçe bayıldı!!!!!Zorla gözlerimi açtım:
-N'oldu bana,nerdeyim?
-Revirdesiniz Kraliçem.
-Midem ağrıyor.Ağğğğrrrrrg!
Öğğyrk! Hık.
-Kraliçem müsadenizle sizi muane ediceğim.
-Musade senin lütfen acele et kusmama az kaldı! Öğrrrğyürğ!
-Soyunun.
-Tamam,dedim.Ancak üstümü çıramadan kusmaya başladım.
Yarım saat boyunca öğüre öğüre kustum.Resmen içim dışıma çıkmıştı.Sonunda Doktorum Emma beni muane etmişti:
-Kraliçem nasıl söylesem. bilemiyorum.
-Söyle hadi!
-Siz hamilesiniz hemde 3 aylık!
-Ne! Be..be..nn hamilemiyim!?
-Evet fakat bu nasıl oldu?
-Tâbii sen bilmiyorsun,dedim olanları baştan sona anlattım.
Emma'da kimseye söylemiyeceğine dair yemin etti.
Bunu hemen Adrian'a söylemeliydim...
Svadyaya barış sözleşmesi yazdım.Elçiyle yolladım.
5 Hafta olmuştu...
Ancak Elçi hâla dönmemişti.Bir ara içeri Mark girdi:
-Leydim elçi geldi ama...
-Ama ne?!
-Kellesi geldi ve birde mesaj!
-Ne!Bu,resmen savaşma isteğidir!Mesajda ne yazılıydı pekî?
-Oğlumu kaçırmanın bedelini ödeyeceksin aşağlık kraliçe.
-Öylemi hemen hazırlanın kim aşağılıkmış görsünler!
-Emredersiniz,dedi ve çıktı...
1 hafta sonra 9000 kişilik ordumla Svadya topraklarına gittik.Kalenin avlusuna girdim.Köşede bir kol beni çekti:
-Elenor?
-Adrian!?!
-Senin burada ve bu orduyla gelme sebebin nedir?
-Barış için!
-Keşke olabilse fakat babam henüz gerçeği bilmiyor.Neyse şey,sen kilomu aldın?
-Adrian ben......
-Elenor,iyimisin Elenor!Broges hemen Loes ' i çağır!-Elenor'un bebeği hiç rahat durmuyor galiba prensim.
-Ne!
-4 aylık hamile size söylemedimi?
-Hayır,peki durumu nasıl?
-Gayet iyi,hah zaten kendine geldi ben çıkayım.-Elenor iyimisin.Yada iyimisinizmi demeliyim?
-Adrian artık babana gerçeği söylemelisin 5 ay sonra bebeğimiz gelicek o zamansa iş işten geçmiş olucak!
-Haklısın lakin sana sarılmaya ihtiyacım var.Artık ayrılmamamız gerekiyor.
-Seni çok özledim.
-Şşşt ağlamak yok!Merak etme bebeğimizle mutlu bir şekilde yaşayacağız.
-Umarım.
-Hayır.
-!!!?
-Umarız.
-Ahh Adrian,dedim.
Sonraysa dudaklarına bir eda kondurdum.
Sarayın avlusuna kadar elele yürüdük.Sonraysa daha önce tanışmamış gibi davranmaya başladık.İçeriye girdim Kral Thor tahtında oturmuş beni süzüyordu:
-Bir kraliçe için çok gençsin yada bilgisizmi diyeyim.
-Buraya sizinde demokrasiye önem verdiğinizi düşünerek geldim.Hakaretlerinizi duymak için değil.
-Eğer demokrasiye inanıyorsunuz 9000 kişiyle gelme amacınız nedir?
-Hepsi bana sadakatlidir kendileri geldiler. Ek olarak gelecek 5000 zorla durdurdum. Herkez barış istiyor böylece huzura kavuşulup ticaret ve kardeşlik bir araya gelir ardındansa özlenen kelime her iki krallığın arasında kördüğüm olur.O kelimeyse "barış" olur.
-Etkileyici ama kabul edilebilir değil.
-Ve!
-Lordumu öldürdün.Oda yetmemiş gibi oğlumu kaçırdın.Şuandaysa Kalemi ele geçirebilecek kadar adamla buradasın!
-Pekii olaya farklı bir açıdan hiç baktınızmı?
-Devam et.
-Gerçek şuki oğlunuzu ben kaçırmadım.Dahası oda beni kaçırmadı.Savaştan sonra zaten biz bir barış antlaşması imzaladık.Sonraysa bizi Rodoklar kaçırdı.
-Bu gerçekmi Adrian!
-Evet baba.
-6ay birliktemiydiniz yani!?
-Oğlunuz benim kırık kalbimi onaran kişidir.Annem ve babamda hissetiğim sevgi onda var.Daimada onu koruyacak.
(Kılıcını tutarak)
-Gerçeği söyle Adrian hemen!
-Biz nikahlıyız baba.
-Ne dedin sen!!!??
-Şuansa varisimisi bekliyoruz.
-Barışı bir şartla yapıyorum.Sebebiyse sadece karnındaki çocuk için.
-Öylese bir şenlikler başlasın tüm yurt bu birleşmeden haberdar olsun,dedi kral Thor.
3 ay kadarda şenlikler sürdü.Şuan bebek 7 aylıktı.
Bir sabah bağıra bağıra uyandım.Terler içinde kalmıştım.Adrian bana sarıldı:
-Sadece bir rüya gördün o kadar.
-Yoo hayır!Kabustu.
-İyi öyleyse ne gördün?
-Biri geldi siyah bir pelerini vardı.Sonra beni bayılttı uyandığımda ise kucağımda 1 bebek vardı.
Ve ve o ıhıhıhıg!!!
-Ne yaptı söyle Eli!
-Bebeği kucağımdan alıp götürdü.
-Merak etme gerçek olmasına izin vermem.
-Asıl ben gerçekleşmesine izin vermem,dedi.Ardındansa bana sarıldı.
Artık Adrian kraldı. İkimizda Venagir'de kalıyorduk. Şimdiyse Praven'e gidiyorduk.
Kral Thor orada doğum yapmamaı istemişti...Adrian'ın ağızından...
Yaklaşık 3 saatlik yolumuz kalmıştı.Elenor'un karnı hergün biraz daha büyüyordu.
Bebeğin geleceği günü sabırsızlıkla bekliyordum.Sonunda bir aradaydık.Herkezde gerçeği biliyordu.Ona birşey olacak diye korkuyordum.Çünkü bu hafta gördüğü 5.kâbustu.
Ara verdik.Elimi Elenor'un karnına koydum ve küçük bir el hissettim:
-Elenor sende farkettinmi?
-Evet! Bir dakika ağğhr ohhh ohhh Adrian!
-Neler oluyor!
-Bebek!
- Ttamam ama ne yapacağım ki!!?
-Ah ah ahhhh!Oh uhhğ!
-Peki şimdi yavaşça seni kucağıma alıcağım.
-Çabuk çabuk,dedi.Ağlıyordu ve hızlı nefes almaya başladı.Umarım ona birşey olmazdı.Elenor'un ağzından...
Karnım çok ağrıyordu.Adrian beni kucağına almış ve ata bindirmiş arkamdan tutuyordu.
Nerdeyse 40 dakikadır yoldaydık sonunda karşımıza birkaç ev çıkageldi.Yaşlı bir teyze
imdatıma yetişti Adrian beni yaşlı teyzenin evindeki bir sedirin üstüne yatırdı ardındanda öptü.Teyzeye dönüp:
-Ona iyi bak,deyip odadan ayrıldı.
Kıyafetlerimi çıkardım.Yaşlı teyze elini göğsüm ve karnımın arsına koydu ardındanda yüzünde tatlı bir tebessüm oldu:
-Bir şey yok kızım merak etme.Artık bebeğin iyice gelişmeye başladı.Dolayısıyla doğuma kadar böyle ağrıların olacaktır.
-Çok saoğlun bir an onu kaybettim sandım,dedim.Teyzeyle biraz konuştum.
Adı Klasena'ydı ve tamıtamına 15 çocuğu vardı.Onunla konuşurken bir bebek ağlaması duydum.Şaşırdım bian:
-Eee bu bebek sesi?
-Haaahha o bizim küçük torun Lois.
-Şuan çok tuhaf geldide.
-Doğrudur kızım Lois henüz 2 günlük ondandır,dedi.Lois hala ağlıyordu o sırada Adrian heyacanla içeri geldi:
-Elenor yoksa....
-Hayır Adrian bizimki değil.Hem bizimkinin doğmasına 2 ay daha var.
-Ahh pardon.Ee ozaman biraz iyisin galiba?
-Azıcık sancım vardı ama geçti veeee...
-Ve?
-Adrian bana yeşil erik yok yok kavun bulabilirmisin?
-Kavunmu?
-Hıhı ayy canım çok çekti yada elma olsun ama böyle sulu sulu ekşi ekşi olsun tamammı.
-İyide..
-Yaaaa n'olurrrrr!?
-Peki peki sen kazandın Elenor.Svadya'ya gelmiştik... Hiç beklemediğim şekilde karşılandım.Kombetiler şölenler ve yaşlıkadınların elime tutuşturdukları bebek kıyafetleri.Kralın odasının önüne geldiğimizdede zafer borusu çalındı.Kralın yanına gittim.Elini öptüm, önünde saygıyla eğildim.
Kalkmamı emretti:
Bugünden itibaren hem Venagir'in hemde Svadya Krallığı'nın kraliçesi sensin Elenor.
- Bunu söylemeniz beni onurlandırdı.
- Daima onurlusun zaten Kraliçe Elenor, dedi Kral Thor. Bende gülümsedim ve yerime oturdum.
Akşam büyük bir ziyafet verildi.
Daha sonra hayatımda ilk defe çok erken uyuyasım geldi Adrian şaşırarak:
-Biraz erken değilmi?
-Ahhm uyumak istiyorum.
- Tamam, biliyorum.dedi ve saçımı okşadı.
Bende yüzüne tebessüm ederek baktım........
History Love
♥+♥=♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TARİHİ AŞK
SonstigesAşk hiç beklenmedik anda ortaya çıkar... Babasını kaybettikten sonra savaşta tanıştığı prense aşık olan bir asil prensesin hikayesi....