Gelmiştik...
Burada çınar ağaçları ve küçük kayalar vardı ve arasından akan birde huzurlu bir şelale vardı.Adrian'ın yüzünde öyle tatlı siması vardı ki...
Onu böyle görmek çok güzel duyguydu.Ben bunları düşünürken Adrian:
-Burası hep üzüldüğümde,derslerden sıkıldığımda, haksızlığa uğradığımda geldiğim yer.Ahhh öyle huzur veriyorki.Ama artık eskisindende güzel.
- Evet , öyle. Peki şimdi niye daha güzel Adrian?
-Çünkü bu sefer yanımda sen varsın.Bak Elenor ben senin yanındayken ruhumun nasıl mutlu olduğunu hissediyorum.
- Eee, güzel ama sanırım ben acıktım gerimi dönsek.
- Olur. Bende acıkmaya başlamıştım zaten, dedi.
O an iç sesim bana sesleniyordu;
Amacın ne Elenor yaa. Ondan uzaklaşmakmı istiyorsun. Yoksa sevmekmi?!Köşke geri döndük ve akşam yemeği için uşaklara talimat verdik . Yarım saat sonra sofra hazırdı.Yemek yemeye başladık.
Adrian bana bakıp:
-Nasıl bu kadar mütevazi olabiyorsun?!
-Hahahaha.Kısaca seni örnek alıyorum.
-Hııımm.Yemekten sonra yatalımmı benim çok uykum var.
-İyi olur, dedim. Daha sonrasında kalktık o odasına gitmişti bile ama bende ufakcık bir problem vardı.Odamın yerini bulamamıştım.Yani öyle zannettim galiba, odama girdim ve kapıyı kapattım üstümdeki elbiseleri çıkarıp kenara koydum üstümde ise sadece şefaf iç astarlığım vardı. Yatağıma yavaştan uzandım. Sağa döndüm
ve sırtımda bir el deydi:
-Aaaaaaaaaaaaa!?!?
-Elenor! Odamda ne arıyorsun?
-Yanlışlıkla geldim. Bir dakika sakın bakma!!
-İyi bakmıyorum.İstersen kal benim için farketmez.
- Offff, Adrian yaa.( Odadan çıkıp kapıyı açmaya çalıştım ama kilitliydi)Aaa kapı kilitli!!
-Ne ama nasıl olur.Bir saniye (İkimizde aynı anda bağırdık) Anna!!
- Yaa.Şimdi biz aynı odadamı kalıcağız!
-Evet, kalıcağız.Bir sorunmu var yoksa prenses?
-Var tabii ki asla kalmam ben senle.Hey gelmesene üstüme!!
-Senin hala bana borcun var unuttunmu yoksa?!
-Yaa, ben çok üşüyorumm.
-Oradan bakınca şömine gibimi gözüküyorum?
-Yoo.Odun gibi görünüyorsun.
- Çok kaba olmadımı?
-Pardon! Heyecandan.
-Ne yani , benimle olduğun içinmi?
-Yo..o neden olsun ki ya çek şu kollarını.
- Tamam sen kazandın.Ama sana bir şey söylemem lazım.
-Söyle o zaman.
- Elenor ben senin savaştaki o halini izledim.Korkusuz ve cesurdun.Sonrasında zindanda bana verdiğin öpücük, ruhuma işledin sen,bana acı çektiriyorsun.Eğer sende bana karşı bu şekilde hissediyorsan lütfen söyle.
- Yapamam. Yapamayız Adrian.Sen Svadya'nın presisin bense Vanegir kraliçesiyim.Dahası 4 aydır ülkelerimize gitmedik ve en son biz savaştık. Savaşta ise babam öldü.Yani ne hissedersek hissedelim....
- Yani sende bana aşıksın.
- Gerçeklerden kaçamassın Adrian!! Eğer bir araya gelirsek sadece bir yalanı yaşarız....
- Biliyorsun Elenor bunu açığa vurmak zorunda değiliz.Gizli
tutabiliriz.
-Heeeey, gerçek dünyadayız ve ona geri dön senin bu fikirlerin bizi ve yaşamamızı yaşanmaz hâle getirir.
- Özür dilerim. Sen haklısın. Elenor şunu bilki seni seviyorum. -Bende seni çok seviyorum. Adrian lütfen sarıl bana. Çünkü buna ihtiyaç duyuyorum.
-Bende öyle...
Sarılarak uyumuştuk.Adrian ' ın
göğsünde uyumuştum o gece.Sabah olmuştu.Yavaşça gözlerimi araladığımda Adrian'ın yanımda olmadığını fark ettim. Kenarda bulunan yeşil ve mor renklerin karıştığı bir elbise ve kahverengi hafif topuklu ayakkabıyı giydim.Yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı salıp sağından bir parça ördüm. Aşağı inip kahvaltı salonuna gittim.Yemek yedim ama Adrian ordada yoktu.Mutfağa gidip oradaki uşağa:
-Adrian nerde?
-Sabah çıktı ve nereye gittiğini söylemedi efendim.Yanında kılıcını vede okunu aldı.
- Hayır olamaz!!Heryerde Adrian'ı aradım.ancan sonuç yoktu. Gece olmuştu.Sonbahar mevsimine göre hava fazla açıktı.Dolunay ve yanıp sönen yıldızlar vardı. O anda aklıma bakmadığım son yer geldi.Adrian 'ın beni götürdüğü
küçük vadidiydi. Ahhh nasıl unutturum ben orayı...
Uşakları aldırmadan elimde bir meşaleyle Adrian'ı bulmaya gittim. Çok üşüsemde onsuz yapamazdım. Yorulmuştum. Fakat en sonunda onu gördüm . Koşa koşa yanına gittim. Dala takıldım.Tam yokştan az daha yokuştan yuvarlanıcakken Adrian beni kaldırdı ve bu sefer aynı anda yere düştük. Aslında ben Adrian'ın üstüne düşmüştüm.Saçını okşayıp:
-İyimisin!?
- Sanırım.
- Sorun nedir Adrian?
- Yanımda olduğun halde sana kavuşamamak.Dokunamamak.
- Adrian sana bir şey sorucağım.
- Nedir?
-Benimle evlenirmisin?
-Aşık olmamalıyız demiştin ya hani birbirimize?
(Adrian'a biraz daha yaklaşıp)
-Bir gün emin olki kimse bu aşka karşı koyamıyacak.Ama şimdi evlenmessek hüzün ve karanlık üstümüzü kaplar.Baban seni elinde sonunda evlendiricektir.Senin o gün kabul etmiyorumum dediğini hissediyorum.Eğer bir gün beni aldatırsan yada bırakır unutursan seni kendi ellerimle öldürürüm.
- Zaten öldürüyorsun Elenor.
-Sana aşkım sonsuz ve gerçek eğer ülkelerimize dönmeden önce bunu bilmeni istiyorum.
-Biliyorum, dedi. Bu sözü üstüne ona daha da yakınlaştım.Dudağına bıraktım kendi dudaklarımı.Gözlerimi kapattım. Huzura bıraktım kendimi...Belkide saatlerdir öpüşüyorduk.Küçük şelalenin başında ama hava koşulları el vermedi sonunda:
-Benim karım olurmusun Elenor?
-Evet , bir tanem olurum, dedim. Elimden tutup beni kaldırdı.Birlikte köşke geldik benim ve Adrian'ın krallığına gizlice haber yollayıp her birimizin ordusundan şövalye gelmesini emrettik.
3 gün sonra şövalyeler geldi nikahımızı kıydı ardından da gizlice geri döndüler.Adrian gelinliğin duvağını açtı ve dudağımdan yavaşça öptü:
-Niye ki bu üzgünlük.
- Hayır, üzgün değilim yalnızca ayrılımamız gerektiğini hatırladım.
- Ahh tamam. Leydim Elenor.
-Artık acı çekmene gerek yok.
-?
-Yanımda olabilir ve bana dokunabilirsin çünkü Lordum Adrian...
Yavaşça bana yaklaştı ve öptü.
Yukarı çıkıp yemek yedik.Sonra ise dışarıda biraz taze hava aldık.
Yıldızları izledik bir süre.
İçeri girdik Adrian'la üst kattaki yeni odamıza geçtik.Adrian yaklaşıp beni öptü.Sonra ise yatağa doğru ittirdi.
○●□■☆★♥♥♥★☆■□●○●~●~●~●~●~●~●~●~●~●~●~●~●~●
Şafak çoktan sökmüştü.Çıplak bedenime geçirdim kıyafetlerimi sonra ise Adrian'ı uyandırdım:
-Artık gitmeliyiz aşkım.
Tamam dercesine baktı kalkıp üstünü giydi...
Hazırlıklar bitmişti.Artık bir kalpte birleşecek, hasretle buluşacağımız günü bekliyecektik....★!!!!!!!!!!!!!!!!!★!!!!!!!!!!!!!!!!★
Yorumlarınız benim için çok önemli,kötü olsa bile size daima saygılarımı !"eksiltmem."!
4 AĞUSTOS 'DA YAYINLADIM TARİHİ AŞK'I VE BUGÜN 20 AĞUSTOS'DA 50 KİŞİ TARAFINDAN OKUNMUŞ DURUMDA.HEPİNİZE *ÇOK* TEŞEKKÜRLER●●●
♥★♥
《《《DEVAM 》 》 》
《《《EDİYOR》》》
★~★
°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TARİHİ AŞK
DiversosAşk hiç beklenmedik anda ortaya çıkar... Babasını kaybettikten sonra savaşta tanıştığı prense aşık olan bir asil prensesin hikayesi....