Mehmet Güreli-Kimse bilmez
"Hadi ama Liam!" Clei'nin kahkahası mutfaktan çıkıp bütün evi doldurduğunda onu neyin bu kadar güldürdüğünü merak ediyordum. Benim yanımda sürekli söylenip bir şekilde mutsuz oluyordu ve böylesine neşeli kahkahalar atması, ve bunu özellikle Liam'la birlikte yapması sinirlerimi hoplatıyordu.
"Onun sende olduğunu biliyorum, koca oğlan!" bu sefer Liam güldüğün de gözlerimi devirip televizyon izlemeye geri döndüm.
Siktiğimin bir pazar gününü daha evde geçiriyorken benim dışımda herkesin eğleniyor olması sinirlerimi bozuyordu ve Beatrice hafta sonu dönüyordu.
Cleméntine ile birlikte geçirdiğim son gün olması dışında yolunda gitmeyen diğer bir şey ise şuan içeride Liam'la eğleniyor olmasıydı.
İlk önce beni tanımıştı, benimle daha çok vakit geçirmişti ancak neden onun yanında bu kadar mutlu ve rahat olduğuna anlam veremiyorum.
"Biraz daha sessiz olursanız sevinirim! Televizyon izlemeye çalışıyoruz şurada." sinirle homurdandığımda televizyon izlemek hariç her şeyi yapıyordum.
Yerin parkelerini incelemek gibi.
Yada tavanda asılı olan lambaya yada mutfak kapısına dik dik bakmak.
Bunların hepsi yaptığım şeyler içindeydi ancak televizyon izlemek değil.
Ancak onlar beni umursamadılar-yada duymadılar- çünkü kahkahaları devam ediyordu ve ben neye bu kadar gülüp eğlendiklerini merak ediyordum.
Televizyonu kapatıp yerimden kalktım ve mutfağa doğru ilerlemeye başladım.
"Tabağımda onlardan bir tane daha olduğunun farkındaydım Liam," Clei kollarını göğsünde birleştirip surat asmaya başladığında Liam onun yanaklarını sıkıştırdı. Gözlerimi irileştirirken hayretle onlara bakıyordum çünkü benim Cleméntine'nın yanında olmam bile onun kaskatı kesilmesi için bir sebepti.
Oysa ki şimdi, Liam onun yanaklarını sıkıştırırken gülmemek için kendini tutuyordu. "Gerçekten çok açtım, sana onlardan sonra ısmarlayacağım, söz." derken gülümsüyordu ancak gözleri benimle buluşunca duraksadı.
"Hey, Zayn niye orada duruyorsun gelsene," Liam ellerini masanın üzerinde birleştirdiğinde derin bir nefes almak zorunda kaldım. Uyuşuk adımlarla yanlarına ilerleyip sandalyeye oturduğumda Liam yüzümü bir kez daha inceledi.
"Bir problem mi var, dostum?"
"Hayır, bir problem yok. Courtney ile nasıl gidiyor?" diye mırıldandım. Liam soruma biraz şaşırmış görünüyorken bakışlarımı Clei'ye çevirdim ve konu Liam'ın sevgilisinden açılınca eğlenen ifadesinden bir şey kaybedip kaybetmediğine baktım.
Hala gülümsüyordu ve elinde ki sıcak kahve kupasında ki sıcak çikolatasını yudumluyordu.
Bununla birlikte keyfim yerine gelerek Liam'a döndüğümde o hala kız arkadaşından bahsediyordu. Ah, konu onlara gelince kesinlikle susmak bilmiyordu ve bu bir insanı kolayca neden öyle bir soru sorduğuyla ilgili kendini sorgulamaya itebilirdi.
"Vay canına.." Cleméntine kıkırtısını engelleyemeden konuştuğunda bakışlarımı ona çevirdim. Liam'da sonunda susup ona döndüğünde rahat bir nefes aldım. "Kız arkadaşını gerçekten seviyor olmalısın Liam."
Bunu söylerken ki ifadesini inceledim. En ufak hüzün, acı yada mutsuzluk ifadesi aradım ancak yoktu. Aksine Liam adına mutlu hissediyordu. Bunu görmek kalbimin üstüne büyük bir kova soğuk su dökülüyormuş gibi hissettirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blind Love || z.m
Fanfiction"Onu öpmek ve güzel fotoğraflar çekilmek hem de bana bunları hissettirdiği için onu öldürmek istiyordum. Çünkü köşe başında rastgele çarpışarak tanıştığım bu tuhaf gözlü adam hayatımın tam merkezine oturmuştu."