Son Feci Bisiklet-Bu kız beni sever
"Bu kadar mutlu görünmen beni şüphelendiriyor." eve geldiğimizden beri söylediği tek şey buydu. Hayatımda her şey yolunda giderken ağlamam mı gerekiyordu?
"Sürekli hayatımdan şikayetçi olmam falan mı gerekiyor?" ona ters ters baktığımda derin bir nefes aldı. "Bana açıklama yapmak zorunda olduğunu biliyorsun." Kafamı iki yana sallayarak omuz silktim. "Hangi konuda?"
"Zayn ile dün sabah yaşadığın dakikalar hakkında. Neden ağladın? Sana zorla bir şey yapmadı değil mi?" hissettiği endişe ve korku sesinin titremesini sağlarken ona sarıldım. "Hayır, sadece.. Ne tepki vereceğimi bilemedim. Çünkü daha önce böyle bir şey ile baş başa kalmadım, biliyorsun." aynı şeyleri, farklı kişilere tekrar tekrar söylemek beni ne kadar sıksa da ona açıklamak zorunda olduğumu biliyordum ancak Zayn'le aramda olan şeyi Zayn'e sormadan ona söylemeli miydim bilmiyorum.
Bu yüzden çenemi bu konuda kapalı tutmayı tercih ettim ve içimdeki, Zayn'e anlattığım şeyleri bu sefer de ona anlattım. "O akşam seninle bunları konuşmak istiyordum ancak anlaşılan fazla yoğun bir geceydi."
İmalı konuşmamı anlayıp hafifçe öksürdüğünde sırıttım. "Tanrıımm." bu sefer kahkaha atmaya başladığımda koluma vurdu. "Patronuna karşı bir şeyler hissediyorsun. Hem de bu kadar kısa bir süre içerisinde!" gülmeye devam ettiğimde sıkıntıyla bir nefes alarak kendini savunmaya geçti. "Alakası bile yok, sadece fazla içmiştim ve koltukta sızmışım, Harry yanımda bil-"
"Yalan söyleme. Havuzdayken Zayn ile konuştum ve oda bana Harry'le dün keyfinin bayağı bir yerinde olduğunu söyledi."
"Tabiki de söyledi." gözlerini devirdiğine adım kadar emindim, sadece ismini söylememin bile kalp atışlarımı değiştirdiğinden de öyle. Nasıl bu kadar olabiliyordu, aklım almıyordu. Kilometrelerce ötemde olmasına rağmen dudaklarımdan çıkan o dört harf nasıl olur da bu aptal kalbime böylesine hüküm edebilirdi aklım almıyordu.
Daha önce yaşamadığım ve bir daha asla başkasına böyle hissetmek istemediğim türden bir şeydi bu. Bir şekilde sadece ona ait olduğunu biliyordum. Tüm hislerimin bu denli kuvvetli şeyler hissettirmesi sadece ona aitti ve ben sonunda bunu dürüstçe kendime itiraf edebiliyordum.
Özgür hissettiriyordu. Başka hiçbir şeye ihtiyacım yokmuş gibi. En yakın arkadaşım benimleydi ve sevdiğim adam da öyle.
Mükemmel bir tamamlanmışlık hissiyle uyanmıştım bugün. Öyle ki, Beatrice bile fark edebilmişti bunu. Gerçek anlamda mutluydum. Uzun süredir hissetmediğim bir his gibi geliyordu, sanki uzun süredir tozlu bir rafa kaldırılmıştım ve sonunda beni okuyup anlayabilecek kişi çıkmıştı karşıma. Tereddütlerimi ve güvensizliğimi bile örten bir mutluluktu, saatlerce onun hakkında düşünerek müzik dinlemek istiyordum.
Onu özlemiş gibi hissediyordum, yanımda olsa ne yapardık? Beni yine öpmek ister miydi yada benimle uyur muydu? Şuan beni düşünerek mi zaman harcıyordu yoksa yapacak daha iyi işleri var mıydı?
En önemlisi ise onu merak ediyordum. Benim sevgim tamamıyla dürüst bir sevgiydi. Görünüşüne aşık olma, yada görünüşünü beğenip onu sevmek gibi bir lüksüm yoktu benim. Ben onun ses tonunu, atıştığımız zamanları, Liam'a olan sevgi ve ilgi bağımı kıskanmasını, bana hissettirdiği hisleri seviyordum.
Benim için yaşadığım her şey ilkti. Bunun için biraz da heyecanlı hissediyordum. Sanki Tanrı bana en çok istediğim şeyi vermiş gibi. Tek ihtiyacım olan sanki buymuş gibi.
"Ne düşünüyorsun sen öyle?" hafifçe omuz silktim. "Bilmediğim bir şeyler olmuş gibi hissediyorum."
"Hayır, bir şey olmadı. Sadece yorgunum, sende yarın işe gideceksin iznin 1 günlüktü unuttun mu?" bir süre bununla ilgili sızlansa da o çocuğu görmek için sabırsızlandığını biliyordum. İkimizin de hayatına iyi gelecek şeyleri bulmuş olması güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blind Love || z.m
Fanfiction"Onu öpmek ve güzel fotoğraflar çekilmek hem de bana bunları hissettirdiği için onu öldürmek istiyordum. Çünkü köşe başında rastgele çarpışarak tanıştığım bu tuhaf gözlü adam hayatımın tam merkezine oturmuştu."