Sert Esen RÜZGAR...

41 4 0
                                    

ARKADAŞLAR TEOG VESİLESİYLE BİR SURE YAZAMADİM AMA SİZLERİ ÇOK ÖZLEDİM İNSALLAH HEYECAN DEVAM EDİYORDUR YENİ BÖLÜM SİZİN 😘😍😍

  Hayatım diğer insanlar gibi olmamıştı.Veya onlardan daha iyiydi fakat ben kördüm.

Kafam karışıktı.Terkedilmiştim.En sevdiğim tarafindan hicbir şey soylemeden gitmişti iste...

Diğer erkekler gibi o da kaçmayı seçti.Kaçarken arkasinda biraktigi o kırık kalbi hicbir zaman düşünmedi.Onun için ben önemli değildim.Baba parası yemek onun karakterinin bir parçası haline gelmişti.Sırf o yüzden bir sürtükle evlenmeyi kabul etmişti.O kırık kalbin bir ahı vardı her zaman ona.Sevenin ahı tutardı çünkü...

Yaşattığını yaşasın inşAllah!!

~~~

Çok geç gelmiştik eve aşırı da eğlenmiştik ama.İlk defa lunaparka gitmiştim.Yaptığım doğru mu yanlis mi bilmiyordum.Ümit vermek de istemiyordum.
Ama beni mutlu ediyordu.Yalnızligimi unutturuyordu.Ama güvenemiyordum.Bu sefer o da giderse...

Yatağımdan kalkıp giyindim üstümü.Fazla özenmedim bugün kendime.Geç kalacaktım yoksa.

Aklım Can'daydı.Acaba hemen eve geçmiş miydi?

Yasadiklarimizi düşünürken cafeye gelmistim bile.Beyaz önlüğüm masanın üzerinde duruyordu bende alıp geçirdim belime.

O kadar yorgundum ki nasıl ayakta duracagim hakkında hicbir fikrim yoktu.Ama olsundu...

"Bugün patrooon yoook" dedi mutfakta çalışan Elif
"Hayatımda duyduğum en güzel haber bu"

Patron varken oturmak imkânsız gibi bir şeydi bizim için.Ama müşteri olmadiginda oturabilirdim artik.
Sonra birden benim zil sesime benzer bir müzik caldigi titredigimi anlayınca çalan müziğin benim telefonumdan geldiğini anladım.Kayitli olmayan bir numaraydi

"Pardon kiminle görüşüyorum acaba?"

"Kübra ben fazla uzatmayacagim Rüzgar kaza yapti hastanedeyiz"dedi ve kapatti.

Nasıl ya nasıl olabilirdi böyle bir şey hicbir şey demeden önlüğü fırlatıp koşarak terminale geçtim.Cüzdanıma baktigimda sadece 20 TL olduğunu gördüm.

"Can ?'

"Efendim acil terminale gel"

2 dk sonra yanimdaydi.

"Bu kadar erken tahmin etmemistim.Beni İstanbul'a ışınlaman lazim"

"Atla"

Hicbir şey demeden kabul etmişti.Allah'ım nasıl bir gündü bu boyle.Rüzgar nasildi acaba durumunu soramadan kapatmisti orospu.Bunlar hep onun suçuydu.Onun yüzünden gitmişti Rüzgar buradan benim yanımdan..hayallerimizden.Aslında birazda o vermişti bu karari ama canim yaniyordu nefes alamiyordum.Ona bir şey olmasından korkuyorum.

"3 saatte orada olabilir miyiz?
"Tabi ki"

Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki elimde olsa uçarak gidecektim.

"Biz niye İstanbul'a gidiyoruz?"
"Rüzgar,kaza yapmis"
Ya ben kime kimi anlatıyordum Allah askina Can nereden bilsin Rüzgar'ı.
İstanbul tabelasini görünce rahatlamistim.Hastanenin ismini soyledigimden 5 dk sonra oranin onundeydik.

"Gerçekten çok tesekkur ederim. Sana minnettarim Can" diyerek gulumsedim.O da arabaya atlayip hizla uzaklasti.

Kirilmisti belli ki ama o sormuştu.Simdi bunlari düşünmenin bana bir şey kazandırmayacagi geldi aklima.Koşar adim görevliye  "Rüzgar Kayaoğlu odası nerede?"

"2. kat 196 numara"

2. Kata geldiğimde direkt karsimda Kübra olduğunu dusundugum uzun boylu bir bayan duruyordu.

"Rüzgar nerede,iyi mi?"

"Yan oda da evet iyi seni sordu gir istersen" dedi kahkaha atarak.

Odaya girdigimdigimde gözleri kapali bir şekilde baygin halde yatiyordu güzel gözlüm.

"Rüzgar'ım bak ben geldim.Yanındayım.Seninle yim"

"İdil...Sen nasıl?"

"Sistt tamam yorma kendini önemli olan burada olmamdi ve buradayim."

"Özür dilerim." diyerek ağlamaya başladı.O agladikca icim parcalaniyordu.Ama bende aglamistim o giderken

"Sana her şeyi anlatacağım miniğim.Ben isteyerek evlenmek istemedim zorunda kaldim."

"Sen iyiles konusuruz bunları daha sonra"

Nasıl da yorgun düşmüştü bedeni, ruhu...Sanirim o da üzülmüştü aglamisti gözlerinden belli oluyordu sana bana dönüp

"Çok ağlamışsın,gözlerin ahh tabi ya o güzel gözlerin solmuş bitanem.Benim yzumden babama firsat vermemeliydim."

"Rüzgar,bazı şeyler için çok geç kaldin ben buraya sadece senin nasil olduğunu öğrenmek için geldim.Bunlari konuşmak için degil ve simdi de gidiyorum.Size mutluluklar"

"İdil,gitme...Lütfen" sesi çok zor çıkıyordu.Titriyordu.Onu bu halde bırakmak istemiyordum ama gitmem lazımdı.

Hastane kokusundan nefret ediyordum.Bi de  Kübra'yi görünce daha da kötü olmuştum.Baş ağrım migrene dönmüştü.Gözlerimden yas gelmiyordu.O kadar çok aglamistim ki.

Aşağıya indiğimde Can yoktu.Belli ki kırılmıştı.Acaba geri mi dönmüştü? Param da yoktu.Allah'ım aklıma mukayet ol.Şu insanlar ne zor ya.

Oturdum bankta bekledim.Yaklaşık 2 saat sonra Can'ın arabasının modelinde bi ara geliyordu.Biraz daha yaklaşınca o olduğunu anladım.Oturduğum yerden kalkıp arabanın geldiği yöne doğru ilerlemeye başladım.

"Can,niye beklemedin?"

"Uzun konuşursunuz diye düşündüm."

"Benim onunla konuşacak bir şeyim yok."

"Valla orasi senin bilecegin bir iş"dedi gözlerini devirerek.

Kapıyı açıp oturdum koltuğa.Evet,Rüzgar'ı çok sevmiştim seviyordum da ama o benden çoktan vazgeçmişti,gitmisti.

Son hızla bastı gaza Can.Radyoda çalan sarkidan başka ses yoktu arabada."Biri var haram bana"

"İdil,o cafede çalışmak zorunda değilsin bizim holdingte asistanım olmanı çok isterim.Merak etme KAYAOĞLUYLA ilişkimiz yok."

"Yani bilmem ki,sen ister misin beni?"

"İstemesem teklifte bulunmazdim."

"Okulumu da bitiremedim son 1 senem kaldi mezun olmama ama yaklaşık Rüzgar olaylarından sonra gidememistim."

"Okulun benim için sıkıntı değil.Benim evde kalirsin benim zaten eve geldiğim yok okul cikisi ofise gelir calisirsin ben teyzenle konuştum olur dedi.Esyalarin kalsin ben senin için bi kaç bisi aldim."

"Sahiden mi??! Can sen müthiş bi insansın gerçekten çok tesekkur ederim."

"Sende.."

-BABA KOKUSU-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin