A.T ~ 13 • Final •

26.1K 1.4K 91
                                    

Hayatta olup , nefes alıp da yaşadığının farkında olmayan insanlar var . Bende onlardan biriydim aslında , yaşadığımı sanırdım . Oysa tek yaptığım uyanıkken bir rüya görmekmiş . Şimdi bu rüyadan uyandım . Beni uyandıran ise Aytuğ oldu. O hayatıma girdi ve ben kalbimin gerçekten attığını hissettim .

Meğer hayat , kalp atışlarını hissedebilmekten ibaretmiş ..

Dudaklarımın kıvrılmasına izin verirken elimle Aytuğ'nun traşlı yüzünü okşuyordum . Güneş ışıkları içeriye girerken dışarıda yeni yeni yağmaya başlayan kar yeni umutların temsilcisiydi. Ve eğer Aytuğ'yu ikna edersem dışarda kar topu oynaya bilirdik. Gerçi o bana hayır diyemediği için ikna etmem kolay olacaktı.

Evlenmemizin üzerinden üç ay geçmişti ve biz bu üç ayda doyasıya gezmiş balayı yapmıştık . Arada bir ufak atışmalarımız olmuyor değildi ama sonunda ikimizde kırgın olmaya dayanamayıp barışı veriyorduk. Zaten onu bu kadar severken ona kırgın kalmam mümkün  değildi. Özellikle o , bu kadar tatlıyken . Uzanıp yanağına sulu bir öpücük bırakırken ufak bir kahkaha attım.

"Hiç rahat durmuyorsun karıcım . " uykulu sesini işitince elimle saçlarını karıştırıp diğer yanağından da öptüm. Geri çekilmeye çalıştığımda ise Aytuğ izin vermedi .  "Nereye Meleğim ? Sen bana günaydın öpücüklerimi verdin . Şimdi , sıra bende . "

Beni altına alırken kahkaha atıp ona engel olmaya çalışsam da sonunda pes edip , öpücüklerini memnuniyetle kabul ettim .  Ve ardından bir birimizin gözlerine bakarken , "Bugün kahvaltıyı sen mi hazırlıyorsun canım ? " diye sordum .

"Bakıyorum da kocanızın kahvaltılarına fena halde alıştınız Melek Hanım . "

"Ne yapayım Aytuğ Bey . Kocamın eli çok lezzetli . "

"Hımm. Nereden geliyor acaba bu lezzet . "

"Valla orasını bilemem. "

"Ben sanki biliyorum . "  saçlarıyla oynamaya bir son verip ona baktım , "Neymiş ? " diye sorarken kahvelerinde ki yaramaz pırıltılar dikkatimden kaçmamıştı. Bu adam hiç büyümemiş bir çocuktu.

"Tabiki de karısına olan sonsuz sevgisi . " cevabı karşısında  kahakaha atıp yanaklarını öpmeye başladığım da onun da kahkaha sesleri benimkilerine eşlik etmişti .

Saatler sonra yaptığımız bol kahkahalı, eğlenceli kahvaltıdan sonra zorda olsa Aytuğ'yu dışarıya çıkmaya ikna edebilmiştim . Belki , geniş kar topu savaşı yapacak kadar kar yağmamaştı ama yağan bu güzel karın altında el ele bir yürüyüş kadar keyiflisi yoktu.

"Aytuğ . " derken elimi sıkıca kavrayan elden bakışlarımı ayırıp kahvelerine baktım.

"Söyle karıcım . " neşeli sesi beni gülümsetirken bir kaç gündür düşündüğüm şeyi onunla paylaşmaya karar verdim.

"Huzurla Ateş çok tatlılar değil mi ? "

"Öyleler. " derken Aytuğ'nun adeta gozleri parlamıştı . Yiğenlerine ne kadar düşkün olduğunu biliyordum. Onlarla vakit geçirmekten çok hoşlanıyor . Ve ortalıkta ben amcayım diye geziniyordu . Ve böyle düşününce tıpkı amcalık gibi babalıkta ona çok yakışırdı. Tabi ilk önce bu konu da onu ikna etmem gerekiyordu .

"İnsanın onlara baktıkça çocuk sahibi olası geliyor değil mi ? " dediğim de Aytuğ bir anda yürümeyi kesip öylece durdu. Gülümseyerek bakışlarımı ona cevirdiğim de yüzün de şok olmuş bir ifade vardı . Neden bu kadar şaşırmıştı ki ? Çocukları çok sevdiğimi biliyordu .

Bir süre onun kendine gelmesini bekledim ama her hangi bir tepki alamayınca endişeyle ellerimi yüzüne koyup bir kaç defa ismini seslendim . "Aytuğ , iyi misin canım? Ne oldu bir anda ? "

AŞKA TESADÜF  ( Aşkın Serisi * 3 ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin