Hayatta olup , nefes alıp da yaşadığının farkında olmayan insanlar var . Bende onlardan biriydim aslında , yaşadığımı sanırdım . Oysa tek yaptığım uyanıkken bir rüya görmekmiş . Şimdi bu rüyadan uyandım . Beni uyandıran ise Aytuğ oldu. O hayatıma girdi ve ben kalbimin gerçekten attığını hissettim .
Meğer hayat , kalp atışlarını hissedebilmekten ibaretmiş ..
Dudaklarımın kıvrılmasına izin verirken elimle Aytuğ'nun traşlı yüzünü okşuyordum . Güneş ışıkları içeriye girerken dışarıda yeni yeni yağmaya başlayan kar yeni umutların temsilcisiydi. Ve eğer Aytuğ'yu ikna edersem dışarda kar topu oynaya bilirdik. Gerçi o bana hayır diyemediği için ikna etmem kolay olacaktı.
Evlenmemizin üzerinden üç ay geçmişti ve biz bu üç ayda doyasıya gezmiş balayı yapmıştık . Arada bir ufak atışmalarımız olmuyor değildi ama sonunda ikimizde kırgın olmaya dayanamayıp barışı veriyorduk. Zaten onu bu kadar severken ona kırgın kalmam mümkün değildi. Özellikle o , bu kadar tatlıyken . Uzanıp yanağına sulu bir öpücük bırakırken ufak bir kahkaha attım.
"Hiç rahat durmuyorsun karıcım . " uykulu sesini işitince elimle saçlarını karıştırıp diğer yanağından da öptüm. Geri çekilmeye çalıştığımda ise Aytuğ izin vermedi . "Nereye Meleğim ? Sen bana günaydın öpücüklerimi verdin . Şimdi , sıra bende . "
Beni altına alırken kahkaha atıp ona engel olmaya çalışsam da sonunda pes edip , öpücüklerini memnuniyetle kabul ettim . Ve ardından bir birimizin gözlerine bakarken , "Bugün kahvaltıyı sen mi hazırlıyorsun canım ? " diye sordum .
"Bakıyorum da kocanızın kahvaltılarına fena halde alıştınız Melek Hanım . "
"Ne yapayım Aytuğ Bey . Kocamın eli çok lezzetli . "
"Hımm. Nereden geliyor acaba bu lezzet . "
"Valla orasını bilemem. "
"Ben sanki biliyorum . " saçlarıyla oynamaya bir son verip ona baktım , "Neymiş ? " diye sorarken kahvelerinde ki yaramaz pırıltılar dikkatimden kaçmamıştı. Bu adam hiç büyümemiş bir çocuktu.
"Tabiki de karısına olan sonsuz sevgisi . " cevabı karşısında kahakaha atıp yanaklarını öpmeye başladığım da onun da kahkaha sesleri benimkilerine eşlik etmişti .
Saatler sonra yaptığımız bol kahkahalı, eğlenceli kahvaltıdan sonra zorda olsa Aytuğ'yu dışarıya çıkmaya ikna edebilmiştim . Belki , geniş kar topu savaşı yapacak kadar kar yağmamaştı ama yağan bu güzel karın altında el ele bir yürüyüş kadar keyiflisi yoktu.
"Aytuğ . " derken elimi sıkıca kavrayan elden bakışlarımı ayırıp kahvelerine baktım.
"Söyle karıcım . " neşeli sesi beni gülümsetirken bir kaç gündür düşündüğüm şeyi onunla paylaşmaya karar verdim.
"Huzurla Ateş çok tatlılar değil mi ? "
"Öyleler. " derken Aytuğ'nun adeta gozleri parlamıştı . Yiğenlerine ne kadar düşkün olduğunu biliyordum. Onlarla vakit geçirmekten çok hoşlanıyor . Ve ortalıkta ben amcayım diye geziniyordu . Ve böyle düşününce tıpkı amcalık gibi babalıkta ona çok yakışırdı. Tabi ilk önce bu konu da onu ikna etmem gerekiyordu .
"İnsanın onlara baktıkça çocuk sahibi olası geliyor değil mi ? " dediğim de Aytuğ bir anda yürümeyi kesip öylece durdu. Gülümseyerek bakışlarımı ona cevirdiğim de yüzün de şok olmuş bir ifade vardı . Neden bu kadar şaşırmıştı ki ? Çocukları çok sevdiğimi biliyordu .
Bir süre onun kendine gelmesini bekledim ama her hangi bir tepki alamayınca endişeyle ellerimi yüzüne koyup bir kaç defa ismini seslendim . "Aytuğ , iyi misin canım? Ne oldu bir anda ? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA TESADÜF ( Aşkın Serisi * 3 )
RomanceHasta bir kız , genç bir adam ve tesadüfle başlayan kos koca bir aşk . ♡♥♡ "İyileşeceksin . " "Ya bir gün uyandığımda bu hastalık tekrar ederse ne yapacağız ? " Yüzümü avuclarının arasına alıp kararlı bir ifade ile gözlerime baktı. "O zaman her ş...