~Kar~

1.3K 92 106
                                    

MEDYA MÖZÜK: İMPOSSİBLE  **  MEDYA MÖZÜK'S ARTİST: MANAFEST 

Eveeeet minnaaaa bol smutlu kareler yazmaya çalışacağım bu bölümde :,) Bu arada ben hikayelerimi önceden hiç düşünmeden yazıyorum bölümlerini. Yani saçma oluyorsa lütfen söyleyin birşey için önceden çalışmak gibi bir alışkanlığım yoktur ders dışındaa ~ Dinlediğim müzik nereye ben oraya. Arkadaşlar özellikle smut yerine geldiğinizdesmut boyunca medyadaki müziği dinleyin bence :D ben onunla yazdım. yani ne kadar manyaksam artık coşmalı şarkı olmadan smut perilerim gelmiyor. 

----lütfen oylayın millet >.<----

Duygusallık Taym İs Off

Evt hikayemize geçelim sayın bacılar

Mika kucağındaki Yuu'nun, dudağına bakıyordu. Kesinlikle kurumuştu. Su içmesi gerekliydi, ama küçükken de  su içmeye bayılan biri değildi. Hep elinde bardakla sabahın köründe onu dürtükleyip uyandırır ve su içirirdi. Sonrasında uyumasına zaten izin vermezdi. Çantasında sınırlı kalmış olan ararken eline takılan şeye baktı. Bu vampire dönüştükten sonra Yuu'nun o olayın yaşandığı yerde düşürdüğü besi hayvanı kolyesiydi. Onu her zaman yanında tutuyordu, hep bir umutla yanında taşımıştı. 

Yuu en son uyanışından beri tekrar bayılmıştı ve bu Mika'nın işini zorlaştırıyordu. Şu an tanrı benliğine geçiyor olmalıydı, çünkü bedeni tanrı benliğinde biraz daha ağırlaşıyordu ve şu an yeterince ağırdı. Tanrı gözlerini açtığında hiç ses çıkarmadı, Biraz onu izlemekten zarar gelmezdi. Mika onu farkedip gözlerini ona çevirdiğinde Yuu sanki hiçbirşey yapmıyormuş gibi kollarını ve bacaklarını kaldırıp, başını sağa çevirdi. Yuu'nun aniden böyle birşey yapması kafasının bulunduğu tarafa doğru geriye düşmesine neden olmuştu. Mika kıpırdanmayı fark ettiği gibi onu tutmaya çalıştı fakat Tanrı o sırada geriye takla atıp ayağa kalkmıştı bile

"Sakın deneme, fani şey"

"..."

Yuu daha önce biliyormuş gibi bir anda ağzını araladı.

"Kar yağacak, bir ev inşa edebilirdim ama güçlerimi nedensizce kullanamıyorum."

"Tamam, yeterince güç toplamış olmalıyım. Hızlı gidebilirim."

Mika Tanrıyı kalçasının biraz daha altından ve boyun altından tutarak kucağına aldı. Yuu'nun bir anlık titremesini hisseden mika üşüdüğünü düşünmüştü.

"Üşüyor musun, Yuu-chan?"

"Nereden çıkardın? Üşümüyorum."  -.-

"Titredin, çok belli Yuu-chan üşü-"

Mika tuttuğu ensenin sıcaklığını fark edip susmuştu. Büyük ihtimalle Yuu'nun ona dokunduğunda hissettiği şeyi o da hissediyordu.  Mika anlamlı bir şekilde ona bir süre baktı

"Ne var, dilini mi yuttun?"

"..."

Mika tanrıyı biraz daha kendine bastırarak tuttuğunda kendini sıktığı çok belli oluyordu.

"İyi misin?"

"..."

"İstiyorsan yapabilirsin"

"N-neyi?"

"Dokunmak istiyorsun"

"H-hayır"

"Kekeliyorsun"

Yuu tanrı olduğu için odaklandığında Mika'nın hislerini az çok anlayabiliyordu. Sadece ona dokunmak istemişti. Daha fazlasında gözü olmadığını net anlayabiliyordu. Dokunmaktan kastı tamamen masumcaydı. Sadece sarılmak istiyordu. Ağlayıp tüm zamanın yükünü mü atmak istiyordu? Tanrı sevgiden muhtaç büyüdüğü için olduğunu düşünmüştü. Kollarını boynuna atıp kendine çekti. Eğer kendini bukadar tuttuysa mukafatını fazlasıyla verebilirdi. Ağzını araladı, kendini iyice bastırdı. Bir süre Mika'nın yapmayı istememesi yüzünden dilini hiç oynatmadı. Yuu Mika'nın sınırına geldiğini fark ettiğinde yavaşça dilini sürttü. Ondan uzaklaşmasını istemediği için bu tarz şeyleri o günden beri yapmaya çok çekiniyordu. Mika'dan bir inleme kaçtığı zaman kendi kendine lanet okumuştu. Resmen inlemişti, normalde inleyenin Yuu olması gerektiğini düşünüyordu.

Mikayuu ~ Owari No Seraph / HİSTERİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin