David
Gözlerimin önünde kalın bir perde..hayır blurlaşan ve odaklanamayan gözlerim..
Sıcaklık ve havasızlık bir anda had safhaya ulaştı büyük oditoryumda.
Sözcükler..takılan bir plak gibi iğnenin ucunda işkenceyle çeyrek tur dönüyor.
Damarlarımdaki kan kaynak ve yakıcı. Duyduklarımı sindiremeden o bakışlarını kaçırdı.
Sözcükler, aceleyle ve haydi bir cesaret der gibi birden aktı.
Size aşığım. Bay Armond.
Mürekkebi kurumayan jurnalimdeki sessiz beklentilerim. Onun için dolan defter yaprakları ve birkaç uykusuz gece.
Gerçekleşiyorduk.
Size aşığım. Bay Armond.
Gözlerimi eğik başındaki o buklelere odaklarken, ellerimin ellerini aradığını fark etmemiştim.Sıcak ve bebek kadar yumuşak ve pürüzsüz teni, kaba ve pürüzlü parmak uçlarıma ve avcuma temas etti.
Size aşığım. Bay Armond.
Ellerim bileklerine ve ince damarların nabzı yansıttığı yere ulaştı.
Kuş kanatları.
Dudaklarım aralanmış ve sesim kaybolmuştu. Doğuştan dilsiz ve gayet farkında.
Başını yutkunmalar ve nefesini düzene sokma çabalarından sonra kaldırdı. Alnı çeneme değiyordu ayağa kalktığında. Elleri titrerken parmak uçlarında yükseldi.
Aşk.
Ya kurallar ? Hayır. Sadece bir beden ve iki ruh var olabilirdi.
Dudakları keskin bir nefes ile aralandı. Gözlerim gözlerini buldu. Parlak ve gözyaşları ile dopdolu. O gözlerde kayboluyorken, çeneme dudaklarını yaklaştırdı. Yeni çıkan sakallarımı yadırgamadan değdi.
Kalbim göğüs kafesimden özgürlüğünü talep edercesine çarpıyordu.
Aşk işte!
Gerçek ve etten kemikten parmaklarımın ucundaydı.
Hergün hayaleti ile gezdiğim yaşadığım ve uyuduğum kadın sabrımı sınırında asılı bıraktı o uçurumdan.
Bedenim alt üst olmuş, duygularım ve duyularım keskindi.
Son nefesimi vermiş ve bedenime bağışlanarak geri dönmüştüm adeta.
Dudaklarına dudaklarımı onun hizasına getirerek eğildim.
O kadar güzeldi ki.. O kadar masum ve gerçek.
Dokunmak düşüncesi kaba geliyordu. Kağıt ve mürekkepten ibaret cesaretim canlı kanlı dudaklarımdaydı.
Bileklerinde kaydırarak okşadığım teni, ellerimi hapsetmeme yardımcı oldu.
Ona zarar vermek istemezdim. Bayan Francis. Benim Ava'm asla ilk ten tanışma faslında kavranacak ve keşfedilecek kadar ucuz olamazdı.
Bir masum öpücük.
Açıkk ahve gözleri gözlerime son ana kadar takılı kaldı.
Seni seviyorum. Söylemek isterdim ama onun itirafından sonra onu ürkütmek istemem. Bedenlerimiz doğru sinyalleri veriyor ve onu reddetmediğimi biliyordu. Adı gibi biliyordu ona tapıyordum.
Tanrı şahidim ona aşk ile karşılığı olsa da kafes ve kilitler içinde tutulan dizginlenen aşk ile baktığımı biliyordu.
Beni kabullendi. Ve bize karşı koyamadı. Bu oluşatın ve evrenin kanunu, teorisi veya mitlerinden biri gibiydi. Biz kaçınılmaz sonduk ve teslim oldu.
Dudaklarını dudaklarım ile ilk tattığım an, nefesi nefesime karıştı. Fısıldaması ile kontorlüm ellerim arasından uçup gitti.
Zehir dolu kaşıktan damlayan bal gibi, ellerim belinin en ince oyuntusu kırılacakmışcasına ve cam gibi kavradı.
Onu kendime işlemeliyim. İlk ve tek.
Dudaklarım dudaklarından iniltisi ve boğazdan gelen maskülen hırıltı ile birleşti. Ellerim sırtına doğru yükseldi.
Dudaklarım dudaklarını kapattı ve onun ruhunu ruhuma işledi.
Ürkek ama beklenti doluydu.
Elleri üst kollarıma tutundu ve fısıldayan sesi kulaklarımda tekrar işittim.
" Bu işkenceye son verin."
sıcak nefesi dilimin diline ilk kez değmesi ile daha da aşikar hale geldi. Umutsuzluk, sabır, aşk, doyum ve merhamet ile onu öpmek cennette yağan yağmurda ıslanmak gibiydi.
Elleri göğsüme yerleşti ve yumuşak teni sert ve kaba ten üzerinde gezindi.
Ellerim sırtından kürek kemiklerine ve oradan omuzlarına son olarakta narin ensesi ve de yanaklarına dokundu.
Aramızdaki elektrik ve yoğunluğa ara vermek için çekildim. Dudakları dudaklarımdan ayrılırken acı dolu bir iç çekiş ile itiraz etti.
Dudaklarındaki tadı aldıktan sonra utanç ve arzu ile kızaran yüzünü göğsüme yasladı. Nefeslerimiz karmakarışık ve sesliydi.
Sadece bir öpücüktü.kalplerimiz aynı ritimde düzensiz ama umarsızca atıyordu.
"Benim olduğunu biliyordum, Ava."
Sözlerim dudaklarımdan uçup gitti. Islak gözyaşlarını gömleğimin kumaşında hissedebiliyordum.
Artık onun benim olduğunu ve benden başka herşeyi reddedeceğini biliyordum.
Ve bu herşeyi daha da zorlaştıracaktı.
Merhaba :) eh yeni bir hikâye evet. Ve tabiki de fikirleriniz ve de yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O'nun Günlüğü (Askıya Alındı)
Chick-LitHep onu bekledi. Dokunmadan, uzaktan . Öylece sevdi. Dokunursa kırılacaktı, büyüsü bozulacak ondan tiksinecekti. İşkence dolu beklentiler ve karşılıklı ve cevapsız bir aşk. Bir takıntı ve bir hastalık olarak kabullenmek istese de aşk çoktan kabul et...