Orkide.
Hızlıca kapıyı açtım ve odama girer girmez kapıyı kapattım. Kilitlemeyi de unutmadım. Nefes nefese kalmıştım. Hemen mor defterimi buldum ve camı açtım. Bunu da Kübra'ya vermeliydim. Ona güvenip bunu da emanet etmeliydim.
Şu an kalbimde git gide büyüyen korku, benim suçumdu. Kübraya ulaşmak için deliği kullanmalı mıydım? Ya yanında biri varsa? Derin bir OF çektim. Bu işten kurtalamayacağımı hissediyordum. Benim için geliyordu. Ve ben yapayalnızdım.
Neden benden intikam istiyor anlayamıyordum. Benim bir suçum vardı sanki.
Nefreti bir kenara bırakıp Kübra'nın sakinleşmem için verdiği talimatları iyice hatırladım.
Hiçbir şey düşünme. Beynini boşalt. Rahat bir yerde, mutlu olduğunu hayal et. Bunu yaparken rahat bir yere uzan.
Yatağıma uzanıp titreyen ellerimi karnımda birleştirdim. Uykuya dalıp her şeyi unutmak çok cazip geliyordu. Ama her an kapıma dayanmış bir manyakla karşılaşabilirdim. Ne yapmalıydım?
Uyku bana 'gel' diyordu.
Hayır, hayır. Bu doğru değil. Dertlerden kaçmak sadece sonumu yakınlaştıracak.
Yatakta doğrulduğum anda karnımda hissettiğim sızıyla donup kaldım. Sıcak bir sıvı fışkırmaya başlayana kadar acıyı fark edemeyecek kadar kendimi kaptırmış olmalıydım.
Avazım çıktığı kadar bağıracakken yüzüme kapanan yastıkla nefesim de kesilmeye başladı. Boğuşamayacak kadar acı çekiyordum ve kan kaybından ölmeme az kalmıştı. Ses çıkaramayacak hale geldiğimde yastığı çekti ve aldığı yere koydu. Karışmış ve terle yapışmış saçlarıma aldırmadan yavaşça kafamı kaldırdım.
Oydu. Geleceğini biliyordum.
Beni orada acı içinde bırakarak kapısı açılmış gardırobumun içinden çantasını aldı ve geldiğini düşündüğüm pencereden çıkıp gitti.
Birinci katta olmanın ölümüme sebep olacağını nereden bilebilirdim ki?
-
Mine.
Bunların hepsi senin suçun Rafet. Hepsi. Kabul edemiyorsun, çünkü ağır geliyor. Biliyorum. Hepsi senin suçun. Birkaç dakika içinde ölmüş olacağım ve hepsi senin suçun. Yine de seni seviyorum. Ve şimdi o benim için geliyor. İronik bir şekilde öleceğim. Derken kapı açılıyor ve beklediğim kişi içeri giriyor.
"Ne olur bunu yapma.."
Yalvarışımın umurunda olmadığına adım gibi emin olsam da pes edemiyorum. Koşarak kapıdan çıkmaya çalışırken beni durdurmaya çalışmayışıyla ancak bir şeylerin yanlış olduğunu fark ediyorum. Ama iş işten geçmiş oluyor. Kapıya gerilmiş ipe takılıp düşüyorum ve kafamı merdivenin kenarına çarpıyorum.
Bilincim kapanırken 'ne kadar da güzel kaza süsü verdi.' diye düşünmeden edemiyorum ve son düşündüğüm kişinin o oluşuyla ironik bir şekilde ölüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayetin RENGİ
Mystery / ThrillerCinayetin rengi nedir? Kanı temsil eden kırmızı mı? Yoksa hiçliği temsil eden siyah mı? Yoksa mavi mi özgürlüğü temsil eden? Belki de yeşil, belki de pembe.. Bu hikayede ise cinayetin rengi.. * İki yıl önce yaşanmış ve intihar denip kapatılmış iki...