Savaş her sabah olduğu gibi yine öğlene doğru uyanmış ve annesinin bağırışları eşliğinde üstünü giyiniyordu.
Annesi psikolog olmasına rağmen oğlunun üstüne titrerdi her zaman.Oğlunun bir serseriden çok elit bir insan olmasını isterdi.Fakat oğlunun zaten serseri falan olduğu yoktu.Eğer kendisine sorsanız o sadece yakışıklı,arkadaşlarını seven,insanların duyamadığı sesleri duyan ve bunu anlatmaya çalışan bir çocuktu.Henüz 15 yaşındaydı ve bu yüzden bile serseri olmayacağını biliyordu.Fakat annesinin tarafından ise hareketli, kızlarla gerektiğinden fazla yakın ve serseri potansiyeli olan bir çocuktu.
Savaş bunları düşünüp kendi kendine hırslanırken annesinin sesini duydu.
-hemen aşağı gelmezsen o telefonu bugün göremezsin.
İşte bu cümle... Savaş'ı delirten ve annesinin bir hasta olduğunu düşünmesini sağlayan küçük anahtar.Savaş telefonsuz hiçbirşeydi çünkü arkadaş çevresi geniş olduğundan sosyal medyada yer bulmakta zorlanmamıştı.Annesi de bunu biliyordu ve ona karşı kullanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİM BİLİR!
Aktuelle LiteraturBir çocuk ne kadar yakışıklı ve bir o kadar itici olabilir ? Savaş'ın iç dünyasını anlatan hikayemi umarım beğenirsiniz..