38

2.4K 234 65
                                    

Yorgunluğun her insana göre bir tanımı olmalı. Ya bir periye göre bu değişiyorsa? Toparlanmak için ne yapmalı? Yatıp uyumak mı en iyi çözümdü? Belki de. Ya da değildi. Sadece nefes almak bile yeterdi belki de. Gözlerimi açtığımda içimdeki yorgunluk geçmemişti.

Bu kadar yorulmak için ne yapmış olabilirdim ki?

Kellen'ı görmeyi bekliyordum. Ryan'ı değil. Gözlerinde bir şefkat vardı ve bu garibime gitmişti. Üzerinde son zamanlarda giymeyi alışkanlık haline getirdiği siyah tişörtü vardı. Acaba bu tişörtten kaç yüz tanesini daha gardırobunda saklıyordu?

Saçlarının dağınık hali ve o mükemmel kokusu yine kendimi farklı bir alemde hissettiriyordu.

"Kellen nerede?"

Bir elini ensesine görürken mahçupca sırıtarak "Ah o mu? Eee şey onu azıcık yemiş olabilirim" dedi. Kaşlarımı çattım. Ne yapmaya çalışıyordu ki bu şimdi? Kapı açıldığında elinde bir tepsi ile içeri giren Kellen'dı. Odamda olduğumu ve yatakta yattığımı yeni fark etmiştim. Kellen'ı görmek içime huzur vermişti.

Gülümsedim.

"Nasılsın?" diye sorarken yanıma geldi. Böylelikle sol yanımda Ryan, sağ yanımda ise Kellen olmuş oluyordu. Ryan'a bakmayıp sadece Kellen'a baktım.

"Biraz yorgunum ama iyiyim" derken tepside sadece çorba olduğunu gördüm.

"Anladım. Öncelikle...gel buraya" deyip elini bana uzattı ve doğrulamama yardım etti. Ryan ise sadece bizi izliyordu. Garip diyebileceğim bakışları vardı. Kellen tepsiyi kucağıma koyup yatağımın kenarına oturdu. Böylece onu daha rahat görebiliyordum.

Kaşığı alıp çorbamdan bir yudum aldım. İyi bir tadı vardı ancak tarif edemiyordum. Kellen'ın üzerindeki bordo gömleğe takıldı gözlerim. Şimdi nasıl rahat rahat yemek yenirdi ki? Kalp çarpıntım ivmeyle artmaya devam ederken bir kaşık daha aldım.

"Şimdi nasılsın?"

Bu soruyu Ryan'dan duymak elbetteki beni şok etmişti.

"İyiyim" dedim soğuk bir sesle. Kellen'ın Ryan'a olan ters bakışlarını görünce kendimce içimden onu tebrik ettim. Neticede hepimiz biliyorduk ki Ryan için benim iyi olup olmamam önemli değildi. Bunu sorması sadece ortamda gereksiz bir sahtelik yaratıyordu.

Nihayet çorbam bittiğinde yatakta daha rahat bir pozisyonda oturuş yakalamak için hareketlendim. Hareketimin Ryan'da bir endişe uyandırdığını fark edince ona dik dik baktım.

Sonra Kellen'a dönüp bakınca onda da garip bir şeyler olduğunu gördüm.

"Neler oluyor?" diye sordum tek kaşımı kaldırarak. Kellen hafifçe öksürerek boğazını temizledi. Kısa bir sessizliğin ardından konuşan Kellen oldu.

"Selen...Ne hatırlıyorsun?"

Kaşlarımı çatarak ikisine birden baktım. İkisi de ağzımdan çıkan her bir kelimeyi kaçırmamak için kulaklarını dört açmış görünüyordu.

"Sizin neyiniz var? Ben her şeyi hatırlıyorum"

"Çağ'a ne yaptığını da hatırlıyor musun?" diye sordu Ryan. Mavi gözleri duyduğu endişeyi yansıtıyordu.

"Ben mi? Ben ona bir şey yapmadım. Fakat Kellen gelmeseydi yapacaktım"

"Ne yapacaktın?" Sorunun sahibi Kellen'dı.

"Saçını başını yolacaktım" dedim hınçla. Ryan derin bir nefes aldı.

"Selen. Görünen o ki karanlık yanın bir şeyleri senden gizliyor" Şaşkınlıkla Kellen'a baktım.

SİHİR-KRİSTAL ÖLÜM-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin