4.BÖLÜM (ISLAK)

132 12 3
                                    

"Gelmedim." Gözleri karanlıkta kamufle olmadan belli oluyordu. Onun bu bakışları öylesine canımı yakıyordu ki. Kalbim paramparça olurken, o öylece bakıyordu bana.

"O gün sen Özgür'e siper olduğunda ilk defa kıskançlığı hissettim." Söylediği şeyle ağzım aralandı, kalbim sanki uzun zamandır atmıyormuşcasına dirildi.

Gözlerinin odağı yavaşça aşağıya doğru indi. "Sen onun için yerde yatarken ben o an ölmek istedim." Gözlerim yavaşça dolarken üstümdeki pikeye sarıldım iyice. Şu an ağlamak istemiyordum, hem de hiç.

"Yapma bana bunu Egemen. Kolundan sildirmişsin baş harfimi. Kalbinden mi silmeyeceksin?" Öyle mi dercesine şekil aldı kaşları. Öyle dercesine başımı salladım.

"Hem sen bıraktın beni, sen vazgeçtin benden. O hastane odasında uyandığımda ne isterdim biliyor musun?" Kaşlarını çatarken dolaba daha da yaslandı.

Ağzımı araladığımda sol gözümden bir damla yaş inmişti. Ama sanki yüreğim yanıyordu. "Senin başımda beklediğini! Ben yanındayım demeni! Seni bırakmayacağım deyip, her zaman yaptığın gibi omzumdan öpmeni!" Kalbimdeki gerçekler ağzımdan bir olup kaçarken gözyaşlarımın soğukluğunu hissetmiştim.

"Bugüne kadar sen beni istemedin, artık ben seni istemiyorum." Yalanım öylesine belirgindi ki aslında ama ağzımdan çıkmıştı işte. "Ben artık gerçekten beni seven bir insanla beraber olmak istiyorum."

Egemen öyle bakmıştı ki. Bir an dilimin tutulduğunu sandım. "Ne demek bu?" Sakinliği bile insanı ürpertiyordu. Gözlerimi ellerime çevirdim. Pikeyi sıkmaktan sızladığını farkettim.

"Ben artık Özgürle beraberim. Bak artık istediğin gibi seni unutuyorum." Bunu dememle hızlıca yanıma gelmiş ve beklemediğim bir anda çenemden tutmuştu. "Ne dedin?"

Canım yanıyordu ve konuşamıyordum. "Söyle bir daha. Hadi söylesene Lan!" Egemenle üç yıl beraberdik. Tam üç yıl. Ama onu hiç bu kadar sinirli görmemiştim. Yani bana karşı. Hiç bu kadar kısa Zaman diliminde bu kadar çok canımı yakmamıştı.

"Bırak!" Ne dediğim anlaşılmamıştı. "Yeter artık canımı daha fazla yakma! Yoruldum ben." Ağlarken söylemiştim bunları. Egemen elini çekmiş, elini saçına geçirmişti.

"Ben o gün Özgür'ün canını yakayım derken kendimi yaktım Ahu gözlüm." Hâlâ ağlamaya devam ederken Egemen yanımdaki camdan çıkmak için camı açtı. Tam gideceği sırada geri gelince korkuyla geri çekildim.

Bana doğru eğilirken yüzüne garip bir gülümseme yerleşti. Ah, dengesiz herif. Omzuma öpücük bıraktığında gözyaşlarım durmuş, şaşkın şaşkın Egemen'e bakıyordum. Gerçekten dengesizdi.

Ben öylece şaşkın şaşkın arkasından bakarken o pencereden çıkıp gitmişti bile. Başımı yastıkla buluşturduğumda uyuyabilmeyi denedim. Gözlerimi zorla yumdum. Umarım bu geceden sonra uyuyabilirdim.

__

"Dila." Yavaş yavaş gözlerimi açarken karşımda babamı görünce yüzüme keyifli bir gülümseme yayıldı. "Uyan kızım seninle kahvaltı yapalım." Doğrulup babama güleryüzle baktım. Başımı tamam anlamında sallayıp yatağımdan insim.

"Kemal hadi gelin." Babamla beni mutfaktan çağıran annemi duyunca daha da Mutlu oldum. Uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştım. "Geliyoruz hanım." Babamın yanına gittiğimde kolunu kaldırınca hemen sokuldum.

Mutfağa gülerek giderken annem bizi görünce çayımızı koydu. "Oğlum yok tabi siz beni yalnız bırakın." Babam annemi gösterdiğinde kolunun altından çıkıp anneme doğru yürüdüm. Annem çaydanlığı kenara koyunca direk yanağından öptüm.

ARAF'ın AHU'suHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin