BÖLÜM 7 (VEDA)

82 6 0
                                    

"Var mı gelen?" Yok anlamında başımı salladım Ecem'e. Kapıya başımı bir kere daha yaslayıp insan dolu koridora içimden sövmeden edemedim.

Kapıyı kapattıktan sonra sırtımı kapıya yasladım. Terleyen örgüm bana batsada bu en son düşüneceğim şeydi. Ecem aynadan kendine son kez bakıp bana döndükten sonra cebinde ki telefonu çıkarıp birkaç tuş tuşladıktan sonra kulağına götürdü.

"O değilde az kalsın görüyordu Görkem bahçeden geçerken." Ecem söylenirken dediği şeyin korkusuyla tırnaklarımı ellerime batırdım.

"Şimdi napacağız? Müge'ye ulaşamıyorum." Telefonu kulağından çekip sinirle kapattı. Müge nerdeydi şimdi? Kaybolma zamanı değildi ki.

"Bilmiyorum Ecem." Dışarda ki sesler gitgide azalırken hayretle kaşlarımı çattım. Sanki bir yere gidiyorlardı. Toplu halde adım sesleri geliyordu kesilen müziğin ardından.

"Noluyor lan?" Ecem şüpheyle yanıma gelip beni yana çekince bir kaç adım geriledim. Kapıyı açıp içeriye birinin dalmasıyla gözlerim yuvasından çıkıp kaçacakmışçasına büyüdü.

"Görkem!" Ecem'in sessiz çığlığı üzerime korku serperken birkaç adım boş odada gerilemiştim.

"Ne arıyorsunuz lan siz burada? Bu kıyafet ne Ecem?" Görkem Ecem'e bağırırken beni görmemesini umdum. Gerçi ne olursa olsun görecekti.

"Görkem biz eğlenmek için geldik sadece. Vallahi bak." Ecem yavru kedi bakışlarıyla Görkem'e bakarken Görkem telefonunu cebinden çıkarıp hemen kulağına götürdü. Ecem'e sinirle bir şeyler söylerken siyahın içinde kamufle olmayı diledim.

"Araf ben Ecem'i buldum." Birkaç saniye bekledikten sonra gözleri beni bulunca önüme düşen saçımı sinirle arkama attım.

"Yenge de burda. Hemde kısacık bir elbise giymiş. Yok Araf ne süzeceğim ben yengeyi? Göze batıyor onun için dedim." Görkem saçmalarken odada olduğumuzu söyleyip hızla kapattı.

"Neyse, seninle Araf ilgilenir. Sen bana hesap ver Ecem! Bu halin ne lan? Gizli gizli koridordan geçerken görmeyeceğimi mi sandın?" Ecem'in kolundan tutunca gözlerimi şaşkınlıkla araladım.

Evin sessizliği Görkem'in sesiyle bütünleştirken herkesin dağıldığını yeni farketmiştim. Egemenlere görünmemek için gizliden bir odaya girmiştik ama burda da bulmuştu bizi.

"Sanane ya yeter artık! Bu ne canım? Benim de bir sabrım var ya! Her halta karışıyorsun!" Ecem daha konuşacağı sırada Görkem'in onu kendine çekmesiyle ne yapacağımı bilemedim. Birbirlerine çok yakındılar. Görkem Ecem'i belinden çekmiş, burnunun dibinde yüzünü inceliyordu. Ecem'in de ne kadar şaşırdığı yüzünden belliydi.

Olay yerini terk etmem gerektiğini düşünüp odadan çıktım. Ecem'i seviyordu, bunu biliyordum. Ama kıza çok çektiriyordu.

Dalgın dalgın koridorda yürümeye başladığımda kimsenin kalmaması beni germişti sanki.

"Nereye böyle ahu gözlüm?" Duyduğum ses ayaklarımı çivi gibi yere sabitlemişti. Kafamı yerden kaldırıp karşıma, Araf'a, Egemen'e baktım.

"Seni ilgilendirmez." Yanına ulaştığımda o durmuştu. Yanından geçeceğim sırada karnımdan tutup duvara yaslamasıyla şaşkın gözlerle ona baktım.

"Birincisi, beni şu siktiğimin dünyasında bir tek sen ilgilendiriyorsun. İkincisi bu elbisenin hesabını bizzat bana vereceksin. Son olarak üçüncüsü de.." o kadar yakındık ki bir santim yaklaşsam onu öpecek gibiydim. Sinmeye çalıştım duvara ama hiçbir yete kaçamıyordum.

"Sen benden kaçtıkça bana daha da yaklaşıyorsun güzelim." Sağ tarafa gidip ellerini üzerimden çektim. Tepki vermemişti, güç bile kullanmamıştı.

"Sen benden vazgeçtin." Kendi kendime söyleniyor gibiydim.

"Doğru. Ama en zoru ne biliyor musun?" Bakışlarım pürüzsüz dudaklarına takıldı önce, ardın gözlerine baktım.

"Ben senin göremeyeceğin kadar dipte, sen benim dokunamayacağım kadar yüksektesin."

Ne denirdi ki böyle adama? Aramızda gördüğü engel neydi onu bilmiyordum bile.

"O zaman.." demeliydim. Yapmalıydım, zor değildi.
"Hoşçakal Egemen.." yanından geçerken o omzumun üstüne bir yuva kurmak istedim. Ordan hiç ayrılmamayı, kokusuna hapsolmayı.

Ama yapamadım. Yapamayacaktım

ARAF'ın AHU'suHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin