0.3 "Düşük Bebek"

1.6K 121 66
                                    

Y/N: eğik yazılan yerler geçmişten alınmıştır.

Bir... İki, üç.

Sessizliğe gömülüyor ruhlar.

Bir, iki , üç.

Tutuşuyor lanetli dolunay gecesi.

Bir, iki, üç.

Dokunuyor kirli satırlar kadının bedenine.

Ve gecenin çocuğunu şeytana bahşediyor.

Ruhumu bedenimden alan elektrik ruhumu geri veriyor.

Aklını yitiren adam göz yaşları ile geri istiyor kadının saçlarını. Altın saçlarını, sırma saçlarını , her teli gece, tacı yıldızlar olan saçlarını.

Şarkılar kurban edilir geceye.
Bir bir ezilir örümceklerin başları.
Şiirler armağan edilir gündüze.
Geceye soyunur notaların göz yaşları.

Elektik akın ediyor bedenime.

Adam yaptıklarını unutmuş sevdiği kadını kurtarmaya adamıştı ruhunu. Kalbi kuş gibi çırpınırken kadının, bu günlerin geçmişten çalındığını anlamıştı.

0.3 "Düşük bebek"

2009

"Güzelim beni duyuyor musun? "

Bilincim bir sarsıntı eşliğinde açıldı. Bedenimi esir alan tarifsiz acı dudaklarımdan bir yakarış misali dökülmüştü.

"Anne? "

Annem başımı yastığa geri yaslayıp üzerimi örttü.

"Harleen. "

Gözlerinde birikmiş yaşları silip alnıma derin bir öpücük kondurdu.

"Bir daha izin vermeyeceğim güzelim"
Bir kırbacın ucuna işlenmiş acı bedenim ile buluştu. Anılarım bir kırbaç gibi tenimi delik deşik ediyor beynime saplanıyordu. Hatıra bıraktığı tek his, hatırlama hissiydi.

Annemin yüzümdeki elini ittirdim. Acı verip unutmaktan başka bir işe yaramazdı o. Sessizliğini benim çığlıklarımda harmanlar. Yakar, yıkar, parçalardı.

Pişmanlığın keskin bir bıçakla tenimi kesişiydi o. Adımlarını ruhumun tam üzerinde atar ve beni toparağa gömerdi.

En çok ta yaralarımın dil bulmuş haliydi. Anlamsız bakışlarının altında geceyi bekleyen kirli yanını bir tek ben görebilirdim.

"Çek ellerini üzerimden! "

İğneleyici bakışlarının mühürlü sayfalarına kazınmış yalvarışlarım aklımı esiri seçmişti.

"Bana bak Harleen"

"Neyin var kızım? "

"Sen bana karşı mı geliyorsun? "

Başımı okşayan elinden çaresizce kaçtım.

"Hayır anne"

Elini kendine çekip dolan gözlerini saklamaya başladı.

"Bana anne deme! "
Elindeki et bıçağını üzerime fırlattı. Omzumu derin bir sızı hedef almıştı.
Üzerime yürüyüp beni köşede sıkıştırdı. Ayağı sallanan dolap annemin tekmesi ile beni altına aldı. Kaburgalarım soğuk mermerin adiliğine kapıldı. Kırılıp ciğerlerime batıyordu sanki. Bir nefretin esiriydi gecelerim. Her gün başka bir kadının yanında olan babam, aşağılık komşumuz, yan bahçedeki çiçeklerimize işeyen köpek, iş yerindeki sürtük ve her sıkıldığında annemi okula çağıran işsiz hocam... Gün içinde susup geceleri tüm hayatın hıncını benden alan kadından habersizlerdi. Onlar kaburgalarımın acısı sandığım kalp ağrısından habersizdi.

Neon Queen #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin