Multide Derin var
Sabah her zaman ki gibi annemin bana seslenmeleriyle uyandım. Tabii ben bu seslenmelere aldırmadığım için terlikleriyle uyandım desem daha doğru olur. Banyoda klasik rutin işlerimi hallettikten sonra kahvaltı yapmak için odadan çıktım. Sabah popoma yediğim terlikten dolayı hafif bir ağrı vardı. Vicdansız kadın ne olucak. Mutfağa doğru ilerleyip annemin hazırladığı kahvaltı masasına oturdum.
"Günaydın popoma terlik vurarak uyandıran vicdansız kadın!" dedim gözlerimi kısarak. Annemin cevabı ise terliklerini göstererek beni tehdit etmek oldu. Annemin bu hareketine gözlerimi devirdim. Annemde masaya oturunca kahvaltı etmeye başladık. Pardon başladı. Ben hala bir elim çenemin altında boş boş buzdolabını inceliyordum. Uymamak için kendimle savaş verirken elim çenemin altından kaydı ve kafamı masaya çarptım.
"Ahhh....kafam! Beyin kanaması geçiriyorum sanırım." Dedim başımı ovalarken. Annemde hemen başımı tutup birşeyim var mı diye baktı.
"Kızarmış. Nasıl beceriyorsun bu kadar sakar olmayı anlamıyorum. Sen benim kızım olamazsın" dedi annem hafif bir sinirle. Anneme gözlerimi devirip
"Dedi yerleri silerken ayağı kayıp düşen kadın" dedim. Annemde hafifçe kafama vurup gülümsedi.
"Dalga geçme anneyle." dedi. Gülüp annemin yanağını öptükten sonra birşeyler atıştırmaya başladım. Bugün ne yapsam acaba? Film izleyebilirim. Tabii yanında cips ve kola olması şartıyla. Başka...
"Günaydın!" diye bağırarak giren Güneş'e gözlerimi devirdim. Sabah sabah bu enerji nerden geliyor anlamıyorum ki? Annem ve bende günaydın dedikten sonra Güneş de kahvaltı etmeye başladı. Annem
"Kızlar bugün alışveriş yapıcaz" dediğinde Güneş çığlığı bastı. Sağ kulağımı hissetmiyorum şuan. Elimle sağ Kulağımı tutarken anneme döndüm.
"Ne alışverişi yahu! Ben film izliycem. Siz gidin." dedim. Annem tavana sabır dilercesine bakıp bana döndü.
"Düğün için alışveriş yapıcaz" diye eklediğinde baygınca anneme dönüp
"Yani?" diye sorduğumda derin bir nefes alıp tekrar konuştu.
"Yanisi sende geliyorsun. Düğün benim düğünüm olduğu için alışverişe gidiyoruz. Sende benim kızım olduğuna göre sende bizimle geliyorsun. Senin için yeterli bir sebebtir diye düşünüyorum" dedi. Bende mantıklı geldiği için başımla onayladım. Ve kahvaltıma devam ettim.
Güneş'le kahvaltımızı yaptıktan sonra odama gidip üstümüzü değiştirdik. Dün bizde kaldığı için yedek kıyafeti yoktu. Bende dolabımdan ona siyah dar yüksek bel bilekten bir pantolon ve siyah ince askılı bir bluz Üstüne de kot gömlek verdim. Baya güzel durmuştu üstünde. Kendimede buz mavisi dar yüksek bel kapri ve üstüne salaş beyaz belden bağlamalı gömleğimi giydim. Converslerimi unutmamak gerek tabii. Güneş'le saçımızı ve makyajımızı hallettikten sonra kapıda bizi bekleyen annemin yanına gittik.
"Dışarıya çıkarken bu kadar hazırlanıyorsanız düğünde kim bilir kaç saat hazırlanırsınız!" dedi annem alayla. Güneş Şirince sırıtıp
"O kadar da abartma ama Nergis teyzecim. 10 dakikada hazırlandık." dedi. Annem tek kaşını kaldırarak
"10 dakikada hazırlandığınıza emin misin?" diye sordu.
"Değilim." Diyerek cevapladı Güneş. Daha sonra bana dönüp baktıktan sonra tekrar anneme döndü. Gözlerini Kocaman açıp tekrar bana döndü ve iki eliyle başımı tutup sağa sola sallamaya başladı. Napıyor bu yahu!
"Ayyyy.... Başına ne oldu senin? Nergis teyzemin terlik koleksiyonu başına mı düştü? Neden kafan kızarık? Hepsi senin yüzünden Nergis teyze. Kardeşime Nasıl kıyarlar? Terliklerini dava edicem. Senide terlik alım ve fırlatmaktan içeri attırıcam. Ben-" sözünü yarıda kesip bileklerini tuttum.
"Güneş sen iyi misin? Kafamı niye sallıyon? Sabah kafamı masaya çarptım ondan kızarık. Ayrıca yeni mi görüyorsun. İnanmıyorum sana sab-" bu seferde sözümü annem kesti.
"Kızlar! Ben sizin neden birbirinizle iyi anlaştığınızı anladım. İkinizin de çenesi düşük. Sabah sabah kafamı şişirdiniz. Artık bir susun da gidelim. Düşün önüme çabuk!" diyerek eliyle önünü işaret etti. Annemin önünden geçerken ona dil çıkarıp koşarak çıktım evden. Yoksa her an popoma bir terlik yiyebilirdim.
Güneş, annem ve ben alışveriş merkezlerinden birine gelip tek tek dükkanlara bakmaya başladık. İlk girdiğimiz dükkanda birşey bulamayınca ikinci dükkana girdik. Annem görevlilerin birinden kendisiyle ilgilenmesi için yardım istedi. Bizde Güneş'le kendimiz askılıları karıştırarak elbise arıyorduk. Güneş
"Buldum..!" diye çığlığı basınca irkilip Güneş'e döndüm. Ne çok bağırıyor bu kız yahu!
"Ne buldun?" diye sordum. Güneş sevinçle elindeki elbiseyle bana döndü.
"Elbiseyi!" dedi. Elbise straplez kırmızı yan kısımlarında gümüş detayları olan bir elbiseydi. Kenarında yırtmacı vardı. Güneş sarışın olduğu için kırmızı renk ona yakışırdı.
"Güzelmiş. Bir dene istiyorsan?" dedim. Başıyla onaylayıp kabine girdi. Bende askılıları karıştırmaya devam ettim. Fazla abartılı birşey istemiyordum. Sade düz olsa yeterdi. Ve sanırım aradığım elbiseyi bende buldum. Pastel mavi tonlarında balık model bir elbise. Kalçamdan dizimin altına kadar tülden oluşuyordu.